4. Soru: İmam Cafer Sadık ne ile iftihar etmiştir?
Cevap: İmam Cafer Sadık'ın (a.s.) İmam Ali (a.s.) ile iki çeşit bağı vardı. Biri İmam Sadık'ın (a.s.) İmam Ali'ye (a.s.) evlat olması diğeri ise İmam Ali'ye (a.s.) taraftar olması. İmam Sadık (a.s.) İmam Ali'ye (a.s.) evlat olmakla iftihar etmemiş ama O hazrete taraftar olmak ile iftihar etmiş ve bu hakikat doğrultusunda şöyle buyurmuştur: "Benim Ali'ye (a.s.) taraftar olmam O'na evlat olmamdan yanımda daha sevimlidir (önemlidir.)"
İşte İcmal gençliği bu imtihan yurdunda karşımıza iftihar edilecek böyle anlamlı bir tabloyu çıkardılar. Bu anlamlı programda hazır bulunanlar ve Ehl-i Beyt'e taraf olanlar ne kadar iftihar etseler yine de az gelir.
5. Soru: Bugün Ehl-i Beyt imamlarına olan vazife ve sorumluluklarımız nelerdir ve bu vazifeleri yapanların mükâfatları ne olacaktır?
Cevap: Şuurlu bir Müslüman vazifesi-sorumluluğu ile mükellef olduğunu bilir. Zira her Müslüman vazife ile mükelleftir netice ile mükellef değildir. Bize düşen vazifelerimizi yapmaktır, netice ise Allah-u Teâlâ'nın iradesi dâhilindedir.
Ehl-i Beyt imamlarına olan vazifelerimiz hakkında İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuşlardır: "Allah-u Teâlâ yeryüzüne baktı ve bizi (Ehl-i Beyt'i) seçti ve bizler içinde taraftar seçti. Onlar bizlere yardım ederler, sevincimizle sevinirler, hüznümüz ile hüzünlenirler, mallarını ve canlarını bizim yolumuzda bağışlarlar. Onlar bizdendir ve bize geleceklerdir."
Bu hadis-i şerifte görüldüğü gibi Ehl-i Beyt'e olan vazifelerimiz dört şeydir ve onlar şunlardan ibarettir: Ehl-i Beyt'e yardım etmek, onların sevinci ile sevinip, hüznü ile hüzünlenmek, onların yolunda maldan ve candan geçmek. Bu dört vazife doğrultusunda yaşayanların iki önemli mükâfatları vardır; onlar Ehl-i Beyt'tendir ve onlar öldükten sonra Ehl-i Beyt'in yanına giderek cennet-i a'la'da Ehl-i Beyt'e komşu olacaklardır. Bu iki mükâfat ve makamı dünya mülkü ile satın almak mümkün değildir. Hadis de belirtildiği gibi bu iki mükâfatın dört yolu vardır.
İşte içinde bulunduğumuz bu hassas günlerde böyle önemli ve anlamlı bir Ehl-i Beyt Sempozyumu'nu yapanlar, bu uğurda zahmet çekenler, İmam Ali'nin hadis-i şerifindeki dört kavrama sahip oldukları için mezkûr şeyleri yapmaktadırlar.
6. Soru: Ehl-i Beyt imamları uğrunda fedakâr olmanın ve bu uğurda gayret içinde olmanın önemi nedir?
Cevap: Rivayetlere göre bu işin üç tane önemli sonucu vardır:
1- Böyle birisine kıyamette melekler şöyle müjde verirler; Sen dünyada Ehl-i Beyt imamlarına fedakârlık ile hizmet ederken korkutulduğun için bu gün kıyametin korkusu senin için söz konusu olmayacaktır.
2- Mahşerde insanlar hesaba tâbi tutuldukları zaman her kes korku ve dehşet içinde iken böyleleri mahşerde bir bahçede bekletileceklerdir.
3- Onlar İmam Hüseyin (a.s.) ile hem sohbet olacaklardır.
7. Soru: Başarının sırrı nedir?
Başarının sırrı bir evet iki hayır'da yatmaktadır. Evet: Sıkıntılara, zorluklara, engellere karşı mücadele etmeye, koşuşturmaya, yılmadan çalışmaya, ins ve cinden olan hannaslara karşı mücadele etmeye… Evet!..
Tereddüte, şüpheye, düşünce girdabında bocalamaya, müzebzebin (gel-git) olmaya… Hayır!..
Ümitsizliğe hayır!...
Müslümanların üç azılı ve tehlikeli düşmanı ise, cahillik, tefrika ve fakirliktir. Müslümanların tarihinde ibrenin yükselişte olduğu dönemler incelendiğinde, o dönemlerde bu üç düşmanın olmadığını görmemiz mümkündür. İbrenin düşüşte olduğu dönemlerde ise bu üç düşmanın Müslümanlar arasında kol gezdiğini görmek mümkündür. Bu üç azılı, tehlikeli düşmanın panzehiri Ehl-i Beyt imamlarıdır. Zira Ehl-i Beyt imamları cehaleti, tefrikayı ve fakirliği yok edenlerdir.
Selam ve dua ile…
Cevap: İmam Cafer Sadık'ın (a.s.) İmam Ali (a.s.) ile iki çeşit bağı vardı. Biri İmam Sadık'ın (a.s.) İmam Ali'ye (a.s.) evlat olması diğeri ise İmam Ali'ye (a.s.) taraftar olması. İmam Sadık (a.s.) İmam Ali'ye (a.s.) evlat olmakla iftihar etmemiş ama O hazrete taraftar olmak ile iftihar etmiş ve bu hakikat doğrultusunda şöyle buyurmuştur: "Benim Ali'ye (a.s.) taraftar olmam O'na evlat olmamdan yanımda daha sevimlidir (önemlidir.)"
İşte İcmal gençliği bu imtihan yurdunda karşımıza iftihar edilecek böyle anlamlı bir tabloyu çıkardılar. Bu anlamlı programda hazır bulunanlar ve Ehl-i Beyt'e taraf olanlar ne kadar iftihar etseler yine de az gelir.
5. Soru: Bugün Ehl-i Beyt imamlarına olan vazife ve sorumluluklarımız nelerdir ve bu vazifeleri yapanların mükâfatları ne olacaktır?
Cevap: Şuurlu bir Müslüman vazifesi-sorumluluğu ile mükellef olduğunu bilir. Zira her Müslüman vazife ile mükelleftir netice ile mükellef değildir. Bize düşen vazifelerimizi yapmaktır, netice ise Allah-u Teâlâ'nın iradesi dâhilindedir.
Ehl-i Beyt imamlarına olan vazifelerimiz hakkında İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuşlardır: "Allah-u Teâlâ yeryüzüne baktı ve bizi (Ehl-i Beyt'i) seçti ve bizler içinde taraftar seçti. Onlar bizlere yardım ederler, sevincimizle sevinirler, hüznümüz ile hüzünlenirler, mallarını ve canlarını bizim yolumuzda bağışlarlar. Onlar bizdendir ve bize geleceklerdir."
Bu hadis-i şerifte görüldüğü gibi Ehl-i Beyt'e olan vazifelerimiz dört şeydir ve onlar şunlardan ibarettir: Ehl-i Beyt'e yardım etmek, onların sevinci ile sevinip, hüznü ile hüzünlenmek, onların yolunda maldan ve candan geçmek. Bu dört vazife doğrultusunda yaşayanların iki önemli mükâfatları vardır; onlar Ehl-i Beyt'tendir ve onlar öldükten sonra Ehl-i Beyt'in yanına giderek cennet-i a'la'da Ehl-i Beyt'e komşu olacaklardır. Bu iki mükâfat ve makamı dünya mülkü ile satın almak mümkün değildir. Hadis de belirtildiği gibi bu iki mükâfatın dört yolu vardır.
İşte içinde bulunduğumuz bu hassas günlerde böyle önemli ve anlamlı bir Ehl-i Beyt Sempozyumu'nu yapanlar, bu uğurda zahmet çekenler, İmam Ali'nin hadis-i şerifindeki dört kavrama sahip oldukları için mezkûr şeyleri yapmaktadırlar.
6. Soru: Ehl-i Beyt imamları uğrunda fedakâr olmanın ve bu uğurda gayret içinde olmanın önemi nedir?
Cevap: Rivayetlere göre bu işin üç tane önemli sonucu vardır:
1- Böyle birisine kıyamette melekler şöyle müjde verirler; Sen dünyada Ehl-i Beyt imamlarına fedakârlık ile hizmet ederken korkutulduğun için bu gün kıyametin korkusu senin için söz konusu olmayacaktır.
2- Mahşerde insanlar hesaba tâbi tutuldukları zaman her kes korku ve dehşet içinde iken böyleleri mahşerde bir bahçede bekletileceklerdir.
3- Onlar İmam Hüseyin (a.s.) ile hem sohbet olacaklardır.
7. Soru: Başarının sırrı nedir?
Başarının sırrı bir evet iki hayır'da yatmaktadır. Evet: Sıkıntılara, zorluklara, engellere karşı mücadele etmeye, koşuşturmaya, yılmadan çalışmaya, ins ve cinden olan hannaslara karşı mücadele etmeye… Evet!..
Tereddüte, şüpheye, düşünce girdabında bocalamaya, müzebzebin (gel-git) olmaya… Hayır!..
Ümitsizliğe hayır!...
Müslümanların üç azılı ve tehlikeli düşmanı ise, cahillik, tefrika ve fakirliktir. Müslümanların tarihinde ibrenin yükselişte olduğu dönemler incelendiğinde, o dönemlerde bu üç düşmanın olmadığını görmemiz mümkündür. İbrenin düşüşte olduğu dönemlerde ise bu üç düşmanın Müslümanlar arasında kol gezdiğini görmek mümkündür. Bu üç azılı, tehlikeli düşmanın panzehiri Ehl-i Beyt imamlarıdır. Zira Ehl-i Beyt imamları cehaleti, tefrikayı ve fakirliği yok edenlerdir.
Selam ve dua ile…
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012