Son Mesajın müminleri

Kainatı yoktan var eden Yüce Yaratıcının insanlığı ikaz ve irşad için gönderdiği son elçi son Peygamber Hz. Muhammed aleyhisselam ve onunla beraber gönderdiği son mesaj Kur'an-ı Kerim?Yüce Rabbimizin bize, yani insan nesline son seslenişini, emir ve yasaklarını ihtiva eden Kur'an gibi son mesajın mü'minleri olarak halimiz, ahvalimiz pek de iç açıcı değil."Hayatını Kur'an'a verenlere Kur'an hayat verir" ölçüsünden bakarsak "hayatını Kur'an'a" verme noktasında hayli zamandan beri kelimenin tam anlamıyla yaya kaldığımız rahatlıkla söylenebilir.Elinde Kur'an gibi bir rehber ve önünde Hz. Muhammed aleyhisselam gibi bir önder bulunan bir ümmet, bu gün içinde bulunduğu perişan bir halde olmamalıydı.Bir kere dostunu-düşmanını yeterince tanır olmalı ve tedbirini de ona göre alır olmalıydı. Nerde bir güzel gelişme, insanlığın hayrına bir icad varsa onun altında Son Mesaj'ın mü'minlerinin imzası olmalıydı.Yeryüzünün hangi yüzünde olursa olsun zulme maruz kalan insanların sığınağı, imdadına koşanı bu ümmet olmalıydı yine cümle zalimlerin korkulu rüyası bu topluluk olmalıydı.Ne yazık ki, bırakın yeryüzünün her hangi bir yüzündeki mazlumların feryadına yetişmek, kendi dindaşlarının feryadına dahi yetişmekten uzak perişanlıklar yaşıyoruz.Zulme maruz kalan Müslümanların feryadını duymak, imdadına yetişmek de şöyle dursun, birçoğu gidip kardeşine zulmeden zalimlerin safında yer alıyor, onlara lojistik destek sağlıyor ve gününü kurtarmaya çalışıyor.Halbuki mü'mini olduğu Son Mesaj, "zalimlere meyledene ateşin dokunacağını" haber veriyor, "imanlarına zulüm bulaştırmayanların ancak emniyette olabileceklerini" bildiriyor.Son Mesajın mü'minleri, hayatlarını Kur'an'a vermedikleri için, onun evrensel ilkelerini yeterinde hazmedemedikleri için onun hayat sunan eşsiz atmosferinde hayat bulamıyorlar, böyle bir kılavuzdan yeterince istifade edemiyorlar."Hem Allah'a ve Resulüne itaatten ayrılmayın ve birbirinizle nizalaşmayın sonra içinize korku düşer ve Devletiniz elden gider ve sabırlı olun çünkü Allah sabredenlerle beraberdir" (Enfal: 46) ikazı ne yazık ki uzun zamandan beri Ümmet-i Muhammed'in bir kulağından girip öteki kulağından çıkıyor.Aileye, cemiyete, cemaate ve bütün bir İslam coğrafyasına hayat verecek şu ikazlar, şu tembihler hayli zamandan beri sadece telaffuz edilip geçiliyor, bir türlü kıraat edilmiyor, edilemiyor:"Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.""Hep birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.""İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.""Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır." (Al-i İmran: 102-14).