Seçimlerde "iyi dövüşen horoz"u seçmiyoruz

Türkiye'de millet, ne zaman kendisine bir şekilde empoze edileni değil de gerçekten ihtiyaçlarına çözüm olacak lideri seçmeye karar verirse işte o zaman büyük bir adım atmış olacak.Yaklaşan bu seçim o adımın atılacağı bir seçim midir, az kaldı birkaç gün sonra öğreneceğiz.Halkımızın işsizlik sorunu var;Halkımızın barınma sorunu var;Halkımızın ısınma sorunu var;Halkımızın elektrik ve su sorunu var;Faturalarını, kiralarını ödeyemiyor;Hayatta kalmak için borçlanıyor, borçlarının faizlerini dahi ödeyemiyor;Yiyeceği yemeği bile tedarik etmekte zorlanıyor;Kendisinin ve ailesinin sağlık problemleriyle başa çıkamıyor;Çocuklarına yeterli eğitim imkanları sunamıyor;Üreticiyse, maliyet sorunu var, finans sorunu var, pazar sorunu var?Bütün bu sorunların altında perişan olan, inim inim inleyen halkımız, bir taraftan bu sorunlardan kurtulmaya can atarken, bunları çözecek olan iradeyi seçme konusunda ise farklı davranıyor.Kendisi için faydalı olanı değil, medyanın şişirdiği, bugüne kadar defalarca denediği halde hiçbir çözüm ortaya koyamayan siyasileri iş başına getiriyor.Artık bu yanlış davranıştan kurtulmalıyız.Eğer problemimiz işsizlikse, seçeceğimiz iradenin buna çözümü olmalı;Eğer geçinememekse, buna çözümü olmalı;Eğer üretememekse, satamamaksa, buna çözümü olmalı;Eğer para ise buna çözümü olmalı?Biz bizi idare etmesi için horoz seçmiyoruz ki "horoz dövüşü"nde üste kalanı destekleyelim.Millete ait olan bütün değerleri, madenleri, toprakları, kurumları yabancılara peşkeş çekenler horoz dövüşünde başarılı olsa ne olur olmasa ne olur.IMF'nin bile ülkeler kendilerine özgün modeller belirlemeli dediği, daha az dışa bağımlı olması gerekir dediği bir ortamda ülkemizi tamamen dışarıya bağımlı olma dışında hiçbir projesi olmayan iktidar ya da muhalefet horoz dövüşünden galip çıksa bize ne fayda?Biz artist seçmiyoruz;Biz demagoji ustası seçmiyoruz;Biz manken seçmiyoruz;Biz şair seçmiyoruz;Biz tiyatrocu seçmiyoruz;Biz horoz seçmiyoruz?Biz bu seçimlerde milletin yaşadığı bütün problemlere yerel bazda çözüm bulacak yerel yönetici, belediye başkanı, meclis üyesi, muhtar seçiyoruz.Şu ana kadar başımızda olanlar kaldırımları tekrar tekrar değiştirme, gereksiz yatırımlar yapma, çöpleri toplama dışında bir belediyecilik anlayışı ortaya koymadılar.Ve belediyeciliğin sadece bunlarla sınırlı olduğu konusunda maalesef halkımızı ikna ettiler.Bu kısır mantıktan kurtulmalıyız. Yerel yönetimler, halkının sadece kaldırımlarını, yollarını, çöplerini halletmekle değil, işsizliğini aşsızlığını, sağlığını eğitimini düşünmekle ve çözmekle de mükelleftir.Halkın bütün sorunlarını çözebilecek olandır o koltuğu hak eden. Bu manada gerçek çözümler ortaya koyan tek siyasi iradenin Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) olduğunu görüyoruz.Dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'ni parti programına alan BTP, bu eşsiz modelin yerel projeleriyle de halka gerçek çözümler sunuyor.Bugüne kadar çok şeyler kaybettik, gelin, BTP'ye fırsat vererek, artık işi ehline emanet ederek bugüne kadar kaybettiklerimizi bir bir geri alalım.Diğerleri de belediyecilik nasıl yapılırmış görsün.