Yıllarca yaşadığımız ve hep garip olarak atalarımızın tabiri ile garipsediğimiz aslında dünya değil, bizim yaradılışımızın ölçüsü ile yaşamımızın ölçülerinin arasındaki farklılıklardır. Yani gariplik dünyada değil bizdedir. Bu nedenle uyumu sağlamak ve hayatın yaşam ölçülerini yaradılışın ölçülerine uyumlu yaparak insanlığı dengede tutmak için peygamberler gönderilmiştir. Tabii anlamış olanlara saz, anlamayanlara her şey azdır. Yaşamı garipleştirenin bizler olduğunu gene beşer mantığı ile örneklemek istedim. İbretle okuyup tefekküre dalmak gerekir ama yetmez. Dünya gariptir vesselam. Bütün medyanın cümle, cümle hatta hece, hece gündüz gece ağzından çıkacak her konuşmayı yayınladığı sayın Başbakanımız "Eski hükümetlerin ancak 30 gün vadeli krediler bulabilmelerine karşılık kendi hükümetinin 30 yıl vadeli borçlar alabilme durumuna ulaştığını" büyük bir gururla söyledi.Elbette bu garip dünyada bu sözleri sevinçle karşılayan üzerinde düşünmeye bile lüzum görmeyen garibanlara hakikatte bu sözlerin ne manaya geldiğini aydınlarımızın net bir şekilde açıklaması gerekmez mi? Gerekir elbet ama dedik ya dünya garip, aydınız diyenlerin pek çoğu aslında aydınlık kişiler (dışarıdan emir alan yani özel ışıklandırılanlar) Borç almak sanki marifet, eskiden 30 günlüğüne alınan kredinin yani borcun, yani dilenilen paranın, o devrin hükümetince ödenmesi (şimdiye kadar hiç duymadık belki olmuştur) o kişileri büyük zorluklara düşürmüş olacaktır.Yalnız sayın Başbakanın dediği gibi maaşların ödenmediği bir durumla karşılaştığımızıhatırlamıyorum. Siz bu maaşları verebilmek için kredi kullandıysanız ki bu konuşmanızda açık, gelecek hükümetlerin maaş verebilmeleri mümkün olmayacaktır. Çünkü borçlanma için sizin verdiğiniz tavizler sonucu devletin hiçbir şeyi kalmayacaktır. Bu borçların faturası halkın sırtına yüklenecek ve neslimiz köle olarak yaşamak zilletine katlanacaktır. Siz sayın Başbakan otuz yıl sonrası nasıl olsa bizimle ilgili değil ben işime bakar milleti borca dayalı DENK bütçe ile idare ederim. 30 yıl sonraya kim öle kim kala mı demek istiyorsunuz acaba? Bu nedenle mi? her şeyi paraya çevirmeye, toprakları peşkeşe, madenleri beleşe vererek devletin borçlarını üç buçuk yılda tam tamına ikiye katlayarak tüm Türk milletini sizden sonra hacze hedef ediyorsunuz. Bir Başbakanın borç ödemesi gerekirken milleti borçlandırma süresini arttırması ile övünmesi kadar garip bir durum olabilir mi? Bu gariplik bu garip dünyada bile fazla ters kalmıyor mu? En garibi ise PKK ile mücadelede yetersiz kalarak NATO'nun bu terör örgütüne müdahalesinin bizzat Hükümet olarak istenmesidir. KÖRÜN İSTEDİ?İ BİR GÖZ gerekir mi fazla söz. Söylenecek sözü zaten Rice söyledi. "Ortadoğu'da yapılacak düzenlemelerin zamanı geldi". Bu zaman sayenizde pek erken geldi sayın Başbakan. bilmiyorum size sormakta yarar var mı? Hangi tarihte ülkemizin coğrafyası düzenlenecek?... Bilemediniz mi? Allah, Allah bu dünya da çok garip. Hadi ben söyleyivereyim. PKK için NATO çağırısı nedeni ile eli kulağında. Bildim değil mi ? Şu garip dünya işte. Eh bu kadar gariplik arasında bir lider çıkıyor "ben borçları en geç bir yılda öderim kaynaklarımız yeterli, ekonomimiz yanlış. İşte size kitabı. Devleti dünyanın üzerine çıkaracak projeler burada. İşte milli devletin kitabı. Herkesi hatta dünyayı doyuracağım. Borç almak zilleti yerine dünyayı borçlandıracağım" diyor. KAİNAT DEVLETİNİ TEKLİF EDİYOR. Hala AB, ABD, IMF diyen partileri takım tutar gibi tutmak nedendir. Takım renk için parti devlet için tutulur. Renk zevk parti devlet, millet, yani bekadır. İkisini karıştırmak gaflettir. Hatta ihanettir. Vatan için bom boş AB, ABD, IMF için dolu olan bu partileri hala desteklemekteki garabete ne denebilir. Yakında dünyanın önünde eğileceği bir gerçek karşısında kendimizi test etmemiz gereklidir. BTP ye sıkı, sıkı sarılıp 3 yılda dünyanın en huzurlu topluluğu olmayı garantilemek varken bizi uzun veya kısa vadede borca sokmakla övünenlere rağbetin yanlışlığı ortadadır. Şimdi soruyorum dünyamı garip yoksa bizler mi?
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017