Sınırsız sermaye

Utanmaz yüz tükenmez söz harca harca bitmez, kullan kullan yıpranmaz, saç-savur tükenmez... Küresel sermayeden daha sınırsız bir kaynak. Hergün şahit oluyorsunuz, her saat yaşıyorsunuz, devlet hazır ol vaziyetinde, devletin eli-kolu bağlı ve sokaktan geçen boynu haçlı, konu haçlı, beyni haçlı çapulcular devleti tokatlıyor. Siz utanıp sıkılıyorsunuz, yer yarılsada yeriniçine girsem , bu acziyeti görmesem diyorsunuz, fakat utanması gerekenler ne utanıyor nede sıkılıyor. Ne yüzleri kızarıyor ne de sözleri tükeniyor. BOP projesi ile yıldızı parlayacağı söylenen Diyarbakır ilimizde, üç tane çapulcu, bizi niçin takip ediyorsun gerekçesi ile bir polisi öldüresiye dövüyorlar, silahına, kimliğine el koyuyorlar. Basının, kameralarının önünde polisimizin tabancası ve kimliği ile poz verip şov yapıyorlar. Siz yerden yere giriyorsunuz, acılar içinde kıvranıyorsunuz. Binlerce yıllık devlet geleneği olan bir millet bu hallere mi düşecekti diye hayıflanıyorsunuz. Utanması gerekenler ne utanıyor ne de sıkılıyor. Yüzleri mütebessim ve sözleri sınırsız, ölçüsüz, alakasız...Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsilen Hakkari'de bulunan en yetkili mülki amir Vali feryad ediyor; "Buralarda şimdi DEHAP'lı belediye başkanları ne istiyorlarsa halk onu yapıyor. Belediye başkanları 'durun' diyorlar duruyorlar. Durduran da harekete geçiren de onlar... Olaylar o kadar yoğun ki, üç kişinin ölümü ile sonuçlanan olaylara Cumhuriyet Savcısı hala el koyamadı. Burada herkes silah kullanıyor, atıyor. Jandarma, emniyet, vatandaş silah atıyor. Buradaki olaylar, öyle İstanbul'dan, Ankara'dan görüldüğü gibi değil... Burada olaylar bildiğiniz gibi değil. Görmeden, yaşamadan buradaki olaylar anlatılamaz. Örgüt elemanlarının telsiz konuşmalarından, olayların daha da tırmandırılması talimatı veriliyor. Halka ateş edilmesini istiyorlar. Örgüt polisin, jandarmanın halka ateş etmesini, saldırmasını istiyor. Sivil bir uzman çavuşu kaçırıp neredeyse komaya girecek kadar dövdüler. Daha sonra alıp bir yere götürmüşler. Uzman çavuş, daha sonra gurubun elinden kaçmayı başarıyor. Silahı ve kimliği gasbedildi. Tedavi için Van'a kalrdırıldı" (Hürriyet, 17 Kasım 2005) Vali'nin bu feryadını duyması gerekenler duymuyor, işin bu noktaya gelişinden sorumlu olanlar utanmıyor ve yüzleri kızarmıyor. Sınırsız sermaye; utanmaz yüz tükenmez söz. Birilerinin ısrarla medeniyet projesi dediği, aslında mutlak bir "deniyet-alçaklık" olan AB kriterlerin, uyum yasalarının, ortaklık belgelerinin içine birer mayın gibi yerleştirdiği birliğimizi ve dahili dirliğimizi parçalayıcı maddelerle taşları iyice bağladı, bağlattırdı. Yıllardır yetiştirdiği ajan kılıklı kö peklerini bölgemize salıverdi. Sadeice bir bölge olsa neyse tüm ülkemize salıverdi. Şimdi hangi taşa uzansanız bağlı ve köpekler salyalı ağızları ile her tarafta. Eğer vatanseverlik bu ise, lütfen akıl ve izan sahipleri, ilim sahipleri toplansın vatan hainliğinin tarifini yapsınlar. Bölücülüğün, bölücülerin önünü açmanın, tüm imkanları önlerine sermenin tarifni ve tanımını yapsınlar. Beşbin yıllık devlet geleneği, devlet tecrübesi olan bir milletin tüm birikimleri, tüm oluşumları bir hiç uğruna heba ediliyor, yok ediliyor. Vatan derdi, bayrak-bağımsızlık derdi, birlik-beraberlik ve dirlik-düzenlik derdi olanların yürekleri ağızlarında. Utanmaz yüzü ve tükenmez sözü olanlar ise hem sırıtıyor hem de konuşuyor.