Taştan daha katı olursa kalpler

Biri taş bir et, nasıl olur?

Taş gibi de değil, taştan daha sert, daha katı.

Taş duymaz, hissetmez, etkilenmez, sarsılmaz, sendelemez.

Adı üstünde taş işte.

Demek ki bazı kalpler, bazı gönüller; algılamada, hissetmede, etkilenmede, sarsılma ve sendelemede taşlara taş çıkartacak kadar katılaşabiliyor.

Devam eden hayatın içinde, sosyal hayatın çeşitli kademelerinde ve çeşitli meslek guruplarında ve dahi kalabalık kitleler halinde bu tür kalp taşıyanlara rastlanıyor mu?

Hem de bol miktarda.

Toplumu ilgilendiren, devleti ve milleti ilgilendiren, istikbali ve istiklali ilgilendiren hayati gelişmeler karşısında öylesine vurdumduymaz, öylesine umursamaz tavır sergileyenlere rastlıyoruz ki, "be kardeşim senin kalbin taş mı kesildi?" demekten kendimizi alamıyoruz.

Son zamanların İslam dünyasında, son zamanların Türkiye'sinde bu tiplerin sayısında artış mı var ne?

"Sonra kalpleriniz yine katılaştı, taş gibi, hatta daha da katı oldu. Nitekim taşlar arasında kendisinden ırmaklar fışkıran vardır; yarılıp su çıkan vardır; Allah korkusundan yuvarlananlar vardır. Allah yaptıklarınızı bilmez değildir." (Bakara: 74).

Adımız İslam ülkeleri arasında geçiyor olmasına rağmen, kötülüklerde, kötülüklerin yaygınlaşmasında, her alanda başarısızlıkta, ahlaki çöküntüde, gasp ve hırsızlıkta ve dahi haksızlıkta, yalanda ve talanda hızla birinciliğe doğru koşmamızı nasıl izah edeceğiz?

Zaman ilerledikçe, çağlar değiştikçe "kalpleri taştan daha katı" nüfusumuzda hızlı bir artış mı meydana geldi?

Bilindiği gibi dağlar, toprak ve taşlardan oluşmaktadır, elbette derinliklerinde çeşitli madenleri de barındırmaktadırlar.

Hemen herkesin ezbere bildiği, sıkça okuyup dinlediği "Lev enzelna.." ayeti ne buyuruyor?

"Bu Kur'ân'ı bir dağa indirmiş olsaydık, Allah korkusundan onu baş eğmiş, çatlamış, yarılmış görürdün. Bu misalleri, düşünmeleri için insanlara anlatıyoruz." (Haşr: 21).

Üstüne inmesi halinde bir dağın paramparça olacağı, boyun eğeceği söylenen Kur'an'ın muhatabı olan insan, taş gibi kaskatı, taş gibi sessiz ve ilgisiz, taş gibi hareketsiz…

Bu taş gibi tavrın sebebi acaba, anlamıyor olması olabilir mi?

Ana dilleri Kur'an'ın dili ile aynı olan milletlerin, paspallığını, hissizliğini, taştan daha katı duruşlarını nasıl açıklayacağız peki?

Bu işin içinde bir iş var ama ne?