Ercan PİYADE / REFLEKS
Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olmayacağı Yargıtay tarafından da belgelendi. Artık YSK'nın vereceği son karar bekleniyor. Ancak sonuç kesine yakın ve Tayyip Erdoğan milletvekili adayı olamıyor.
Aslında bu karar, anayasanın ruhuna hakim olan hukukçular için sürpriz bir sonuç değil. Ancak bu mesele bilerek kaşınmıştır. Hadise öyle bir noktaya getirilmiştir ki, sanki hukuk adamları ile Tayyip Erdoğan arasında mesele varmış veya kanun maddesi haksızlık üzerine bina edilmiş gibi imaj verilmeye çalışılmıştır. Kısacası oyun, millet ile devletin arasını açmaya dönük oynanmaktadır.
Tayyip Erdoğan oyunda 'figüran' olarak kullanılmış, Bağımsız Türkiye Partisi'nin önünü kesmek için ortaya atılmıştır. Fakat Tayyip Erdoğan hala kullanıldığının farkında değildir. Onu kullanan basın yayın kuruluşları, yazdıklarının ve yaptıklarının hesabını ne Tayyip Erdoğan'a, ne de millete veremeyecektir.
Gelelim Tayyip Erdoğan ve AKP diyaloguna. Sayın Erdoğan'ın vekil olamayacağı anlaşılınca parti içinde beklenen gündem maddesi hemen masaya yatırıldı. 3. Kasım seçimlerine girelim mi girmeyelim mi, diye. AKP içerisinde iki görüş var. Abdullah Gül'ün başını çektiği görüş seçime girilmesini 'şart' koşuyor. Burada ki asıl gaye Tayyip Erdoğan'ın koltuğuna oturmak. Zaten Gül'ün ilk günden beri Genel Başkanlıkta gözü olduğu için bu fırsatı kaçırması da beklenemezdi.
Seçimi istemeyenlerin gerekçesi ise, Tayyip'in bir ihtimal affını bekleyerek vefa borçlarını ödemeleri.
Evet, siyaset aynı zamanda insanların içini gösteren bir ayna. Sanırım Tayyip Erdoğan, kim dost; kim düşman artık daha iyi görmüştür.
Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olmayacağı Yargıtay tarafından da belgelendi. Artık YSK'nın vereceği son karar bekleniyor. Ancak sonuç kesine yakın ve Tayyip Erdoğan milletvekili adayı olamıyor.
Aslında bu karar, anayasanın ruhuna hakim olan hukukçular için sürpriz bir sonuç değil. Ancak bu mesele bilerek kaşınmıştır. Hadise öyle bir noktaya getirilmiştir ki, sanki hukuk adamları ile Tayyip Erdoğan arasında mesele varmış veya kanun maddesi haksızlık üzerine bina edilmiş gibi imaj verilmeye çalışılmıştır. Kısacası oyun, millet ile devletin arasını açmaya dönük oynanmaktadır.
Tayyip Erdoğan oyunda 'figüran' olarak kullanılmış, Bağımsız Türkiye Partisi'nin önünü kesmek için ortaya atılmıştır. Fakat Tayyip Erdoğan hala kullanıldığının farkında değildir. Onu kullanan basın yayın kuruluşları, yazdıklarının ve yaptıklarının hesabını ne Tayyip Erdoğan'a, ne de millete veremeyecektir.
Gelelim Tayyip Erdoğan ve AKP diyaloguna. Sayın Erdoğan'ın vekil olamayacağı anlaşılınca parti içinde beklenen gündem maddesi hemen masaya yatırıldı. 3. Kasım seçimlerine girelim mi girmeyelim mi, diye. AKP içerisinde iki görüş var. Abdullah Gül'ün başını çektiği görüş seçime girilmesini 'şart' koşuyor. Burada ki asıl gaye Tayyip Erdoğan'ın koltuğuna oturmak. Zaten Gül'ün ilk günden beri Genel Başkanlıkta gözü olduğu için bu fırsatı kaçırması da beklenemezdi.
Seçimi istemeyenlerin gerekçesi ise, Tayyip'in bir ihtimal affını bekleyerek vefa borçlarını ödemeleri.
Evet, siyaset aynı zamanda insanların içini gösteren bir ayna. Sanırım Tayyip Erdoğan, kim dost; kim düşman artık daha iyi görmüştür.