Tarım ürünleri fiyatları uluslar arası piyasalarda son altı ayda adeta çıldırdı.Mısır fiyatları yüzde 85, buğday fiyatları yüzde 84, arpa fiyatları yüzde 31, şeker fiyatları yüzde 28 arttı.Uzmanlar fiyatlardaki bu astronomik artışın sebeplerini, yaşanan küresel felaketlere bağlıyorlar. Rusya'daki yangın ve kuraklık, yine Arjantin'de yaşanan kuraklık, Brezilya'da aşırı yağışlar, Hindistan'da azalan Muson yağmurları, Avustralya'da bütün tarımsal rekolteyi mahveden seller?Diğer önemli bir neden ise, tarımsal ürünleri elinde bulunduran ülkelerin bu tür felaketleri bahane ederek ürün fiyatlarına aşırı zamlar yapmaları. Yani küresel felaketleri küresel faydaya çeviren bir takım çevrelerin çok kazanma hırsları? Malum, küresel kriz sebebiyle borsalara, para piyasalarına fazla güven kalmayınca, küresel finans sahipleri daha reel ürünlere yatırım yapma yoluna gittiler. Bu yatırımlarda tarım ürünlerinin de payı oldukça fazla?Borsalarda, finans piyasalarında 1 koyup 2 götürmeye alışan bu sermaye sahipleri bugünlerde aynı kazancı tarım ürünlerinden elde etmeye çalışıyorlar. 100 koyuyorlar 185 alıyorlar. İster felaketlerden dolayı olsun, ister kolay para kazanma sevdalılarının etkisinden dolayı olsun hiç fark etmez, yaşanan bu gelişmelerden Türkiye olarak ciddi dersler çıkarmalıyız. Bence en büyük ders ise tarım sektörünün stratejik bir sektör olduğunu artık kabul etmektir. Mevcut iktidarın yetkililerinin yaptığı gibi "stratejik mtrajetik sektör yoktur" deyip başımızı deve kuşu gibi kuma gömmek hiçbir şeyin çözümü olmaz.Buğday, arpa, mısır gibi tarım ürünleri, hayatımızı devam ettirebilmemiz için olmazsa olmaz ürünlerdir. Ama maalesef Türkiye uyguladığı yanlış tarım politikaları sebebiyle bu en temel ürünlerde bile ithalata bağımlı hale gelmiştir.Yaşanan kuraklıklar ya da sel felaketleri sebebiyle tarım ürünlerini arz eden ülkeler ihracat yapmayı durdururlarsa -ki birçoğu bu kararı alma durumunda, bu, Türkiye gibi ithalatçı ülkelerin aç kalması anlamına gelmektedir.Diyelim ki böyle bir durum olmadı, bu sefer de 100 liralık ürünü 185 lira almak zorunda kalacağımız için tarım ürünlerine ulaşmamız oldukça pahalıya mal olacak. Kendi çiftçimizden 3 kuruşluk desteği esirgerken, ecnebilerin çiftçilerine milyarlarca dolar kazandıracağız. Doğal olarak bu tür pahalı bir ithalat ülkemizin katlanarak artan borcunu daha da yükseklere çıkartacak.Dikkatinizi çekmek istediğim bir husus daha var. ABD, AB ülkeleri ve İsrail tarım ürünlerini silah olarak tanımlayan ülkeler. Yani yarın bir gün ülkemiz üzerinde daha sıcak kararlar verdikleri vakit, para vermeye kalksak da ihtiyaç duyduğumuz tarım ürünlerini bize satmayabilirler. Bu onların daha büyük taviz taleplerine karşı elimizin kolumuzun tamamen bağlanması anlamına gelmektedir.Tarım ürünlerinde ithalata bağımlı olmanın bir zararı da sağlık açısındandır. Malum, geçtiğimiz günlerde Almanya'da hayvan yemlerine kansere yol açan kimyasal diyoksin maddesinin karıştığı ve bu yemleri yiyen tavuklardan elde edilen yumurtaların piyasaya sürüldüğü açıklandı ve bunun üzerine 4700'ün üstünde çiftlik kapatıldı.Başta Almanlar olmak üzere Avrupalılar aylarca bu kanser yapıcı ürünleri tüketmişler.Bu, ithalat yaptığımız ülkelerin kendi insanlarını bile zehirlediklerini açıkça göstermektedir. Kendi insanlarına bunu yapanların, konu Türk milleti olduğunda neler yapacağını az çok tahmin edebilirsiniz.Her açıdan baktığımızda milli tarım projelerini hayata geçirmek artık elzem olmuştur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025