Tarihi kongre

22 Mart'ta bilimsel bir kongreye katıldım. Saat 10.00'da başladı akşam 18.00'e kadar devam eden bu toplantı önümüze somut gerçekleri serdi. Oturumlarda konuşmacıların tümü akademisyen kişilerdi. Derslerine iyi çalışmışlardı. Düzenleyen kuruluşu ve orada oturuma katılan bilim insanlarını kutluyorum.Salon tıklım tıklım doluydu. Yaşlısı, genci; kadını erkeği doldurmuştu koskoca salonu. Bu insanların ilgileri ise ayrı keyifti. Düşünebiliyor musunuz bu insanlar o salonda 7-8 saat konuşmacıları dinlemişlerdi. Oturum araları verilmemesine karşın salonu yalnızca tabii ihtiyaçları için kısa süre terk etmişlerdi. Çünkü arkaya dönüp baktığımda salon hep doluydu.Oturumun temelini "PARANIN TANIMI" oluşturuyordu. Kaynak ise BTP Genel Başkanı Prof. Haydar Baş'ın ileri sürdüğü tezdi. "Milli Ekonomi Modeli" ismiyle bir kitapta toplanan tez, konuşmacıların ortak kaynağıydı.Milli Ekonomi Modeli isimli eseri yine bu gazetede enine boyuna tanıtmaya çalışmıştım. Bu eser doğruları içermekte ve uluslara temel kaynak oluşturmaktadır.Katıldığım Kongre, aynı amaçla yapılanın dokuzuncusuydu. Amaç, eseri doğrularıyla, yanlışlarıyla tartışmak ve bu ekonomik yapılanmayı ulusumuza, diğer uluslara tanıtmaktı ve anlatmaktı.Gönül isterdi ki şu anda iktidarda olan partinin ekonomiden ve toplumsal gelişimden sorumlu bakanları o toplantıda olsunlar. Onlarca bildiri sunan yerli ve yabancı bilim adamlarının görüşlerini dinlesinler, uygulamada kendi görüşlerini dile getirsinler ve doğru olan bu teze sahip çıksınlar. Ama nerede bizde o olgunluk? Ben iktidardaysam her şeyi ben bilirim mantığını bir bırakabilsek o zaman ulusal ve uluslararası sorunları ve çıkmazları daha kolay çözeceğiz. Ne demiş atalarımız, "Akıl akıldan üstündür arşa varana kadar." Öyle ya, bu konuda bilimsel çalışmalar yapmış, BTP'nin bir nevi vatandaşına sunduğu bu modeli, enine boyuna tartışmış bu akademisyenleri dinleselerdi fena mı olurdu? Ne yazık ki şu anda ülkemizde uyguladıkları para politikası ile "Milli Ekonomi Modeli"nde savunulan para politikası birbirine taban tabana zıttır. Şu andaki iktidar, kapitalizmin belirlediği sistemi uygularken Kongre Salonundaki savunulan tez ise, tamamen ulusaldır ki -bu sistemi ve doğru olan ulusal sistemi- dinlemek bile onları korkutuyor gibi.Kongre, siyaset üstü olarak başladı ve devam etti. Bu yaklaşım tüm ulusumuzu mutlu etmiştir diye düşünüyorum. Bu yaklaşımda Genel Başkan Prof. Haydar Baş'ın telkininin etkili olduğuna inanıyorum. ABD koymuş önümüze kendi parasını. Bizimle kedinin fareyle oynaması gibi oynayıp duruyor. Kendi parasının değerini artırıyor ve bizim paramızın alım gücünü düşürüyor. Özellikle sabit gelirliler gün geçtikçe fakirleşiyor. Bu döngü para babalarının işine geldiği için orta ve fakir kesimin daha fakirleşmesine gülüp geçiyorlar.Vatandaşlık ruhu, Atatürk'le Erzurum Kongresi'nde nasıl şahlanmışsa ulusal ruh da Prof. Haydar Baş'la 22 Mart Pazar günü o salonda şahlandı. Konuşmacılar,  ülkemiz insanının şu andaki hangi çıkmaz sokakta olduğunu anlatırken, dinleyiciler de alkışlarıyla bizi çıkmaza sürükleyen insanları kınıyor ve protesto ediyorlardı.Akademisyenler, ulusal para uygulanmalı dediler gün boyu. Örnek olarak da Rusya, Çin gibi ülkeleri gösterdiler. Paramızın değerini artırma yollarını açık yüreklilikle izah ettiler. Ulusal birliğin ve insan değerinin çıkar yolunun ulusal ekonomiye ve ulusal değerlerimize önem vermekten geçtiğini anlaşılır bir dille anlattılar. Çünkü ekonomik bağımsızlığını kazanamayan ulusların tam bağımsız olamayacağını örneklerle önümüze serdiler.Tarihi bir gündü. Bu tarihi güne iyi ki katılmışım. Emeği geçenlerin yüreklerine sağlık?