Selamlaşmak şifadır

Selam; barış, selamette olmak, huzur ve esenliğe kavuşmak, emniyet, sağlık,  güzel yaşama dileğinde bulunmak, kurtuluş… gibi manalara gelir. 

Selâm, aynı zamanda Allah'ın isimlerinden biridir. Selâmün aleyküm, selam, merhaba, günaydın, hayırlı sabahlar, hayırlı işler, iyi günler, iyi akşamlar, iyi geceler gibi her türlü sözler selam vermektir. Bazen beden dili ile,  baş, el, yüz, göz hareketleri ile de selamlaşma yapılır. 

Önce selam sonra kelam demiş büyüklerimiz. Bir selam ile açılır kelamın, iletişimin yolu. Ufak bir baş selamı, bir tebessüm ya da sevecen bir merhaba ile tüm yollar açılır. Bir öğretmen öğrencilerini selamladığında öğrenmeyi başlatmış olur. 

Selamdan sonra kelam gelir, daha doğrusu gelmeli. Kişi selam verip, selam aldıkça kendisine karşı özsaygısı artar. Kendisine olan özsaygısı arttıkça insanlara karşı anlayışı da artar.    

Selam verdiğimizde, hem kendi varlığımızı karşı tarafa belirtir, hem de karşı taraftaki insana verdiğimiz önemi gösteririz. İnsanlara "benim için değerlisin" mesajını vermiş oluruz.  

Selam, insanlar arasında sevgi, saygı ve dayanışma ruhunu arttırır. Bir selamda iki hüküm vardır. Biri "benden size zarar gelmez" diğeri de temenni ve duadır ki, "size başkasından zarar gelmesin" demektir. Bu suretle söz kapısı emniyetle açılır ve karşılıklı kalp kuvveti hâsıl olur. 

İnsan aynı zamanda bir ses, bir yankı, bir yüz arayan varlık. Selam insanın ihtiyacı olan belki de ilk ses, ilk yankı. Selamlaşma aynı zamanda sosyal bir beceridir. Yani selam verebilmek bir beceri işidir. Üsküdar Üniversitesi tarafından gençlerin selamlaşma ile ilgili düşüncelerinin belirlenmesi amacıyla 18 farklı üniversitede birçok gençle mülakat yapıldı. Tanımadığınız bir kişi size selam verdiğinde tepkiniz nasıl olur sorusuna katılanların çoğu "Gülümseyerek selam veririm" yanıtını verdi. Yani işin zor kısmı ya da beceri isteyen kısmı selam verme kısmında, gerisi gelir merak etmeyin.      

Selamlaşmada daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz gibi sevgi, güven, muhabbet, gülümsemek, dua etmek şeklinde bedenimize şifalı birçok davranış mevcut. Selamlaşmadığımız insandan ister istemez çekinir ve güvenmezken, tanışmasak bile sürekli selamlaştığımız kişileri kendimize yakın hisseder ve güvenmeye başlarız. Bu ortamda güven hormonu olan oksitosin salgılanmaya başlarken, güler yüzle selamlaşma insanda mutluluk hormonu olan serotoninin salgılamasına yol açmaktadır. Bu iki hormonun bağışıklığı artırıcı ve pek çok hastalıkları önleyici, mevcut hastalıklarımızı da iyileştirici etkileri vardır.  

Hepimiz tecrübe etmişizdir ki, birçok kişi bize güler yüzle selam verdiğinde kendimizi gün boyu iyi hissederiz. Kimsenin kimseye selam vermediği, hatta yüzüne bile bakmadığı bir toplumda stres hormanları zirve yapmakta ve her türlü hastalığa zemin hazırlamaktadır. 

Selam vermek bedene ve ruha şifa olduğu gibi aynı zamanda ibadettir. Nisa suresi 86'da "Size bir selâm verildiğinde ya daha güzeli ile veya dengi ile karşılık verin. Allah, her şeyin hesabını tutmaktadır." ayetinde buyrulduğu gibi selama karşılık verilmesi Allah'ın açık bir emridir. 

Sevgili Peygamberimiz "Birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız" ve "Güler yüzle insanlara selâm vermen sadakadır" ve "Tatlı dilli olmak, selamlaşmak ve yemek yedirmek cennete götürür" buyurarak selamlaşmayı tavsiye etmektedir. Hz Hüseyin Efendimiz "Gerçek cimri selam vermekte cimri olandır" ve Caferi Sadık Hazretleri "Selam vermeden önce konuşana cevap vermeyin" buyurmaktadır. 

Sonuç olarak hem bedenimize, ruhumuza şifa hem ibadet olan selamlaşmaya her zamandan daha fazla ihtiyacımız olduğu bu günlerde 7'den 70'e herkese hatta hayvanlara bile selam vermek ümidiyle herkese selamlar...