Akşam'dan Güler Kömürcü, Rusya Devlet Başkanı Putin'in batılı sivil toplum örgütlerine (STÖ) karşı aldığı önlemleri değerlendiriyor Yoğun gündem içinde dikkatinizden kaçmıştır, gazetelerde kısaca yer bulan haber, Rusya'da geçtiğimiz günlerde patlayan 'İngiliz ajanlarının' yakalanması ve buna bağlı olarak Rusya'da faaliyet gösteren Rus sivil toplum örgütlerinin yabancı ülkelerden mali yardım almasını engelleyen yasa hakkında. Evet, önce ilgili haberi hatırlayalım; "Rusya Devlet Başkanı Putin, İngiliz ajanlarının Rus sivil toplum örgütlerine mali destek sağladığı yönündeki iddiaların, bu tür örgütlerin finansmanı konusunda çıkartılan ve büyük tartışmalara yol açan yeni yasanın haklılığını ortaya koyduğunu söyledi. Putin, soylu amaçlara yüz kızartıcı araçlarla ulaşılamayacağını ve diğer ülkelerle karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki sürdürmek istediklerini söyledi. Putin, Fransa, İsrail ve Amerika'nın sivil toplum örgütleriyle ilgili yasalarından farklı olmadığını savundu. Moskova'daki Amerika-Kanada Enstitüsü'nün başkan yardımcısı Viktor Kremenyuk da Rus yetkililerin uzun bir süredir, 'Batı'nın Rusya'yı zayıflatmak istediği, Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan'da yaşananlara benzeyen bir siyasi devrimi amaçladığı ve bu devriminde sivil toplumlar üzerinden organize edildiği' yönünde propaganda yürüttüğüne dikkat çekti."Türkiye'de de faaliyet gösteriyorlarKısacası Putin, ülkesinde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin, bazı stratejistlerin, yurtdışından fonlanmalarına, para almalarına şiddetle karşı çıkıyor ve yabancı kurumlarla 'maddi' ilişki kuranların bağımsız-milli düşünce üretemeyeceklerini savunuyor. (Bence de çok haklı, ya sizce ey okur) Sonuçta bu iddiasına uygun olarak da geçtiğimiz günlerde, sivil toplum örgütlerinin yabancılardan mali yardım almalarını yasaklayan bir yasal düzenleme yaptı. Ve şimdi hemen bizim Türkiye'deki yapıya bakalım, ne kadar sivil toplum örgütü Türkiye'de faaliyet gösteriyor, bunlar hangi ülkelerden, hangi yabancı kuruluşlardan mali yardım alıyorlar, nasıl organik bağ içerisindeler siz biliyor musunuz ey değerli okur? Ben cevabı bilmiyorum.Toplum mühendisliğiİçinde bulunduğumuz dönem 'psikolojik savaş' dönemi ve psikolojik savaşın en önemli argümanlarından birisi de toplum mühendisliğidir. Toplum mühendisliği sivil toplum örgütleri üzerinden -stratejist- uzman gözüken birilerinin üzerinden yapılır, onların açıklamalarıyla sizlerin bilinç altınız-değerleriniz kurgulanır, gündem yaratılır ki şu anda da öyle oluyor zaten. Malum bazı sivil toplum örgütleri-strateji merkezleri çatısı altında faaliyet gösterenler, aslında, belirli ülkelerin menfaatlerini güçlendirmeye yönelik gizli propagandalar kurgulayıp, Türk halkını manipüle ediyorlar. Milli söylemlerin ardına saklanan bazı karanlık stratejistlerin silahı da bütün zamanların en tehlikeli silahıdır elbette.Son bir yıl içinde tam 30 yeni 'strateji merkezi' açıldığını biliyor muydunuz? Ancak biraz önce de belirttiğim gibi şu anda Türkiye'de faaliyet gösteren toplam sivil toplum örgütü sayısını ben de bilmiyorum ki bunu öğrenebileceğim, bunları denetleyeyen, mali portlerini, icraatlerini izleyen bir kurum-yasal hiçbir düzenleme yok çünkü. Bu başı boşlukta sizler, bu karanlık savaşın adamlarını, dış destekli, maaşlı maşalarını nasıl tespit edeceksiniz? Bu sözde stratejistlerin arka planlarında kimler var? Peki bu soruların cevaplarını bilmeden beyinlerinizi fikirsel işgale nasıl teslim ediyorsunuz? Ben yukarıdaki 3 paragrafı bu soruları 1.5 yıl önce aynen-yine sormuştum (karanlık stratejistlere dikkat başlığıyla) aradan geçen bunca zaman içinde tek bir yasal düzenleme olmadı. Sonra kalkıp hep beraber 'Soros'un vakıflarından şikayet ediyoruz ya da X ülkenin Türkiye'de yaptığı toplum mühendisliğinden, etnik kışkırtma faaliyetlerinden bahsediyoruz veya ÇUVAL OPERASYONUNU tartışıyoruz, cevabı basit, bakınız PUTİN'e, örnek olsun, Rusya'daki tüm sivil toplum örgütlerinin yabancılardan mali yardım almasını ağır denetime-ağır şartlara bağladı, hepsi bu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.