Nihayet mahşeri vicdanın ortak kanaati şu; ABD Başkanı siyahi Obama geldi, TBMM'de modern Sevr maddelerini sıraladı. Gafletten mi, cehaletten mi, yoksa bir başka sebepten mi bilinmez; iktidar ve muhalefetiyle bilcümle vekillerimiz Obama'ya alkış tuttular. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyden başka hiçbir genel başkan, Obama'nın konuşmasındaki talepler, Sevr maddelerinin tekrarından başka bir şey değildir, demedi. Adeta hepsi Sevr'e alkış tuttu.Ruhban okulu açılacak dedi; alkış tuttular. Ermenistan sınır kapısı açılacak, dedi; alkış tuttular. Kendinizle yüzleşmelisiniz, dedi; alkış tuttular. Etnik kimlikleri tanımalısınız, dedi; alkış tuttular? Alkış tuttular, alkış tuttular; sonunda zokayı yuttular.Siviliyle-askeriyle cümle devlet erkanı Meclis'teki koltuklarında kurulmuş vaziyetteydiler? Hangisi, sen önce kendi tarihinle yüzleş, Kızılderililer başta olmak üzere kaç tane medeniyetin kökünü kazıdınız, İnka, Aztek ve Maya medeniyetlerini tarihten silenler kim, demedi, diyemedi. Herkes alkış tuttu. Siyahi Obama da, Erdoğan ile dört köşe olmuş vaziyette verdiği pozlarla milleti uyuttu. Maalesef millet de zokayı yuttu. Çünkü? Yandaş yeşil medya, besleme renkli kartel ve oralarda köşe kapmış kalemşörler, siyahi Obama'yı göklere çıkardılar. Öyule ki, içlerinden, Obama'ya Telli Baba niyetiyle ip takıp kısmetinin açılması için himmet dilemeyi düşünenler bile çıktı.Derken Obama söyleyeceğini söyledi. Türk milletini "soykırım" ile itham eden Ermenistan ve Ermeni diasporasının ağzıyla konuştu; soykırım hafif kalır dercesine, Ermenilerin kullandığı ifadeyle "büyük felaket" bu, büyük felaket dedi? Klasını konuşturdu.Hem de cümlenin tamamını söyledi. Ancak o zaman bizim aymazlar kendine geldi. Hadi sen de, demeye başladılar.Günlerce bu "büyük felaket"in tefsiriyle uğraşıyor yerli aymazlarımız? Hiçbir tefsir, Obama'nın Ermeni ağzıyla "soykırım" ithamını yumuşatamaz, suret-i haktan gösteremez? Nitekim Türk milleti yutmadı? 10-15 gün önce Meclis'te seslenen Obama'yı alkışlamaktan elleri moraran vekillerimizin bu kez kendileri morardılar. Milletimizin olayları arka palnını seyrettiği fark ettiklerinde; hemen "yeni milli vaziyet" alarak başta muhalefet vekilleri olmak üzere cümlesi aslan postuna büründüler, kükreme rolü yaptılar. Erdoğan bile, bu laf kabul edilemez, demek zorunda kaldı? Lakin çalınan minare çuvala sığmadı.AKP hükümeti, ABD elçisi davet etti, lakin "nota" dahi veremediler? Bu dış politik çuvallamaya skandal demek bile hafif kalır.Bu arada Ermenistan sınır kapısının açılması için "ön start" bile verildi; "şartsız yol haritası" oluşturuldu. Ermeni Cumhurbaşkanı, sınır kapısı Ekim ayına kadar açılmazsa maç izlemeye gelmem, diyerek Ankara'nın kulağına su kaçırıyor. Başbakan R. T. Erdoğan, Ermenistan mevkidaşına mektup yazıyor aylar önce? Ermeni, muhatap bile almıyor. Buna rağmen Ankara, Ermeni'nin kuyruğuna takılıyor. Erdoğan, gönlünü açıyor, sınır kapılarını açmaya hazırlanıyor? İnsan, Ermenilerin bu kadar yanlış ve karşı duruşlarına rağmen, aradaki bu ""Ermeni severliği"nin, aradaki cazibe ve çekim gücünün "derin kaynağı" nedir, diye sormadan edemiyor?!Ankara'daki bazı yetkililer, cesaret bulsalar, toprağı bol olsun Hırant Dink cinayetinin ardından meydana inenler gibi, Ermenistan sınır kapısında "Hepimiz Ermeniyiz!" pankartı açacaklar... Hani, kan çekiyor, denir ya halk arasında; onun gibi bir siyasi atmosfer var Ankara'da! Hale bakın ki, bunlara inat, Azerbaycan ile Türk milletinin kanı da birbirine çekiyor! Görüyorsunuz, Türk milleti ve Azeri halkı, tek millet-iki devletiz, diyor. Sınır kapısının kapatılma gerekçesi, Ermenistan'ın Azerbaycan'ın Karabağ topraklarını işgali değil miydi? Evet? İşgal mi kalktı?! Ermeniler Karabağ'dan geri mi çekildi?! Karabağ, Azerbaycan'a iade mi edildi?! Hayır? O zaman bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!Bu gerekçe hala ortada iken sınır kapısını açmak, işgale rıza göstermek, Azerbaycan toprağının Ermenilere peşkeş çekilmesine onay vermek değil mi?Azerbaycan'a gelince; şayet, Türk milletinin topraklarını ve uğruna milyonlarca şühedanın can verdiği vatanını kelepir fiyatına ecnebiye satan Türkiye'deki siyasi kardaşlarından Karabağ'da Ermenilere karşı dik durmalarını bekliyorlarsa, onlar da yanılıyor? Azerbaycan, AKP hükümetinin bu skandallar zincirinden kendileri için köklü dersler çıkarmalıdır. AKP hükümetinin, pervasız Rammussen eksenli NATO pazarlığındaki kof beklentileri ve avuç ovuşturmaları skandallar zincirinin cabası? NATO bize koltuk verecekmiş ama koltuk kalmamış! Şu hale balkın; buna zillet bile denemez! Türkiye, dış politikada, iç politikada, ekonomide, ticaret, kültür ve medeniyet bloklaşmalarında "milli devlet politikaları" oluşturmadığı müddetçe, daha çok skandallara şahit olacağız. Bu bağlamda dış politikada son birkaç hafta içinde yaşadığımız bu "son skandal"lar zinciri, maalesef son olmayacaktır? Bu zincirleri kırıp onurlu ve milli devlet politikaları oluşturmak için, BTP ve Prof. Dr. Baş'ın ekonomiden sosyal devlete değin her alandaki milli projeleri, Türkiye için tek şanstır. Görene? Köre ne?!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019