İSO Başkanı Tanıl Küçük, 2007 yılında kar ettiğini açıklayan 450 büyük sanayi kuruluşunun karlarının üretimden kaynaklanmadığı için aldatıcı olduğunu açıkladı.
Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasında yer alan 450 kuruluş 2007'de kar ettiğini bildirdi. Geçen yıl 30 kuruluşun daha kara geçmesiyle birlikte bu sayı artarken, sanayicinin üretimden çok faaliyet dışı gelirlerden kazandığı görüldü. Kardaki iyileşmeyi 'sanal' olarak nitelendiren İSO Başkanı Tanıl Küçük, bunun 'gerçekçi olmayan kur politikası ve dövizle borçlanmanın bir yan etkisi' olduğu uyarısında bulundu. İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" raporu, geçen yıl kar eden şirketlerin sayısının arttığını gösterdi. Bir önceki yıl 420 şirket kar açıklarken, 2007 yılında 450 şirket kar açıkladı. Geçen yılı karla kapatan şirketlerin 14'ü kamu kuruluşu olurken, 436'sı da özel sektör şirketleri oldu. Böylece 1SO 500'ün vergi öncesi toplam karı yüzde 23.1 artarak, 15.6 milyar YTL'den 19.2 milyar YTL'ye yükseldi.
"Bu karlar devam etmez"Bu karlılıkta üretimden daha çok faaliyet dışı gelirlerdeki artışın etkili olduğu görüldü. Geçen yıl İSO 500'ün üretim faaliyeti dışı gelirler yüzde 81.2 arttı. Bu artış 2001 sonrasındaki dönemde en yüksek oranlı artış olmasıyla da dikkat çekti. Karlardaki iyileşmenin üretim artışıyla olmayışını "Sanal bir iyileşme, bir yanılsama" olarak nitelendiren Küçük, şu değerlendirmeyi yaptı: "Gerçekçi olmayan kur politikasının ve dövizle borçlanmanın bir yan etkisi olarak ortaya çıkan böyle bir karlılık nereye kadar devam edebilir? Ne kadar kalıcı olabilir? Unutulmamalı ki bu sanal iyileşme, kur ve enflasyon riski pahasına elde edildi. Risklerin gerçekleşmesi durumunda sanayi kuruluşlarının ciddi sıkıntılarla karşılaşacağı ortada. Büyümenin lokomotifi sanayi."
Üretimden değil, faizden gelir elde edildiİSO'nun çalışması geçen yıl faaliyet dışı gelirlerin, kar-zarar toplamı içindeki payının yeniden artışa geçtiğini gösterdi. 80'li yıllarda faaliyet dışı gelirlerin payı yüzde 30'larda iken 90'lı yıllarda oran hızla artmaya başlamıştı. Faaliyet dışı gelirlerin payı 2006 yılında yüzde 26.3 seviyesinde gerçekleşti. Bu oranın geçen yıl yüzde 35.6'ya yükselmesi, kuruluşların yeniden üretim dışı faaliyetlere yöneldiğini gösterdi.
Sanayide ikaz çanları çalıyorÇin, Hindistan, Rusya gibi pekçok ülkede sanayiinin GSMH içindeki payı artarken Türkiye'de azaldığına dikkat çeken Tanıl Küçük, "Türkiye'nin sanayiye, sanayileşmeye bu ülkelerden daha mı az ihtiyacı var? Bu sorunun cevabı ülkemiz, ekonomimiz, gelecek nesillerimiz açısından hayati önem taşımaktadır. Türkiye, siyasetin toz dumanını bir kenara bırakarak, bu temel meselelere odaklanmak zorundadır. Türkiye'de sanayideki ikaz çanlarını mutlaka görebilmemiz lazım" dedi.
Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasında yer alan 450 kuruluş 2007'de kar ettiğini bildirdi. Geçen yıl 30 kuruluşun daha kara geçmesiyle birlikte bu sayı artarken, sanayicinin üretimden çok faaliyet dışı gelirlerden kazandığı görüldü. Kardaki iyileşmeyi 'sanal' olarak nitelendiren İSO Başkanı Tanıl Küçük, bunun 'gerçekçi olmayan kur politikası ve dövizle borçlanmanın bir yan etkisi' olduğu uyarısında bulundu. İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" raporu, geçen yıl kar eden şirketlerin sayısının arttığını gösterdi. Bir önceki yıl 420 şirket kar açıklarken, 2007 yılında 450 şirket kar açıkladı. Geçen yılı karla kapatan şirketlerin 14'ü kamu kuruluşu olurken, 436'sı da özel sektör şirketleri oldu. Böylece 1SO 500'ün vergi öncesi toplam karı yüzde 23.1 artarak, 15.6 milyar YTL'den 19.2 milyar YTL'ye yükseldi.
"Bu karlar devam etmez"Bu karlılıkta üretimden daha çok faaliyet dışı gelirlerdeki artışın etkili olduğu görüldü. Geçen yıl İSO 500'ün üretim faaliyeti dışı gelirler yüzde 81.2 arttı. Bu artış 2001 sonrasındaki dönemde en yüksek oranlı artış olmasıyla da dikkat çekti. Karlardaki iyileşmenin üretim artışıyla olmayışını "Sanal bir iyileşme, bir yanılsama" olarak nitelendiren Küçük, şu değerlendirmeyi yaptı: "Gerçekçi olmayan kur politikasının ve dövizle borçlanmanın bir yan etkisi olarak ortaya çıkan böyle bir karlılık nereye kadar devam edebilir? Ne kadar kalıcı olabilir? Unutulmamalı ki bu sanal iyileşme, kur ve enflasyon riski pahasına elde edildi. Risklerin gerçekleşmesi durumunda sanayi kuruluşlarının ciddi sıkıntılarla karşılaşacağı ortada. Büyümenin lokomotifi sanayi."
Üretimden değil, faizden gelir elde edildiİSO'nun çalışması geçen yıl faaliyet dışı gelirlerin, kar-zarar toplamı içindeki payının yeniden artışa geçtiğini gösterdi. 80'li yıllarda faaliyet dışı gelirlerin payı yüzde 30'larda iken 90'lı yıllarda oran hızla artmaya başlamıştı. Faaliyet dışı gelirlerin payı 2006 yılında yüzde 26.3 seviyesinde gerçekleşti. Bu oranın geçen yıl yüzde 35.6'ya yükselmesi, kuruluşların yeniden üretim dışı faaliyetlere yöneldiğini gösterdi.
Sanayide ikaz çanları çalıyorÇin, Hindistan, Rusya gibi pekçok ülkede sanayiinin GSMH içindeki payı artarken Türkiye'de azaldığına dikkat çeken Tanıl Küçük, "Türkiye'nin sanayiye, sanayileşmeye bu ülkelerden daha mı az ihtiyacı var? Bu sorunun cevabı ülkemiz, ekonomimiz, gelecek nesillerimiz açısından hayati önem taşımaktadır. Türkiye, siyasetin toz dumanını bir kenara bırakarak, bu temel meselelere odaklanmak zorundadır. Türkiye'de sanayideki ikaz çanlarını mutlaka görebilmemiz lazım" dedi.