Yeni Mesaj'ın manşetinde de okuduğunuz gibi Fransa'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı Pierre Lellouche'un iddiasına göre Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül geçen ay Paris'te görüştüklerinde üç maddelik bir sözlü mutabakat üzerinde anlaşmışlar. Lellouche'un iddiasına göre Gül'le Sarkozy şu konular üzerinde uzlaşmış:
Birinci konu, Fransa'nın tam üyelik karşıtı tutumu sürecek
Fransız bakana göre uzlaşılan ilk madde Türkiye'yle AB arasında sürdürülen müzakerelerin sonunun tam üyeliğe götürmeyecek olmasıymış. Fransa'nın bu konudaki tutumu net. Sarkozy'le birlikte bu tutum her zeminde açıkça ifade ediliyor zaten. Birkaç yıl önce Avrupa Parlamentosu (AP) Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bendit, Sarkozy'nin Başbakan Erdoğan'a, "AB size 40 yıl boyunca 'evet' dedi, ama aslında 'hayır'ı kastetti. Ben ise dürüstüm, 'hayır' diyorum ve 'hayır'ı kastediyorum" dediğini açıklamıştı.Bizim siyasilerdeki rahatsızlığın temel sebebi de Sarkozy'nin bu net ve açık sözlü tutumu.AKP hükümeti Avrupa Birliği'ndeki dostlarından Türkiye'nin üyeliğine karşı olan tutumunu değiştirmese bile gizlemesi konusunda Sarkozy'i ikna etmelerini istemişti. Bu dostların Sarkozy'e yaptıkları uyarıların hiçbiri işe yaramayınca Türkiye bizzat devreye girerek Sarkozy'i ikna etmeye çalışıyor anlaşılan. Elbette ki Sarkozy ikna edilebilmişse bedeli de mutlaka ödenmiştir? İkinci konu, müzakereler sürecekFransa'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı Pierre Lellouche, tam üyelikle sonuçlanmayacağı kesin olan müzakerelerin sürmesinin, "Herkesin çıkarına, AB'nin de çıkarına" şeklinde açıklamalarda bulundu. Hatırlarsanız birkaç yıl önce AB'den üst düzey bir açıklama gelmişti. Bu açıklamada Türk siyasilerin AB müzakerelerini sürdürmenin Türkiye'nin çıkarına olduğunu düşünmelerinin AB'nin çıkarına olduğu ifade edilmişti. Avrupa Birliği müzakere sürecinin olabildiğince uzun süre devam etmesinden yana. Neden olmasın ki? Bugüne kadar devam eden müzakereler sonucunda Rumlar AB'ye girebildi. Ermenistan açılımından tutun da Kürt açılımına kadar pek çok konuda AB istediği her türlü tavizi Türkiye'den bu süreç dolayısıyla rahatlıkla elde etti.Patrikhane ve başka konularda Türkiye'den alacakları daha çok taviz olduğu için sürecin devam etmesi en fazla AB'nin çıkarına?Üçüncü konu, her türlü ilişki üst düzeye çıkacakFransız bakan, Türkiye ile Fransa arasında siyasal, ekonomik ve stratejik ikili ilişkilerin en üst düzeye çıkarılması konusunda da Gül'le Sarkozy'nin hemfikir olduklarını söyledi. Türkiye'nin tam üyeliğine karşı olduğunu net bir şekilde ifade eden ve Sözde Ermeni soykırımını parlamentosunda kabul eden Fransa'yla ilişkilerini bunca şeye rağmen geliştirmek isteyen Türkiye'ye Sarkozy hayır demez elbette. Bu da Fransa'nın çıkarına?Türkiye'nin çıkarına bir şey var mı? diye sakın sormayın yok çünkü?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024