Sen bir arı gibi bal yapar idin Ayrana batmazdın sana ne oldu?

Nice dağları aşarak, yaylaları dolaşarak, nice bağlara uğrayarak bin bir çeşit çiçek toplayıp bal yapan bal arısı gibi, sözün bal tadında idi, izin bal kıymetinde idi, nazın ve niyazın bal kokusunda idi…

Ayrana batmazdın sana ne oldu?

Haksızlık ve haksızlar karşısında dimdik duran omurga sahibiydin, kimsesizler, yamacına yaslanır rahat ederdi, korunaksızlar, kanatların altında huzur bulurdu…

Mazluma çatmazdın sana ne oldu?

Kaşını çatmazdın sana ne oldu?

Cetvel kadar dümdüz idin, dünya birleşip üstüne gelse, seni doğruluktan, doğru durmaktan, dosdoğru konuşmaktan ve doğru şahitlik etmekten asla vazgeçiremezdi…

Yamukluk etmezdin sana ne oldu?

Yalakalık yapmazdın sana ne oldu?

Hayatının her alanına, ticaretinin her safhasına, çalışmalarının her anına bir ölçü, bir tartı, bir nizam bir intizam hakimdi…

Vakitsiz ötmezdin sana ne oldu?

Hilekârlar ve düzenbazlar karşısında, tükenip bitmezdin sana ne oldu?

Hak edenler haklarını alsın diye, ehil olan makamını, suç işleyen cezasını bulsun diye, paylarına hep ağlamak düşen mazlumlar da gülsün diye, haykırır dururdun, koşar ve koşturur dururdun…

Kimseden korkmazdın sana ne oldu?

Sahte alkışlara aldırmazdın, sahte tebessümlere aldanmazdın, hep içten içe yanar kimselere bildirmezdin, ağırlığınca altın teklifleri gelse dahi adaletten zerre kadar ayrılmazdın, ardan-edepten ve vicdan muhasebesinden asla sıyrılmazdın…

Sen adam satmazdın sana ne oldu?

En yakınların dahi olsalar; haktan-hukuktan ayrılanlar, daima bir yolunu bulup adaletten ve sorumluluktan sıyrılanlar, yalanı doğrudan daha rahat söyleyenler, gasp ettikleri kul hakları ile, sömürdükleri emek ve alın terleri ile keyf çatıp günü gün eyleyenler, senden asla onay alamazlardı…

Haksızı tutmazdın sana ne oldu?

Verdiğin sözde mutlaka dururdun, vadinden asla caymazdın, konuştuğun zaman kesinlikle hep doğruları söylerdin, söz vermiş isen mutlaka yerine getirirdin…

Çamura yatmazdın sana ne oldu?