Ülkemizi 20 yıldan bu yana yöneten AKP iktidarı sayesinde Türkiye yangın yerine dönmüş durumda.
Elektrik, doğalgaz, benzin, motorin, otogaz zam üstüne zam gördü.
Herkes dertli.
Ülkenin bunları yaşamasının sorumlusu hükümet, ekonomi kontrolündeymiş gibi rol yapıyor. Ama hiçbir şey kontrolünde değil, ipin ucu çoktan kaçmış…
En büyük dertleri seçimlere kadar ne yapıp edip göz boyamak.
Hele bir seçimleri kazansınlar, gerisi kolay…
Gerisi kolay derken, onlar için kolay.
Dar gelirli milyonlar için bugün kolay değil, bu gidişle gelecek –o da gelirse- daha da çetin olacak.
Ülkeler krize girebilirler, petrol fiyatları artabilir, ulusal paraları değer kaybedebilir, ihracat ve ithalatta sorunlar çıkabilir.
Bütün bu sorunları en zirvede yaşıyor şu an ülkemiz.
Ancak bir sorun var ki insanları tüketir, o da gıda krizidir.
Bugün günlerce elektrik kesintileri yaşıyor ülkemiz. Sanayi tesislerinin üretim yapabilmesi için gerekli olan doğalgazda kesintiler oluyor.
Bunlar olmaması gereken şeyler ancak, gıdada yaşanabilecek bir yokluk, elektrik ve doğalgaza benzemez.
Türkiye işte paldır küldür böylesi bir gıda krizine doğru gidiyor.
Bunu ben uydurmuyorum.
Tarımın çok iyi bilen uzmanlar bu konuda hükümeti sık sık uyarıyor. Ama ne yazık ki hükümette tık yok.
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı Hüseyin Demirtaş, "Yerli ve millilikten bahsediyoruz, fakat ne gübremiz ne tohumumuz ne de ilaçlarımız yerli değil. Zaten mazotun fiyatı anlık artıyor. Hepsi dövizle yurt dışından geliyor. Haliyle üretim maliyetleri de artıyor. Aynı şekilde nakliye ve paketleme de ayrı bir gider. 10 liraya çiftçiden çıkan mal 20 liraya tüketiciye gidiyor. Market raflarındaki yangını söndürmek istiyorsanız önce tarladaki yangını söndürmek zorundasınız" diyor.
Çiftçinin en önemli girdilerinden biri olan motorine 8 Şubat'ta gelen 80 kuruşluk son zamla birlikte motorinin litresi 15 TL'yi geçti.
Motorinde son bir yıldaki artış yüzde 134'ü bulmuş durumda.
Tarımsal sulamada kullanılan elektriğe gelen yüzde 92'lik zam ve 13 bin TL'yi bulan gübre fiyatları nedeniyle çiftçi artık üretemez hâle düşürüldü.
Bu maliyet artışlarından dolayı bazı çiftçiler ektikleri alanları daraltırken, bazı çiftçiler ise ekimden tamamen vazgeçtiği haberleri geliyor.
AKP hükümeti tarımda izlediği politikalarla tarladaki yangını söndüremediği içindir ki, 2001 yılında 26.4 milyon hektar olan tarım alanımız 2020 yılına gelinceye kadar yüzde 12 azalarak 23.1 milyon hektara kadar geriledi.
Ülkemizdeki çiftçi sayısının 1.5 milyonun altına gerilediğini ve sürekli azaldığını hatırlatan TZD Başkanı Demirtaş, "85 milyonluk Türkiye'yi 1 buçuk milyona yakın çiftçinin doyurması da çok zor. Çiftçilerimizin çoğu emeklilik yaşlarına geldi. Gençler ne yazık ki üretimde durmuyor" diyor.
Tarladaki yangının ne yapıp edip söndürülmesine gerektiğini belirten uzmanların bu uyarıları, bugün 25-30 lira diye fahiş fiyatlarından şikâyet ettiğimiz gıda ürünleri böyle giderse gelecekte ülkemizde üretecek çiftçi kalmayacağını anlatıyor.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024