Tarım konusu ülkemizde tam bir çözümsüzlükler yumağı haline gelmiş durumda.
Sorunları çözecek makamları işgal edenlerin en büyük icraatları oturdukları koltuklara sıkı sıkıya sarılmak olunca tarımın bu hâle düşmesi aslında hiç de şaşırtıcı değil.
Veriler tarımdaki çözüm bekleyen problemlerin her geçen gün daha da büyüdüğünü gösteriyor.
Bugün aciz kalanların daha büyümüş sorunlar karşısında isteseler de hiçbir şey yapamayacaklarını bilmem ifade etmeye gerek var mı?
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 31 Ocak'ta açıkladığı 2021 yılına ilişkin dış ticaret istatistiklerine göre, tarım ürünleri ihracatımızda meyve ve sebzelerin içindeki payı yüzde 40'a ulaşıyor.
Yani meyve ve sebze dışında çok fazla tarım hammaddesi ihraç edemiyoruz.
Buna karşılık tarımsal ithalatımızın yüzde 53'ünü tahıl ürünleri, yağlı tohumlar ve bitkisel yağlar ile pamuk gibi tekstil lifleri oluşturuyor.
Bu ürünler dikkat ederseniz tarımsal hammaddeler.
Makarna mı üretmek istiyorsunuz tahıla ihtiyacınız var, ithal ediyorsunuz.
Bitkisel yağ mı üretmek istiyorsunuz ayçiçeği ve mısıra ihtiyacınız var, ithal ediyorsunuz.
Tekstil sanayinizin iplik ve pamuk ihtiyacının da büyük kısmını ithalatla karşılıyorsunuz.
Bu durum ülke olarak tarımda hammadde ithalatçısı konumunda giderek daha kötü bir hâle geldiğimizi gösteriyor.
Oysa bu ürünlerin tamamı ülkemiz çiftçileri tarafından üretilebilen şeyler.
Ancak yerli çiftçiye bir kuruş fazla ödemeyi çok gören hükümet, dışarıdan ithalat yaparak hem çok daha fazla ödeme yaparak yabancı çiftçilere destek vermiş oluyor, hem de yerli çiftçiden çok daha ucuz alınabilecek ürünleri nakliye vesaire bedelleri de eklediğinizde her yıl milyarlarca dolar büyüklüğünde milli sermaye dışarıya transfer edilmiş olunuyor.
Hükümet, geçen yıl çiftçilere 24 milyar TL destekleme ödemesi yaparken gıda ürünleri ve tarımsal hammaddelerin ithalatına ise bunun tam 9 katı, yani 218 milyar TL ödedi.
Yazılarıyla tarım konusunda yol gösterici görevi gören tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım'a göre; "Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) gelenek haline gelen kuralları vardı. Çiftçinin ürünü değerinde satılsın diye hasada başlamadan önce ithalat durdurulurdu. İç piyasaya ürün satışı yapılmazdı. 2021'de bu kuralların hiç biri uygulanmadı. Çiftçi hasada, TMO ithalata başladı. Buğday, arpa, mısır, ham ayçiçeği yağı ithalatı yapıldı. Toplam ithalat miktarında rekorlar kırıldı. Türkiye, Çin'i geride bırakarak Rusya'dan en fazla tarım ürünü ithal eden ülke oldu. Buğday, arpa, ayçiçeği ve kepek ithalatında ilk sırada yer aldı."
Şimdi soruyorum; TMO neden asli görevini yerine getirmiyor? Yoksa bu görevi yerine getirmesine birileri engel mi oluyor? O zaman Tarım Bakanlığı ne iş görüyor Allah aşkına?
Bakınız Türkiye olarak buğday ithalatımızın yüzde 85'inden fazlasını gerçekleştirdiğimiz iki ülke olan Ukrayna ve Rusya arasında giderek şiddetlenen kriz her an savaşa dönüşebilir. Belki siz bu satırları okurken savaşın fitili de ateşlenmiş olabilir.
Böyle bir durumda paranız olsa bile buğday alamayabilirsiniz. Alsanız da kriz buğday fiyatlarını şimdiden yükseltmiş durumda.
Dolayısıyla Türk tarımının artık bu ithalatçı kafayla yönetilmesinden bir an önce vazgeçilmelidir.
Yoksa bir kriz atlatırız, iki kriz atlatırız, ancak üçüncü de fena göçeriz.
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023