Allah (c.c.) Süleyman Aleyhisselam'a dünya saltanatı vermişti. Bütün dünyaya hükmediyordu. Bu arada bütün hayvanlar, -böcekler, kuşlar- hatta rüzgâr da emrindeydi. Bir gün saltanat çadırını kurmuştu. Bütün kuşlar gelmişler, hünerlerini söylüyorlardı. Sıra Hüdhûd (İbibik) kuşuna gelmişti. O da:- Ey Allah'ın Peygamberi, benim hünerim de şudur. Yukardan baktığım zaman toprak altındaki suyu görürüm. Suyun ne kadar derinlikte olduğunu, rengini, toprak veya kaya arasından çıktığını anlarım, dedi. Ve ilave etti:- Bir sefere çıkarken beni beraberinde götürürsen, benim bu konuda sana faydam olur, dedi.Süleyman Aleyhisselam da onun bu teklifini kabul etti.Bu sözleri duyan karga itiraz ederek dedi ki:- Bu yalan söylüyor. Eğer o kadar hüneri varsa yerdeki tuzağı görsün. Bu, yerdeki tuzağı görmüyor, toprak altındaki suyu gördüğünü söylüyor. Süleyman Aleyhisselam Hüdhüd'e dönerek:- Buna ne diyorsun? dedi. Hüdhûd cevaben dedi ki:- Ey hükümdarımız ve ey Allah'ın Peygamberi! Ben yalan söylemiyorum. Karganın söylediklerine inanmayın. Suyu görüp anladığım doğrudur. Yer üstündeki tuzakları göremeyişime gelince, o başka. Eğer kaza ve kaderimde tuzağa yakalanmak varsa o muhakkak olur. Yer üstündeki tuzağı da görürüm ama, kaderimde olanı göremem. O zaman gözüm görmez olur.Hüdhüdün dediği doğruydu. Nitekim şöyle denilmiştir:"Ecel geldiği zaman göz görmez olur."Servetle ÖvünmekHarun Reşit ile Şakik-i Belhî Hazretleri sohbet ediyordu. Bir ara Hazret:- Ey Halife! Farz et ki büyük bir çölde kaybolmuşsun. Susuzluktan ölmek üzeresin. O anda birisi gelip elindeki su dolu kırbayı sana satmak istese kaç para verirsin? diye sordu.Halife gülerek:- Ne kadar isterse veririm, dedi.- Peki, o suya karşılık servetinin yarısını istese verir misin?- Veririm.Hazreti Şakik, "Doğru söyledin" dedi ve devam etti:- Ey Halife! Diyelim ki servetinin yarısı ile o suyu alıp içtin ve bir müddet daha yaşama imkanı buldun. Fakat az sonra içtiğin suyu çıkarman gerekir. Ama buna muvaffak olamasan, bütün uğraşmalarına rağmen idrarını yapamasan ve adeta ölecek hale gelsen, o anda yine birisi karşına çıkıp: "Seni tedavi edebilirim, ancak servetinin öbür yarısını isterim" dese, ne dersin?Halife hiç düşünmeden:- Elbette razı olurum, dedi.Bunun üzerine Şakik-i Belhî:- Öyleyse Ey Emirü'l Mü'minin! Önce içtiğin, sonra da idrar yolu ile dışarı attığın bir yudum su kıymetinde bile olmayan servetine sakın güvenme! Hiç kimseye karşı mal, mülk ve servetinle övünme, buyurdu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.