Bazı kimseler hiçbir mazeret olmadığı halde keyfi olarak sünneti gayri müekkede olan namazları sözüm ona ibadet kastıyla terk etmektedirler.
Yaptıkları işe meşruluk kazandırmak için de “Terk etmek sünnetini yerine getiriyoruz” ifadesini kullanıyorlar. Bu tamamen yanlış bir ifade, yanlış bir anlayış ve uygulamadır.
Peygamberimizin buradaki yapma ve terk etmedeki mantığı tamamen ruhsatla alakalıdır. Mazeret olduğu takdirde alışkanlık haline getirmeden terk edilmeye müsaade edilen bir fiil, asla sünnet olamaz. Yapması sünnet ama terk etmesi sünnet değildir, ibadet değildir. Buradaki mantık ruhsata dayalıdır.
Sünnet olan namazlardaki mazeret halinde terk etmeye verilen ruhsatı, devamlı surette kullananlar, yaptıkları yanlışa bir de kılıf uydurarak “terk etmenin de bir ibadet olduğunu” öne sürerler.
Bu yaklaşımla işin içinden çıkmak mümkün değildir. Mesela Peygamberimiz arabaya binmedi diye arabaya binmemek, uçağa binmedi diye uçağa binmemek; yemediği şeyleri yememek, giymediği şeyleri giymemek de sünnet olarak algılanmalı ki işin içinden çıkılmaz bir mantık karışıklığına sebebiyet verir.
Zaten yapılması istenen davranışların ya da ibadetlerin sevapları hakkında; terk edilmesi gereken davranışların yapıldığı takdirde günahları hakkında ilahi buyruklar mevcuttur.
Mesela şu soruyu sorsak acaba cevap verebileniniz var mıdır? Sünneti gayri müekkede bir ibadeti terk etmeyi teşvik edici, ya da terk edildiği takdirde şu kadar sevap ya da mükâfaat vardır diye bir hükme, bir hadisişŞerife rastladınız mı? Elbette ki hayır...
Hâlbuki ikindi ve yatsı namazının fazileti ve Peygamberimizin çoğunlukla kıldığına dair hadisler mevcuttur.
Öncelikle ikindi namazının sünneti hakkındaki beyanları aktaralım:
Ali İbni Ebû Tâlib radıyallahu anh şöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ikindi namazının farzından önce dört rekât namaz kılardı. İkinci rekâtın tahiyyatında Allah Teâlâ’ya en yakın meleklere ve onların yolunca giden Müslüman ve mü’min kimselere selâm ederdi. (Tirmizî, Mevâkît 201, Cuma 66. Ayrıca. bk. Nesâî, İmâmet 5; İbni Mâce, İkâmet 109)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ’nın rivayetine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İkindi namazının farzından önce dört rekât namaz kılan kimseye, Allah rahmetini ihsan etsin.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu 8; Tirmizî, Salât 201).
Yaptıkları işe meşruluk kazandırmak için de “Terk etmek sünnetini yerine getiriyoruz” ifadesini kullanıyorlar. Bu tamamen yanlış bir ifade, yanlış bir anlayış ve uygulamadır.
Peygamberimizin buradaki yapma ve terk etmedeki mantığı tamamen ruhsatla alakalıdır. Mazeret olduğu takdirde alışkanlık haline getirmeden terk edilmeye müsaade edilen bir fiil, asla sünnet olamaz. Yapması sünnet ama terk etmesi sünnet değildir, ibadet değildir. Buradaki mantık ruhsata dayalıdır.
Sünnet olan namazlardaki mazeret halinde terk etmeye verilen ruhsatı, devamlı surette kullananlar, yaptıkları yanlışa bir de kılıf uydurarak “terk etmenin de bir ibadet olduğunu” öne sürerler.
Bu yaklaşımla işin içinden çıkmak mümkün değildir. Mesela Peygamberimiz arabaya binmedi diye arabaya binmemek, uçağa binmedi diye uçağa binmemek; yemediği şeyleri yememek, giymediği şeyleri giymemek de sünnet olarak algılanmalı ki işin içinden çıkılmaz bir mantık karışıklığına sebebiyet verir.
Zaten yapılması istenen davranışların ya da ibadetlerin sevapları hakkında; terk edilmesi gereken davranışların yapıldığı takdirde günahları hakkında ilahi buyruklar mevcuttur.
Mesela şu soruyu sorsak acaba cevap verebileniniz var mıdır? Sünneti gayri müekkede bir ibadeti terk etmeyi teşvik edici, ya da terk edildiği takdirde şu kadar sevap ya da mükâfaat vardır diye bir hükme, bir hadisişŞerife rastladınız mı? Elbette ki hayır...
Hâlbuki ikindi ve yatsı namazının fazileti ve Peygamberimizin çoğunlukla kıldığına dair hadisler mevcuttur.
Öncelikle ikindi namazının sünneti hakkındaki beyanları aktaralım:
Ali İbni Ebû Tâlib radıyallahu anh şöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ikindi namazının farzından önce dört rekât namaz kılardı. İkinci rekâtın tahiyyatında Allah Teâlâ’ya en yakın meleklere ve onların yolunca giden Müslüman ve mü’min kimselere selâm ederdi. (Tirmizî, Mevâkît 201, Cuma 66. Ayrıca. bk. Nesâî, İmâmet 5; İbni Mâce, İkâmet 109)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ’nın rivayetine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İkindi namazının farzından önce dört rekât namaz kılan kimseye, Allah rahmetini ihsan etsin.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu 8; Tirmizî, Salât 201).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Türkiye Cumhuriyeti’ni ideal Türk gençleri koruyacak ve yüceltecektir / 03.05.2025
- İdeal Türk genci ‘mandacı değil bağımsızlık yanlısı olmalıdır’ / 02.05.2025
- İdeal Türk genci ‘ırkçı değil milliyetçi olacak’ / 01.05.2025
- İdeal Türk genci ‘fundamentalist olmayacak dindar olacak’ / 30.04.2025
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- İdeal Türk genci ‘mandacı değil bağımsızlık yanlısı olmalıdır’ / 02.05.2025
- İdeal Türk genci ‘ırkçı değil milliyetçi olacak’ / 01.05.2025
- İdeal Türk genci ‘fundamentalist olmayacak dindar olacak’ / 30.04.2025
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025