Sayın Gül önce istifa etmelidir

Bu ülkenin Dışişleri Bakanı sıfatı ile Sayın Abdullah Gül gidip Ermeni Konferansının açılış konuşmasını yapamaz, yapmamalıdır.Önce bakanlıktan ve vekillikten istifa eder, sonra Kayserili Abdullah Gül olarak Ermenistan'a mı gidiyor yoksa buradaki sözcüleri ile konferans mı tertipliyor, buyursun yapsın.Bizim Alperen Polat'ın perşembe günü yayınlanan "Gül ve Erdoğan da arkadan hançerliyor" başlıklı yazısını okuduktan sonra uykularım büsbütün kaçtı. Müslüman Türk milleti, bu kadroyu, arkadan hançerleyenlere engel olsunlar, tedbir alsınlar diye seçti, iş başına getirdi fakat, atılan her adımda, sergilenen her icraatta "eyvah, tilkiyi kümese bekçi yapmışız" diye hayıflanıp duruyor.Ey milet! Nasıl bir günah işledin ki, üç yıldır böyle bir kabineye mecbur ve mahkum oldun?Düşünebiliyor musunuz, hatırlıyor musunuz, sadece üç ay önce, aynı kabinenin Adalet Bakanı, yapılması gündeme gelen Ermeni Konferansı için; "Bu, Türk milletini arkadan hançerlemektir. Keşke Adalet Bakanı olarak dava açma yetkimi devretmeseydim" diyor, yine sadece üç ay sonra aynı konferans yeniden gündem oluyor. Eylül ayında yapılması kararlaştırılıyor. Aynı kabinenin Dışişleri Bakanı, konferansın açılışını yapmayı seve seve kabul ediyor.Sayın Adalet Bakanı; "Bu, milleti arkadan hançerlemektir" cümlesiyle Ermeni Konferansına gönül verenleri, organize edenleri, destekleyenleri kastetmişti ama herhalde Bakanlar Kurulu'nda omuz omuza oturduğu Sayın Gül'ün de arkadan hançerleyenler arasında yer alacağını düşünememişti.Şimdi ortaya çıkan yeni durum hakkında ne düşünüyorsunuz, nasıl düşünüyorsunuz bilemiyoruz fakat yetmiş milyon kesinlikle iyi düşünmüyor bu arkadan hançerleyenler korosuna katılanlar hakkında.Ey millet, değerli okurlarımız! Üç ay içinde ne değişti? Mayıs ayında Ermeni Konferansına teşebbüs edenler kimlik mi, niyet mi değiştirdi? Adamlar aynı adamlar değil mi? Mayıs ayında, dedelerimize atacakları iftiralar, bu milleti arkadan hançerlemek oluyordu da Eylül'de boca edecekleri iftiralar aynı anlama gelmeyecek miydi?Bu millet, kendi vatanında, kendi ocağında Ermeni çetelerce katledilen, canlı canlı ateşe verilen dedelerine, ninelerine mi ağlasın, bugün vergisi ile beslediği, seçip Meclis'e gönderdiği vekillerinin, bakanlarının sebep olduğu yangınlarla mı boğuşsun?Neyi tartışacağız, niçin tartışacağız? Biz, dedelerimizin izzettini, şerefini, şahsiyetini, vakarını pazarlık konusu yapacak kadar, masaya yatırıp dünyanın gözü önünde tartışacak kadar alçaldık mı?Haksız yere bir kişiyi öldürmeyi bütün insanlığı öldürmekle eş tutan İslam'ın bin yıldır bu coğrafyada temsilciliğini yapmış olan ecdadımıza "katil" sıfatını yapıştıran, yakıştırmaya çalışan müfterilerle neyi tartışacağız? Sayın Abdullah Gül buyurmuş ki:"Bizim bu konuda çekineceğimiz bir şeyimiz yok. Niye başımızı kuma sokalım. Ben ilk toplantı ertelendiği zaman da söylemiştim. Ertelemeye hiç gerek yoktu.Toplum olarak bunu rahatlıkla tartışabiliriz."Buyurun cenaze namazına, ya da ört ki ölem.Sayın bakan olaylara nasıl, hangi mantıkla bakıyor bilemiyoruz ve soruyoruz, sizin iffetli, namuslu eşiniz hakkında soysuzun biri bir iftira atsa ortaya, siz ülkenin medya mensuplarını çağırıp, gazeteci ordusu önünde hele bu konuyu bir tartışalım mı diyeceksiniz?Bu milletin dedesi tartışmaya gerek olmayacak kadar şereflidir, şahsiyetlidir, vakarlıdır, berraktır ve üstelik mazlum ve maktüldür. Aklınızı başınıza alın, yeter artık.