Başbakan Erdoğan'ın, "1. Uluslararası Eminönü Sempozyumu'nda yaptığı konuşma şahsen beni şok etti. Bu konuşmaya normal bir siyasi konuşmanın çok ötesinde bir içerik yüklemek gerekiyor. Diyor ki Başbakan:"Eminönü ile ilgili bir çok hedefimiz var. Buradaki bir çok tarihi eseri şu andaki işlevinden çıkarıp burayı tamamen otele dönüştürelim diyoruz. İmalathaneleri çıkartıp burayı tamamen turizmin en hareketli merkezi haline getirmek istiyoruz. Bu en önemli hedefimiz. Şu anda İkitelli'de yapılmış olan yerlere taşınmayan esnafa bu kürsüden çok seslendim. Artık burada durmayın, duramazsınız! Gerekirse, zorla çıkaracağız. Burası bizim için tarihle buluşma noktası. Medeniyet itibariyle doyum noktası." Başbakan'ın Eminönü esnafına "burada duramazsınız, zorla çıkartırız" dediği bölge, Patrikhane'nin de iştahını kabartan, yıllardan beri bir çok uluslararası desteği arkasına alarak, insandan, evden ve işyerinden arındırmak istediği "Sur İçi Projesi'nin" bir parçası.Patrikhane'nin hayalinde hep Vatikan gibi bir özgür din devleti kurmak var. Bunun için kartvizitine "Ekümen patrik" yazarak kendini "evrenselleştiren" Bartholomeos, şimdi de olayın fiziksel cephesini,yani toprak boyutunu halletme peşinde. Yıllardan beri bazı Türk ve Rum işadamları Sur içinde gayri menkul satın alarak Patrikhane'ye devrediyor. Böylece açıkça Lozan delinmiş oluyor.Patrikhane çevresinde Rumların, Dolapdere'de Ermenilerin harıl harıl mülk satın alarak bu mülkleri Patrikhane'ye devretmesine devlet sessiz kalıyor. AB müzakerelerinin neredeyse her adımında, Brüksel'den gelen "Azınlıklara mülklerini geri verin" şeklindeki dayatmaların temelinde bu proje yatıyor.Patrikhane "Sur İçi Konstantinople"'inde hiçbir İslami unsur istememektedir. Ne iş yeri, ne ev ne insan. Her şey sur dışına itilerek, sur içinde Vatikan Devleti'ne benzer bir "Ortodoks Ekümen Din Devleti Projesi" kurma hayali, Patrikhane'nin en büyük hayalini oluşturmaktadır.Zaten bu konuda batılı uzmanların hazırladığı bir projede İstanbul üçe bölünmüş ve şöyle projelendirilmişti:1. Anadolu Yakası: Tamamen yerleşim birimi olacak.2. Surlar içindeki İstanbul: Tarihi ve Kültürel İstanbul olacak3. Surlar dışındaki İstanbul: Sanayi,Yerleşim ve İş merkezlerinden oluşacak." Bu proje 1995 yılında hazırlanıp devrin hükümetine sunuldu.Ve görünen o ki, Sur İçi İstanbul'unu tıpkı "tarihi ve kültürel İstanbul" olarak adlandırdığı gibi, Başbakan Erdoğan da konuşmasında aynı ifadeleri kullanarak bu bölgenin "turistik bölge, kültür bölgesi" olarak değerlendirileceğini söylüyor.Acaba birileri Başbakan'a "Bu proje Patrikhane'nin önünü açacak bir bölünme projesi olarak karşımıza çıkabilir. Aman dikkat!" demedi mi?Demediyse biz diyelim: "Aman dikkat! İstanbul elden gidiyor. Siz toprak satışı ile ilgili uyarılarımızı da dinlememiştiniz ama Hatay'daki faciadan sonra kendiniz bu skandala 'dur' demek zorunda kaldınız.Aman dikkat!Sur içinde büyük oyun var...
MUHARREM BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr