Kayseri Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkilileri şu bilgileri verdi: 1238 yılında Selçuklu Hükümdarı 1. Alaaddin Keykubat'ın eşi Mahperi Hatun tarafından yaptırılan külliye içinde yeralan medrese, 1998 yılına kadar etnografya müzesi olarak kullanıldı. Mevcut etnografik eserlerin tamamı sergilenemediği için müzenin, 1998 yılında Güpgüpoğlu Konağı'na taşınmasıyla atıl kalan medrese, geçen yıl hediyelik eşya satış merkezine dönüştürüldü.
*Tarihi dokuyla uyuşacak proje
Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 23 işyerinin bulunduğu medresede, avlunun üzerinin kapatılması için proje çalışması başlattı. Alışveriş yapanların dinlendiği, çay bahçesi gibi kullanılan avludan, kış aylarında da yararlanılması amacıyla hazırlanacak proje, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun onayına sunulacak. Yetkililer, mevcut yapıya zarar vermeden tarihi dokuyla uyuşacak şekilde planlan projede, çatının hidrolik sistemli yapılmasının sağlanacağını, istenildiğinde açılıp, kapanma özelliği taşıyacağını kaydettiler. Kayseri Vakıflar bölge Müdürlüğü yetkilileri, medresenin yıpranmış duvarlarının onarılmasında Horasan harcı kullanılmasının zorunlu olduğunu belirttiler.
Tuğla duvarlarda kullanılan Horasan harcı
Selçuklu ve Osmanlı döneminde taş ve tuğla duvarlarda kullanılan Horasan harcı, 3 yıl toprak altında bekletilen sönmüş kireç, tuğla ve taş tozundan yapılıyor. Bu karışım, kullanıldığı yapılarda taşları birbirine sıkıca yapıştırıp, sağlamlığını yıllarca kaybetmiyor. Tamamen doğal olan bu karışım, çimento ve kuma oranla çok daha sağlam kalıyor. Bazı eserlerin yüzyıllardır ayakta kalabilmesinin sırrının, Horasan harcında gizli olduğu belirtiliyor. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun daha önce aldığı karar uyarınca restorasyonu yapılacak tarihi eserlerde Horasan harcı kullanılması şartı aranıyor.