Sahife, Cifir, Camia Ve Fatıma’nın Mushafı
Ebu Besir'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın yanına gittim ve kendisine dedim ki: "Fedanız olayım, size bir şey sormak istiyorum ama burada sözümü duyan biri var mıdır?"
06.05.2025 00:17:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ebu Besir'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'ın yanına gittim ve kendisine dedim ki: "Fedanız olayım, size bir şey sormak istiyorum ama burada sözümü duyan biri var mıdır?"
Râvi der, bunun üzerine Hz. Ebu Abdullah aleyhisselam kendisiyle öteki evin (odanın) arasındaki perdeyi kaldırıp oraya bakıverdi. Sonra da buyurdular ki: "Ey Ebu Muhammed! İstediğini sor."
Ravi der, dedim ki: "Fedanız olayım, Şialarınız diyorlar ki, Resulullah sallallahu aleyhi ve alih, Ali aleyhisselam'a bir ilim kapısı öğretmiş ki, ondan onun için bin ilim kapısı açılırmış."
Râvi der, buyurdular ki: "Ey Ebu Muhammed! Resulullah sallallahu aleyhi ve alih, Ali aleyhisselam'a bin kapı öğretmişti. Her kapıdan da bin kapı açılırdı."
Râvi der, dedim ki: "Allah'a yemin olsun ki, ilim işte budur."
Râvi der; bunun üzerine, bir süre tefekküre dalarak yeri eştiler, ardından da buyurdular ki: "Evet, bu ilimdir ama bu o değildir."
Râvi der, sonra şöyle buyurdular: "Ey Ebu Muhammed! Camia da bizim yanımızdadır. Onlar ne bilsinler ki, Camia nedir?"
Râvi der, dedim ki: "Fedanız olayım, Camia nedir?"
Buyurdular ki: "Bir sahifedir ki, uzunluğu Resulullah sallallahu aleyhi ve alih'in zirasıyla yetmiş ziradır. Resulullah sallallahu aleyhi ve alih'in ağzıyla dikte edilmiş, Ali aleyhisselam'ın eliyle de yazılmıştır. Onda bütün helal ve haramlar, insanların ihtiyaç duydukları her şey ve hatta tırmalama izinin diyeti bile vardır."
Bu arada eliyle bana dokundu ve buyurdular ki: "İzin verir misin, Ey Ebu Muhammed?"
Râvi der, ben dedim ki: "Fedanız olayım, ben sizin kölenizim, dilediğinizi yapabilirsiniz."
Râvi der, bunun üzerine eliyle bedenime birazcık bastırıverdi ve birazcık da öfkelenmişçesine buyurdular ki: "Hatta bunun dahi diyeti vardır."
Râvi der, dedim ki: "Allah'a yemin olsun ki, ilim işte budur."
Buyurdular ki: "Bu ilimdir ama bu o değildir."
Sonra bir süre sustu ve ardından şöyle buyurdular: "Cifir de bizim yanımızdadır. Onlar ne bilsinler ki, Cifir nedir?"
Râvi der, ben dedim ki: "Cifir nedir?"
Buyurdular ki: "Deriden bir kaptır ki, onda peygamberlerin, vasilerin ve İsrailoğullarının geçmiş âlimlerinin ilmi vardır."
Râvi der, ben dedim ki: "İlim işte budur."
Buyurdular ki: "Bu ilimdir ama bu o değildir."
Sonra bir süre sustu ve ardından buyurdular ki: "Fatıma aleyhasselam'ın mushafı da bizim yanımızdadır. Onlar ne bilsinler ki, Fatıma'nın mushafı nedir?"
Râvi der, ben dedim ki: "Fatıma aleyhasselam'ın mushafı nedir?" Buyurdular ki: "O bu Kur'an'ınızın üç katı kadar olan bir kitaptır.
Allah'a yemin olsun ki, onda Kur'an'ınızdan bir harf bile yoktur."
Râvi der, ben dedim ki: "Allah'a yemin olsun ki, ilim işte budur."
Buyurdular ki:" Evet, bu ilimdir ama bu o değildir."
Sonra bir süre sustu ve ardından şöyle buyurdular: "Bütün olanların ve kıyamet gününe kadar bütün olacakların ilmi bizim katımızdadır."
Râvi der, ben dedim ki: "Fedanız olayım, Allah'a yemin olsun ki ilim işte budur."
Buyurdular ki: "Evet, bu ilimdir ama bu o değildir."
Râvi der, ben dedim ki: "Fedanız olayım, öyleyse ilim nedir?"
Buyurdular ki: "İlim, kıyamet gününe kadar gece-gündüz, birbiri ardına vaki olan işlerin ve olayların ilimdir."
Râvi der, bunun üzerine Hz. Ebu Abdullah aleyhisselam kendisiyle öteki evin (odanın) arasındaki perdeyi kaldırıp oraya bakıverdi. Sonra da buyurdular ki: "Ey Ebu Muhammed! İstediğini sor."
Ravi der, dedim ki: "Fedanız olayım, Şialarınız diyorlar ki, Resulullah sallallahu aleyhi ve alih, Ali aleyhisselam'a bir ilim kapısı öğretmiş ki, ondan onun için bin ilim kapısı açılırmış."
Râvi der, buyurdular ki: "Ey Ebu Muhammed! Resulullah sallallahu aleyhi ve alih, Ali aleyhisselam'a bin kapı öğretmişti. Her kapıdan da bin kapı açılırdı."
Râvi der, dedim ki: "Allah'a yemin olsun ki, ilim işte budur."
Râvi der; bunun üzerine, bir süre tefekküre dalarak yeri eştiler, ardından da buyurdular ki: "Evet, bu ilimdir ama bu o değildir."
Râvi der, sonra şöyle buyurdular: "Ey Ebu Muhammed! Camia da bizim yanımızdadır. Onlar ne bilsinler ki, Camia nedir?"
Râvi der, dedim ki: "Fedanız olayım, Camia nedir?"
Buyurdular ki: "Bir sahifedir ki, uzunluğu Resulullah sallallahu aleyhi ve alih'in zirasıyla yetmiş ziradır. Resulullah sallallahu aleyhi ve alih'in ağzıyla dikte edilmiş, Ali aleyhisselam'ın eliyle de yazılmıştır. Onda bütün helal ve haramlar, insanların ihtiyaç duydukları her şey ve hatta tırmalama izinin diyeti bile vardır."
Bu arada eliyle bana dokundu ve buyurdular ki: "İzin verir misin, Ey Ebu Muhammed?"
Râvi der, ben dedim ki: "Fedanız olayım, ben sizin kölenizim, dilediğinizi yapabilirsiniz."
Râvi der, bunun üzerine eliyle bedenime birazcık bastırıverdi ve birazcık da öfkelenmişçesine buyurdular ki: "Hatta bunun dahi diyeti vardır."
Râvi der, dedim ki: "Allah'a yemin olsun ki, ilim işte budur."
Buyurdular ki: "Bu ilimdir ama bu o değildir."
Sonra bir süre sustu ve ardından şöyle buyurdular: "Cifir de bizim yanımızdadır. Onlar ne bilsinler ki, Cifir nedir?"
Râvi der, ben dedim ki: "Cifir nedir?"
Buyurdular ki: "Deriden bir kaptır ki, onda peygamberlerin, vasilerin ve İsrailoğullarının geçmiş âlimlerinin ilmi vardır."
Râvi der, ben dedim ki: "İlim işte budur."
Buyurdular ki: "Bu ilimdir ama bu o değildir."
Sonra bir süre sustu ve ardından buyurdular ki: "Fatıma aleyhasselam'ın mushafı da bizim yanımızdadır. Onlar ne bilsinler ki, Fatıma'nın mushafı nedir?"
Râvi der, ben dedim ki: "Fatıma aleyhasselam'ın mushafı nedir?" Buyurdular ki: "O bu Kur'an'ınızın üç katı kadar olan bir kitaptır.
Allah'a yemin olsun ki, onda Kur'an'ınızdan bir harf bile yoktur."
Râvi der, ben dedim ki: "Allah'a yemin olsun ki, ilim işte budur."
Buyurdular ki:" Evet, bu ilimdir ama bu o değildir."
Sonra bir süre sustu ve ardından şöyle buyurdular: "Bütün olanların ve kıyamet gününe kadar bütün olacakların ilmi bizim katımızdadır."
Râvi der, ben dedim ki: "Fedanız olayım, Allah'a yemin olsun ki ilim işte budur."
Buyurdular ki: "Evet, bu ilimdir ama bu o değildir."
Râvi der, ben dedim ki: "Fedanız olayım, öyleyse ilim nedir?"
Buyurdular ki: "İlim, kıyamet gününe kadar gece-gündüz, birbiri ardına vaki olan işlerin ve olayların ilimdir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.