Uygulanan IMF ve AB politikaları tarım sektörünü perişan etti.Pamuk, tütün, pancar, buğday, mısır, pirinç? üreticileri daha AKP hükümetinin ilk yıllarında feryat ederken, o dönemlerde zarar etmeyen narenciye, fındık, zeytin üreticileri de son yıllarda iyice mağdur oldular.Tarım köylüsü binbir emekle ürettiği, gözü gibi baktığı ürününü maliyetinin altına satmak zorunda kaldı. Pamuklar yakıldı, patatesler denize döküldü, gömüldü, narenciye çöpe atıldı, dalında bırakıldı, fındık, zeytin üreticisi ise kara kara düşünüyor.Anlayacağınız, Cumhuriyetimizin ilk dönemlerinde Osmanlı'dan kalan bütün borçlarımızı ödememizi sağlayan tarım sektörü şimdi bitme noktasına geldi.Mağdur olan tarım köylüsü direnebildiği kadar direniyor, direnemeyenler tarımdan yavaş yavaş elini çekiyor, toprağını satıyor, belki iş bulurum diye işsizliğin diz boyu olduğu şehir merkezlerine göç ediyor. Cennet gibi olan verimli tarlalarımız, bağlarımız, bahçelerimiz mağduriyet sebebiyle yaban ellere teslim ediliyor.Hükümetin IMF ve AB yaptırımlı devreye koyduğu bütün politikalar, çiftçiyi kötü sona zorluyor.Çiftçinin hiçbir güvencesi kalmamış, sesini kimseye duyuramıyor.Çiftçi ürün yetiştirecek parasal kaynağı uygun şartlarda bulamıyor. Bulduğu kredi de maliyetli. Yani faizli. Bu parayı da binbir ipotekle zor şartlarda alabiliyor.Tohum pahalı, gübre pahalı, ilaç pahalı, mazot pahalı? Hepsi zam üstüne zam almış.Büyük ümitlerle ürününü topluyor, satacak, ama herkese satamıyor, devlete satsa parasını hemen alamayacak ve borçlarını ödeyemeyecek, mecburen önceden bir tüccarla görüşüyor ve ürününü düşük fiyatlara satıyor.Bu manada TMO'nun açıkladığı ürün taban fiyatları aslında tavan fiyatları. Tüccarların ürün alımı maksimum bu fiyattan başlayıp daha aşağılara kadar iniyor.TMO maliyetlerin altında taban fiyat açıklayınca, tüccar maliyetin çok çok altına iniyor. Parayı hemen vermenin avantajlarını sonuna kadar kullanıyor. Hükümet çiftçiyi tokatlayıp duruyor, tüccarda bundan cesaret buluyor.AKP hükümeti bu konuda yeni uygulamalara da imza attı.Hükümet yetkilileri 1-2 yıl önce "her köyün zenginlerini oluşturacağız" beyanatları veriyordu. Başlangıçta anlayamamıştım ama bugün gayet net görüyorum.AKP'ye yakın olan tüccarlar tek tek ürün alımı yerine güç birliği yaparak tek bir el olarak köylüye gitmeye başladılar. Bu güç birliği köylünün aleyhine oldu.Eskiden hiç değilse köylünün tüccar alternatifleri vardı ve rekabet de olduğu için ürün biraz daha fiyatlı satılabiliyordu.Şimdi köylüye tek bir fiyat açıklanıyor, oldukça düşük. İster sat ister satma.Daha önceleri 7 milyon liraya alınan fındık, şimdi 2,5 milyon liraya kadar düştü.Daha önceleri 3 milyon liraya satılan zeytin, şimdi 1,5 milyon liraya kadar düştü.Örnekleri çoğaltabiliriz, herkes kendi açısından durumu değerlendirsin.Hatta köylü bankadan kredi alamayınca, bu güç birliği yapmış tüccarlar grubuna giderek borç istiyor. Tüccar da fırsat bu fırsat köylüye şartları sıralıyor. Taviz üstüne taviz istiyor.Köylerde adeta küçük IMF'ler oluşmuş durumda.Görünen o ki, hükümetin tarım politikaları IMF'yi örnek alarak modern bir köy ağalığı sistemini hayata geçirmiş. Daha farklı bir ifadeyle kapitalizmin köylerde uygulanış şekli bu.Bir grup oturduğu yerden köylünün alınteri üzerinden malı götürüyor, köylü ise toprak kendisine ait olmasına rağmen emeğinin karşılığını bile alamıyor.Tarım köylüsü böyle bir köleliğe daha ne kadar dayanabilir?Peki, sizce bu politikaların sonucu nereye varır? Biraz sonrasını da düşünmek doğru olmaz mı?Tarım köylüsü Türkiye nüfusunun yüzde 34'ünü oluşturuyor. Yani nüfusumuzun büyük bir bölümü tarımla geçiniyor. Bu politikalar bu çoğunluğun ekmeğiyle oynadığından büyük bir ekonomik sarsıntıya sebep oluyor ve daha da olacak.Ülkemizde tarımın bitmesi demek sadece köylünün bitmesi anlamına gelmiyor. Tarım stratejik bir sektördür ve nüfusumuzun tamamı tarım sektörü sayesinde doymaktadır, beslenmektedir. Tarım biterse dışa bağımlılık artacaktır ve bu topyekün kölelik anlamına gelmektedir. "Köylü milletin efendisi" derken Atatürk iş olsun diye söylememiştir, tarımın bu stratejik önemine vurgu yapmıştır.Bu sebeple tarım sektörünün yeniden ayağa kaldırılması şart ve de zaruridir.Tarımı bu noktaya getiren AB ve IMF politikaları ve bu politikaların yerli uygulayıcıları asla bu durumu düzeltemez.Tarıma milli bir çözüm esastır.Görünen o ki, tarım konusunda ve ülkemizle alakalı her konuda milli çözüm sunan tek siyasi lider Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Sayın Baş Bağımsız Türkiye Partisi(BTP) iktidarında tarım köylüsüne daha ürününü tarlaya ekmeden yüzde 50 avans verecektir. Devlet köylüye ürün alım garantisi verecek ve bu alım fiyatı ise çiftçinin kar edebileceği bir rakam olacaktır. Böylece kimse köylünün sırtından haksız gelir elde edemeyecektir. Köylünün kendisi, ürünü ve tarlası devlet tarafından sigortalanacaktır. Köylerde annelere emekli maaşı bağlanacak, çocuklara burs verilecek, ailelere doğum parası verilecektir. Köylüye ilaç, tohum, gübre, mazot? yerli kaynaklarla temin edileceğinden daha uygun fiyatlı olacak maliyetler düşecektir.Ve daha neler neler.Bunların Hangi kaynaklarla yapılacağı Milli Ekonomi Modeli'nde detaylı ve bilimsel olarak anlatılmaktadır ve yüzlerce bilim adamı bu çözümleri takdir etmiştir.Çözüm belli.O halde gelin bu seçimde millet olarak "yaşanılan mağduriyete artık son" diyelim.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024