Taksim taksim uyandık!

Bugün ortaya çıkan olaylara şöyle bir göz atalım. Görünüşte birkaç ağaç yüzünden çıkan olaylar, çığ gibi büyüdü ve bütün Türkiye’yi sardı. Herkes biliyor ki, bu olayların bu kadar büyümesinin sebebi iki ağaç değildi.   Öyleyse neydi?Bana göre iki sebep vardı: Birincisi 11 yıldır adeta padişahlık yapan Sayın Erdoğan’ın beceriksiz ve halka rağmen politikaları.İkincisi ise adına muhalefet dediğimiz ama hiç muhalefetle ilgisi olmayan ve aynada kendilerini görse, aynadakiyle kavga eden bir muhalefet…11 yıldır padişahlık yapan dedik! Padişahlar bile bu kadar destek almamıştır bu topraklar üzerinde. Sayın Erdoğan her istediğini satmadı mı bu ülkede?! Çocuklarına her istediğini almadı mı?!  Alsın bir şey dediğimiz yok... Fakat bu millete verdiği sözlerin hiç birisini tutmadı. Üstelik “ananı da al git” demedi mi?!Türk insanı ne bekledi Sayın Erdoğan’dan? Sadece verdiği sözleri yerine getirmesini… Hatırlayalım bu sözleri; * (Üniversite öğrencilerini kasıtla) Bu öğrencilere iş vermeyecekseniz niçin okutuyorsunuz?* Konya’da iş adamlarına hitaben, o günkü asgari ücretin azlığını vurgulamak için) Bazen kafamı iki elimin arasına alıp, düşünüyorum. Bu asgari ücretle insanlar nasıl geçinir diye. Bu ücret sizin çocuklarınızın bir günlük menü parası…* Dicle kenarında bir koyun kaybolsa onun hesabının bizden sorulacağını biliyoruz…* Biz halkın tamamının sesiyiz. Bize oy veren de vermeyen de bizim vatandaşımızdır…* Biz ileri demokrasinin sesiyiz… Biz bütün görüşlere açığız… Her türlü mezhepsel ayrımcılığa karşıyız…Ve bunun gibi toplumun bütün kesimlerini içine alan sosyal, siyasi ve dini alanlarda birçok süslü cümleler dinledik Erdoğan’dan. Ha! Ekonomi ve dış siyasetteki sözlerini ve “U” dönüşlerini unutmayalım…Allah aşkına! Elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin, bunların hangisi gerçekleşti? Gerçekleşseydi halk böyle iki ağaç için yollara dökülüp, iktidara karşı bir bütünlük sağlar mıydı? Tabi ki hayır…Fakat bu olaylar olurken malum medyaya bir göz gezdirdim. Öyle ya! Yer yerinden oynuyor, mutlaka iki çift laf söylenir, görüntü verilir zannettim. Ama maalesef hiç bir haber göremedim.  Şahsen ben bu manzarayı bir yerlerden hatırlıyorum. Prof. Dr. Haydar Baş, Rus Meclisi’nde 4 saatten fazla konuşmuş ve Milli Ekonomi Modeli gerçeğini anlatmıştı. Yine malum basın bu gerçeği milletten sakladığını zannetmişti. Ne tesadüf değil mi?! Şimdi de halk sokaklarda demokratik tepkisini gösteriyor ama malum medyada çıt yok. Varsa bile karartma haberleri.Bana göre artık mızrak çuvala sığmıyor. Bu olayları nereye manipüle ederlerse etsinler, bu olaylar halkın Taksim’de diktaya başkaldırışı ve bu gidişe dur demesidir. Bu süreçte muhalefet ne mi yapıyordu? Tayyip Bey’in ekmeğine yağ sürüyordu. Bu yağ lezzetli gelmiş olacak ki, Tayyip Bey, MHP ve BDP’ye bu olaylar karşısında hükümet tarafında yer almalarından dolayı teşekkür etti.CHP ise sevgili dostum Akın Aydın’ın dediği gibi “CHP, ambulans peşine takılmış uyanık taksi şoförlerinin yaptığını yapıyor.”Kendi, kendime soruyorum; halk sokağa dökülüp, dikta rejimine karşı gerçek MUHALEFET gösterirken, sahte muhalefet ne yapıyordu? Ya da bugüne kadar Tayyip Bey’in hangi yanlışına çözüm üretip, bu çözümü millete takdim ettiler… Tam da bu noktada çözümü olan tek bir parti çıkıyor öne, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP). Kurulduğu tarihten itibaren sadece ve sadece halkın refahını düşünen, sosyal adaleti öngören, devlet ile milleti barıştıran bir fikir partisi. Alevi-Sünni demeden milleti tek bir çatı altında toplayan tek parti… Geleceğin Türkiye’sinin umudu; çözümü olan Bağımsız Türkiye Partisi’dir. Bunu hep beraber yaşayacağız…Yaşadığımız gerçeğe gelince; bence bugünkü muhalefet hiçbir çözüm önerisinde bulunamazdı. Çünkü iktidarla, muhalefet maalesef aynı membadan besleniyorlar. Böyle bir muhalefetten çözüm beklenir mi?!Bunun cevabını bilen milletimiz, Taksim’den başlayarak ülke sathında taksim taksim uyandı…