Sohbet ‘spaces’ odası izlenimleri

Son zamanlarda sosyal medya kullanımında öne çıkan hususlardan biri de 'spaces' ya da sohbet odaları.

Açılan bu odalara gözlem amaçlı zaman zaman katılıyorum. Neler oluyor neler. 

Her sabah işyerini açan esnaf gibi rutin olarak sohbet odası açanlar var. Tabii katılımcıların büyük çoğunluğu konu başlığına göre geldikleri için odayı açan ev sahibi başlığı özenle seçiyor. Özen diyorsam yanlış anlaşılmasın. Tartışma konusu olacak, insanları birbirlerine saldırtacak reytingi yükseltecek başlıklar. 

Unutmadan, seviyeli, toplumun değerleriyle barışık, insanlara faydası dokunsun diye açılan sohbet odalarını tenzih ederim.

Aklınıza gelecek her konu buralarda konuşuluyor. Bütün bu konuların ne kadar uzmanı(!) varsa sohbet odalarında buluşuyor. Bunlar çok önemli insanlar! Her konuyu biliyor, her konuda fikri var ve yüksek kabiliyetleri sayesinde mangalda kül bırakmayacak kadar da meziyete sahipler.

Diyebilirsiniz ki, "Bırak insanlar konuşsun. Zaten iyice eve kapanan bir toplum olduk. Bir yere gidip gelecek dolmuş parası bulmakta zorlanıyoruz. En azından insanlar buralarda sosyalleşsin vs." 

Tabii ki ben de insanların sanal ortamda da olsa birbirleriyle sohbet etmesine, dertleşmesine, memleket sorunlarını konuşmasına, alanında uzman birilerinin insanları doğru bilgilendirmesine karşı değilim. 

Ama tahmin edebileceğiniz gibi mesele tam olarak bu şekilde gerçekleşmiyor.

Tamamen kontrolsüz olan bu mecrada meydanı boş bulan bir güruh iyice çirkinleşerek, ulaşabildikleri herkesi milli kimliğiyle, örfüyle, geleneğiyle, inancıyla kavga ettirebilmek için mücadele veriyor. Hakaretler havada uçuşuyor. Zaman zaman seviye o kadar düşüyor ki insanların nasıl bu hale gelebildiğini hayretle takip ediyorsunuz.

Odada bir tartışma varsa katılımcıları hızla artıyor. İnsanların "koşun burada kavga var" diye birbirlerine haber verdiklerine emin olabilirsiniz.

Birçok konuda konuşulanlara katlanmanız mümkün değil. Dayanamayıp bir anda kendinizi sohbetin içinde bulabilirsiniz. 

En çok rağbet gören konulardan biri 'din yani İslam'. Bu odaları açanlar içinde dinsizim diyenler Peygamberimizi (sav) kabul etmeyenler, selefiler, sarıklı şalvarlılar, siyasal İslamcılar var. Saçma sapan konuşmalarla çok ağır hakaretlerle kavgalar tartışmalar eksik olmuyor. Her şey konuşuluyor ama içinde 'İslam' yok.

Bütün bu zıtlıkların içinde dinsizim diyenin, selefinin, siyasal İslamcıların, seküler takılanların buluştuğu ortak bir noktaları var. Hepsi Atatürk'ten nefret ediyor. Oda Atatürk'le ilgili açılmışsa, ya da konu Atatürk'e gelmişse, o anda hepsinin ne kadar samimiyetsiz olduğunu görmeye başlıyorsunuz. 

Sanal ortamda ahlaksızca saldırıya geçiyorlar. Kendilerine gereken cevabı verecek olanlara da söz hakkı vermedikleri için istedikleri gibi at koşturuyorlar.

Bu odaları açanların, burada önemli(!) konuşmacı konumunda olanların profillerine baktığınız zaman birçoğunun yurt dışında yaşadığını, fetö, pkk, selefi örgütler vs. ile ilgili paylaşımlar yaptıklarını görmeniz mümkün. Bu da akıllara başka şeyler getiriyor.

Her şeye müdahale edenler buraları neden boş bırakıyorlar?