Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Halk Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Başgöz, taşıt yazılarının, sürücünün kent koşullarına uymasına yardım ettiğini belirterek, "Taşıt yazıları ile sürücü hem kendini beğeniyor, hem başkalarına beğendiriyor. Bu bilinçli bir adaptasyon stratejisidir" dedi Başgöz, Türkiye Bilimler Akademisi Forumu'nca düzenlenen "Yük Taşımıyoruz, Sevgi Taşıyoruz: Taşıt Yazıları Folkloru" konulu konferansta, taşıt yazılarının bir iletişim olayı olarak incelenmesi gerektiğini söyledi. Prof. Başgöz, sayısı binleri bulan taşıt yazılarının "sevgiden gurbete, şoförün benimsediği ve hatta benimsemediği değerlere" kadar değişik kolları bulunduğunu kaydetti. Taşradan kente gelen sürücülerin ciddi bir dönüşüm geçirdiğini ifade eden Başgöz, taksilerin ve kamyonların sayısının az olduğu zamanlarda şoförlerin herkes tarafından bilindiğini, fakat çoğalan araç sayısıyla birlikte bunların tanınmamaya başlandığını söyledi. Başgöz, taşıt yazılarının çağdaşlığa doğru demokratik bir gelişme olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Taşıt yazıları, sürücünün çocukluğundan beri kültürünü oluşturan aile, köy, eğitim, gelenek, doğa, sosyal çevre, nihayet kent, kentte yeni dünya görüşü, kentteki çevre, belki de şoförlük eğitimi gibi elemanlardan seçip kendine mal ettiği bir bileşkedir. Bilinçli bir çaba ile seçilen bu yazılar sürücüye kent koşullarına uymakta, kentte kendisine toplumsal bir mekan bulmakta yardım ediyor. Taşıt yazıları ile sürücü hem kendini beğeniyor, hem başkalarına beğendiriyor. Bu bilinçli bir adaptasyon stratejisidir." Herşey var, politika yokBaşgöz, taşıt yazılarının politik konularda tam anlamıyla tarafsız olduğunu belirterek, "Bu yazılarda, politikaya, kurulu düzene ters düşen, devleti, hükümeti eleştiren, kötüleyen tek bir yazı yok. Onlarda pasif bir direnmeden bile iz bulunmuyor. Bu bakımdan arabesk müziğine benziyor. İçine dönük ve ben merkezli" dedi.Sürücüyü en çok meşgul eden konunun aracın hızı olduğunu kaydeden Başgöz, arabanın hızı ile hayatı arasında denge kuran sürücülerin araçlarına, "Darılma Yol Geçenindir", "Krallar Önde Gider", "Apollo Ayda, Yusuf Yolda", "Sollarım Arkadaş Huyum Kurusun", "Yaklaşma Toz Olursun, Geçme Pişman Olursun", "Ölmek İstemiyorsan Sağımdan Geç Arkadaş" gibi yazılar yazdıklarını söyledi.  Başgöz, uyumlu ve barışçıl bir kişilik yansıtan sürücülerin ise araçlarına, "Hatalı Sollama, Eve Gözyaşı Yollama", "Acele Giden Ecele Gider", "Bekleyeni Unutma", "Sabır Selamet, Sürat Felaket, Allah'a Emanet, Talihsiz Ahmet" gibi yazılar yazdırdıklarını kaydetti. Olumlu mesajlar da varBaşgöz, ayrıca, "Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim", "Hayatı Sevenler Yaşasın", "Üzüntüye Geçit Yok", "Tek Yol Mutluluk" gibi olumlu yazıların da taşıtlarda bulunduğunu kaydetti. Taşıt yazılarında "Lakaplar"ın da kullanıldığını belirten Başgöz, bu lakapların şoförlerin öz kişilik hayali olduğunu söyledi. Başgöz, araçlarda, "Bitirim Üsküdarlı", "Laz Oğlu Mustafa", "Kara Kemal", "Rüzgar Hasan", "Fırtına Mustafa", "Neşeli Rıza", "Tilki Selim", "Kibar Feyzo", "Fıstık Melahat" gibi "lakap"ların yer aldığını ifade etti.    Taşıt yazıları içinde aşk yazılarının da bulunduğunu ifade eden Başgöz, incelediği 206 taşıt yazısından sadece birinde "sevenin kölesiyim" yazısının bulunduğunu, bu duygunun da kadın için olup olmadığının belli olmadığını söyledi. Başgöz, sevgi yazılarında "şehvetin" hiç bulunmadığını belirterek, sevgiyi nitelemenin en baskın nakışlarının kaş ve göz olduğunu kaydetti: Başgöz, kullanılan aşk yazılarını ise şöyle sıraladı: "Ne Yapardım Sevdan Olmasa", "Gülü Birgün Seni Hergün", "Ömrüm Seninle Geçsin", "Sonum Toprak da Olsa Yine Seni Seveceğim", "Sevsen Ne Olur", "Bizim Köyden Geçmedi Aşkın Rüzgarı", "Karayollarında Değil Senin Kollarında Öleyim", "Beni Böyle Sev", "Severek Ayrılalım"...