Bursa tarihi günlerinden bir tanesini yaşadı.
Osmanlı Devletine ilk payitaht olma özelliğini taşıyan Bursa, tarihi ile uyumlu; şanı ile şöhreti ile uyumlu bir programa ev sahipliği yaptı. Yapılan etkinliğin Çanakkale Haftasına denk gelmesi ayrı bir güzellik kattı programa.
Kapalı Spor salonunu dolduran on binler ellerinde Ay Yıldızlı Bayrağımız ve Bağımsız Türkiye Partisi Bayrağı ile andını yeniden tekrarlıyordu; "Bu vatan bizimdir bizim kalacaktır". Bir sene önce Trabzon'da başlayan yürüyüş devam ediyordu. Bu yürüyüş Bağımsız Türkiye'ye doğru devam edecekti, hiç kuşkusuz.
BTP'nin etkinliklerinde dikkati çeken üç nüktenin altını çizmekte fayda var.
Birincisi; salonu hınca hınç dolduran kalabalıklar. Bu kalabalığın ortak özelliği, heyecanlı, sevgi dolu, ümit dolu, millet, devlet aşkı ile kuşanmış, sanki yıllardan beri eğitim görmüş bir partili görüntüsünü vermesi. Programlara katılanlara seyirci demek konuyu tam anlatmıyor. Çünkü bu kalabalıklar seyirci olmaktan ziyade bir katılımcı hüviyeti arz ediyor. Programa ilk defa katılanlar bile gecenin bitiminde sanki yıllardan beri bu aileden, bu görüşten gibi bir hal alıyor; sanki yitiğini bulmuş gibi oluyor.
İkincisi Prof. Dr. Haydar Baş Beyin fikirleri, görüşleri ve tezleri. Milletin buluştuğu ortak nokta bu görüş ve düşüncelerle bütün problemler çözülecektir. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin ortaya koyduğu sosyal, siyasal ve ekonomik çözüm yollarını millet ayakta alkışlıyor; "artık bu iş tamam, ülkemin sorunları çözümsüz değil" diyor. Bağımsız Türkiye Partisine olan güveni kat be kat artıyor.
Üçüncü dikkat çeken nükte ise, yıllardan beri ülkemizde duyulan lider boşluğunun dolması. Milletini sevda derecesinde seven, milletine güvenen; milletinin de kendisini sevdiği bir lider ihtiyacı maalesef Atatürk'ten beri yeterince doldurulamamıştı. İşte Prof. Dr. Haydar Baş Bey böyle bir boşluğu da dolduruyor. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin millete bakışını milletin her bir ferdinin de Prof. Dr. Haydar Baş Beye bakışını, ona yaptığı tezahüratı, ona sesini duyurmak için verdiği mücadeleyi gördüğünüzde "milletin duygu ve düşüncesini paylaşıyorsunuz. "Evet, bu iş tamam; BTP tek başına iktidar diyorsunuz".
Bursalının verdiği bir başka mesaj, sadece Trabzon, İstanbul, Ankaralıların değil, Bursalının da Kuvayı Milliye kervanında yerini aldığını ilan etmesi. Sırasını bekleyen vilayetler ise büyük bir sabırsızlıkla BTP'nin tanıtım ve katılım programlarını bekliyorlar.
Yapacağımız bir başka tespit ise, siyaset kurumunun yeniden dirilmeye başlamış olmasıdır. Maalesef milletinden oldukça kopan politikacılar, siyaset kurumunu da oldukça yıpratmışlardı. Siyaset bir yönetme sanatı; yöneten de yönetilen de milletin kendisidir. Millet, siyasetten uzaklaştırılarak adeta yalnızlığa mahkum ediliyordu. Kaybeden yine milletin kendisi oluyordu. Millet yönetimden çekilince elbette mandacı düşünce hemen arkasından geliyordu. Çözümler milletimizin dışında üretiliyordu. Avrupa Birliği, IMF, Dünya Bankası gibi mandacı yaklaşımların mantar gibi ortaya çıkmasının sebebi budur. Gelinen bu noktada egemenliğimizin kaybedilmesine ramak kalmış; bu nokta kültürümüzün, geleneğimizin, milli ideallerimizin kırılma noktası olmuştur.
İşte tam bu zaman diliminde Prof. Dr. Haydar Baş Bey siyasete yeni bir tanım getiriyor, siyaseti kirlenmişlikten kurtarıyor. Siyasette "Millî duruşu" ortaya koyuyor. Milleti devleti ile yeniden barıştırıyor. Neticesinde bu büyük millet hafızasına yeniden kavuşarak Prof. Dr. Haydar Baş Beyin, "biz büyük bir milletiz", "bizim vatanımız bütün bir dünyadır" diyor ve "biz kendi kendimizi de idare ederiz, dünyaya da barışı getirecek idareyi ortaya koyarız" söylemiyle bütünleşiyor.
Evet Milletimiz Kuvayı Milliye Ruhuyla yeniden diriliyor. Bursa bunun canlı şahitlerinden bir tanesi olmuştur. Hafta sonu ise Gaziantepliler şanlı tarihleriyle buluşmanın; geleceğe bir çığır açmanın heyecanına hazırlanıyorlar.
Hayırlı olsun.
Osmanlı Devletine ilk payitaht olma özelliğini taşıyan Bursa, tarihi ile uyumlu; şanı ile şöhreti ile uyumlu bir programa ev sahipliği yaptı. Yapılan etkinliğin Çanakkale Haftasına denk gelmesi ayrı bir güzellik kattı programa.
Kapalı Spor salonunu dolduran on binler ellerinde Ay Yıldızlı Bayrağımız ve Bağımsız Türkiye Partisi Bayrağı ile andını yeniden tekrarlıyordu; "Bu vatan bizimdir bizim kalacaktır". Bir sene önce Trabzon'da başlayan yürüyüş devam ediyordu. Bu yürüyüş Bağımsız Türkiye'ye doğru devam edecekti, hiç kuşkusuz.
BTP'nin etkinliklerinde dikkati çeken üç nüktenin altını çizmekte fayda var.
Birincisi; salonu hınca hınç dolduran kalabalıklar. Bu kalabalığın ortak özelliği, heyecanlı, sevgi dolu, ümit dolu, millet, devlet aşkı ile kuşanmış, sanki yıllardan beri eğitim görmüş bir partili görüntüsünü vermesi. Programlara katılanlara seyirci demek konuyu tam anlatmıyor. Çünkü bu kalabalıklar seyirci olmaktan ziyade bir katılımcı hüviyeti arz ediyor. Programa ilk defa katılanlar bile gecenin bitiminde sanki yıllardan beri bu aileden, bu görüşten gibi bir hal alıyor; sanki yitiğini bulmuş gibi oluyor.
İkincisi Prof. Dr. Haydar Baş Beyin fikirleri, görüşleri ve tezleri. Milletin buluştuğu ortak nokta bu görüş ve düşüncelerle bütün problemler çözülecektir. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin ortaya koyduğu sosyal, siyasal ve ekonomik çözüm yollarını millet ayakta alkışlıyor; "artık bu iş tamam, ülkemin sorunları çözümsüz değil" diyor. Bağımsız Türkiye Partisine olan güveni kat be kat artıyor.
Üçüncü dikkat çeken nükte ise, yıllardan beri ülkemizde duyulan lider boşluğunun dolması. Milletini sevda derecesinde seven, milletine güvenen; milletinin de kendisini sevdiği bir lider ihtiyacı maalesef Atatürk'ten beri yeterince doldurulamamıştı. İşte Prof. Dr. Haydar Baş Bey böyle bir boşluğu da dolduruyor. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin millete bakışını milletin her bir ferdinin de Prof. Dr. Haydar Baş Beye bakışını, ona yaptığı tezahüratı, ona sesini duyurmak için verdiği mücadeleyi gördüğünüzde "milletin duygu ve düşüncesini paylaşıyorsunuz. "Evet, bu iş tamam; BTP tek başına iktidar diyorsunuz".
Bursalının verdiği bir başka mesaj, sadece Trabzon, İstanbul, Ankaralıların değil, Bursalının da Kuvayı Milliye kervanında yerini aldığını ilan etmesi. Sırasını bekleyen vilayetler ise büyük bir sabırsızlıkla BTP'nin tanıtım ve katılım programlarını bekliyorlar.
Yapacağımız bir başka tespit ise, siyaset kurumunun yeniden dirilmeye başlamış olmasıdır. Maalesef milletinden oldukça kopan politikacılar, siyaset kurumunu da oldukça yıpratmışlardı. Siyaset bir yönetme sanatı; yöneten de yönetilen de milletin kendisidir. Millet, siyasetten uzaklaştırılarak adeta yalnızlığa mahkum ediliyordu. Kaybeden yine milletin kendisi oluyordu. Millet yönetimden çekilince elbette mandacı düşünce hemen arkasından geliyordu. Çözümler milletimizin dışında üretiliyordu. Avrupa Birliği, IMF, Dünya Bankası gibi mandacı yaklaşımların mantar gibi ortaya çıkmasının sebebi budur. Gelinen bu noktada egemenliğimizin kaybedilmesine ramak kalmış; bu nokta kültürümüzün, geleneğimizin, milli ideallerimizin kırılma noktası olmuştur.
İşte tam bu zaman diliminde Prof. Dr. Haydar Baş Bey siyasete yeni bir tanım getiriyor, siyaseti kirlenmişlikten kurtarıyor. Siyasette "Millî duruşu" ortaya koyuyor. Milleti devleti ile yeniden barıştırıyor. Neticesinde bu büyük millet hafızasına yeniden kavuşarak Prof. Dr. Haydar Baş Beyin, "biz büyük bir milletiz", "bizim vatanımız bütün bir dünyadır" diyor ve "biz kendi kendimizi de idare ederiz, dünyaya da barışı getirecek idareyi ortaya koyarız" söylemiyle bütünleşiyor.
Evet Milletimiz Kuvayı Milliye Ruhuyla yeniden diriliyor. Bursa bunun canlı şahitlerinden bir tanesi olmuştur. Hafta sonu ise Gaziantepliler şanlı tarihleriyle buluşmanın; geleceğe bir çığır açmanın heyecanına hazırlanıyorlar.
Hayırlı olsun.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Haydar Baş ve Türkiye'nin dönüşüm yolculuğu / 20.04.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024