Geçen gün eski bir bakan telefon ederek Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli kitabını istedi benden. Uzun süredir ulaşmaya çalışıyormuş. A.Erimhan'ın yazısı...
DİNLEMEZ BAŞBAKAN VE MİLLİ EKONOMİ MODELİVatan gazetesinin "Dinle Başbakan" yazı dizisi Tayyip beyi fena kızdırdı.Başbakan "dinlemem arkadaş" başlığıyla bir nutuk irad ettiler ve ilgili gazeteye, aslında mevkutenin içinde bulunduğu gruba dönük önemli bir eleştiri yaptılar:"Bunlar var ya bunlar aslında birşeyler koparmak için yazı dizisi hazırlıyorlar".Yani Başbakanımız şu kısa zamanda Aydın Doğan'ı kendisine şantaj yapmakla suçladı!Durumdan vazife çıkaran, başbakanın zor durumuna "acizane bir katkı" yapmak isteyen Akşam' da behemehal ortaya atıldı. Serdar Turgut yönetimindeki gazete "Türkiye'de yeni bir kriz olur mu" yazı dizisini okuyucularına duyurdu.Bugün başlayan yazı dizisinin muhtevasını tahmin edebilirsiniz. Krizler artık tarih oldu diyen bir muhteva bu. En kötü eleştiri ise şu: "Tehlike geçti ama biz gene de dikkatli olalım..."Medya-hükümet ilişkileri açısından manzara bu!Olan yine vatandaşa olurBirisi diğerini ihale vermemekle, diğeri şantajla suçluyor. Ve bir başka grup da "herşey tıkırında" masalı ile birşeyler koparmanın hesabını yapıyor.Bu umumi fotoğrafa söylenecek fazla bir söz yok ama "ne olacak bu işin sonu" diyerek "meraklı Melahat" rolüne soyunabilecek okur için şimdiden kelamın finalini yapalım."Bu salatalıktan cacık olmaz. İhaleler verilir-alınır, şantajlı cümleler, canımlı-cicimli kelimelere dönüşür ve pembe manşetler kaldığı yerden devam eder".Buraya kadar herşey iyi, daha doğrusu tanıdık, tanıdık olmasına da, vatandaşın fakirliği-fukaralığı ne olacak?Hükümet-medya elele, kolkola kuzu sarması olsun olmasına da, kışın-kıyametin altında gazı kesik, elektriği kesik, yakacak odunu kömürü olmayan ve aç milyonlar bu hayata nasıl karşı koyacaklar acaba?Her gün artan bir sorunumuz varGeçen gün İstanbul'un lüks denebilecek semtinde 4-5 işyerine sahip bir vatandaş açlıktan-tokluktan ve iş yapamamaktan resmen ağlıyordu! Sorumlu adrese ve bunu gizleyen medyaya da epeyce tumturaklı ifadeler savurarak!Türkiye'nin gerçek ekonomik fotoğrafını bu vatandaşın oluşturduğuna iddiaya girerim. Hiç tanımadığı birisinin yanında hükümeti topa tutmak birşeylerin değil çok şeylerin işareti olsa gerek!İyi ama üstünü örtelim, ucu farklı nedenlerle de olsa azıcık açıldığında şantaj diyelim, şunu diyelim bunu diyelim ama ortada devasa, her geçen gün üstüne koyan bir ekonomi sorunumuz var!Prof. Dr. Haydar Baş umut olduAçıkçası hiç kimse bu sorun için anlamlı bir çözüm üretmiyor. Hatta konuyu tartışılamaz, mevcut ekonomik programa mahkumuz anlayışıyla görüp kabul ediyor.Geçen gün eski bir bakan telefon ederek Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli kitabını istedi benden. MEM Kongresi'ni izlemiş ve uzun süredir de kitaba ulaşmaya çalışıyormuş. Kitabı isterken kullandığı ifadeler oldukça çarpıcıydı. Medya-hükümet ve şantaj üçlemesinde yaşanan gündemden yola çıkarak aynen buraya alıyorum:"Prof. Dr. Haydar Baş'tan Cenab-ı Hak razı olsun. Ne yapacağız, ne edeceğiz derken, bütün dünyaya ve bizim gibi 'elimiz kolumuz bağlı, yapacak bir şey yok' diyenlere umut oldu. Bu eseri herkes okumalı ve milli siyaset bu modelin etrafında kenetlenmeli..."Fazla söze hacet yok. Suni gündem yerine çözümü konuşmanın tam zamanı... adres için fazla uzağa gitmeye gerek yok. Eski bakanın sözlerini hatırlatıyorum. Ahmet ERİMHAN / aerimhan@yenimesaj.com.tr
DİNLEMEZ BAŞBAKAN VE MİLLİ EKONOMİ MODELİVatan gazetesinin "Dinle Başbakan" yazı dizisi Tayyip beyi fena kızdırdı.Başbakan "dinlemem arkadaş" başlığıyla bir nutuk irad ettiler ve ilgili gazeteye, aslında mevkutenin içinde bulunduğu gruba dönük önemli bir eleştiri yaptılar:"Bunlar var ya bunlar aslında birşeyler koparmak için yazı dizisi hazırlıyorlar".Yani Başbakanımız şu kısa zamanda Aydın Doğan'ı kendisine şantaj yapmakla suçladı!Durumdan vazife çıkaran, başbakanın zor durumuna "acizane bir katkı" yapmak isteyen Akşam' da behemehal ortaya atıldı. Serdar Turgut yönetimindeki gazete "Türkiye'de yeni bir kriz olur mu" yazı dizisini okuyucularına duyurdu.Bugün başlayan yazı dizisinin muhtevasını tahmin edebilirsiniz. Krizler artık tarih oldu diyen bir muhteva bu. En kötü eleştiri ise şu: "Tehlike geçti ama biz gene de dikkatli olalım..."Medya-hükümet ilişkileri açısından manzara bu!Olan yine vatandaşa olurBirisi diğerini ihale vermemekle, diğeri şantajla suçluyor. Ve bir başka grup da "herşey tıkırında" masalı ile birşeyler koparmanın hesabını yapıyor.Bu umumi fotoğrafa söylenecek fazla bir söz yok ama "ne olacak bu işin sonu" diyerek "meraklı Melahat" rolüne soyunabilecek okur için şimdiden kelamın finalini yapalım."Bu salatalıktan cacık olmaz. İhaleler verilir-alınır, şantajlı cümleler, canımlı-cicimli kelimelere dönüşür ve pembe manşetler kaldığı yerden devam eder".Buraya kadar herşey iyi, daha doğrusu tanıdık, tanıdık olmasına da, vatandaşın fakirliği-fukaralığı ne olacak?Hükümet-medya elele, kolkola kuzu sarması olsun olmasına da, kışın-kıyametin altında gazı kesik, elektriği kesik, yakacak odunu kömürü olmayan ve aç milyonlar bu hayata nasıl karşı koyacaklar acaba?Her gün artan bir sorunumuz varGeçen gün İstanbul'un lüks denebilecek semtinde 4-5 işyerine sahip bir vatandaş açlıktan-tokluktan ve iş yapamamaktan resmen ağlıyordu! Sorumlu adrese ve bunu gizleyen medyaya da epeyce tumturaklı ifadeler savurarak!Türkiye'nin gerçek ekonomik fotoğrafını bu vatandaşın oluşturduğuna iddiaya girerim. Hiç tanımadığı birisinin yanında hükümeti topa tutmak birşeylerin değil çok şeylerin işareti olsa gerek!İyi ama üstünü örtelim, ucu farklı nedenlerle de olsa azıcık açıldığında şantaj diyelim, şunu diyelim bunu diyelim ama ortada devasa, her geçen gün üstüne koyan bir ekonomi sorunumuz var!Prof. Dr. Haydar Baş umut olduAçıkçası hiç kimse bu sorun için anlamlı bir çözüm üretmiyor. Hatta konuyu tartışılamaz, mevcut ekonomik programa mahkumuz anlayışıyla görüp kabul ediyor.Geçen gün eski bir bakan telefon ederek Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli kitabını istedi benden. MEM Kongresi'ni izlemiş ve uzun süredir de kitaba ulaşmaya çalışıyormuş. Kitabı isterken kullandığı ifadeler oldukça çarpıcıydı. Medya-hükümet ve şantaj üçlemesinde yaşanan gündemden yola çıkarak aynen buraya alıyorum:"Prof. Dr. Haydar Baş'tan Cenab-ı Hak razı olsun. Ne yapacağız, ne edeceğiz derken, bütün dünyaya ve bizim gibi 'elimiz kolumuz bağlı, yapacak bir şey yok' diyenlere umut oldu. Bu eseri herkes okumalı ve milli siyaset bu modelin etrafında kenetlenmeli..."Fazla söze hacet yok. Suni gündem yerine çözümü konuşmanın tam zamanı... adres için fazla uzağa gitmeye gerek yok. Eski bakanın sözlerini hatırlatıyorum. Ahmet ERİMHAN / aerimhan@yenimesaj.com.tr