Bir önceki 'Tuzak' başlıklı yazımda, ülkemize kurulan bir tuzaktan bahsetmiş, ülkemizde yabancı dile harcanan saatlerin ülkemize sınırsız kayıplara sebep olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Maddi ve manevi kayıpların hesabı asla kolay değildir. Sonuçta yabancı dil bilmeyen, yabancı dile zorlanandan ve hiçbir şey öğrenmeyenden çok daha ülkeye yararlıdır. Çünkü vakit kaybı en azından olmamış ve devlete daha ucuza mal olmuştur. İnsanların özel merakı onların bileceği bir iştir. Elbet yabancı dil bilenlere ihtiyaç vardır. 75 milyon, çat pat lisan bilse bunun ciddi hiçbir sorunu çözmesi mümkün olamayacağı gerçektir. Halbuki hakiki manada bir tercüman tümüne tercih edilecektir. Bir araştırmacı bir konuda yazılmış makalelere ulaşmış olsun. Herhalde bu kaynaklar çeşitli dillerde olacaktır. Kendi yabancı dili dışında aciz kalmayacak mı? Peki ne oldu? O kişi diyelim ki İngilizceden makaleleri değerlendirdi. Geriye kalanlardan, yüzlerce yayından uzak kaldı. Bu kişi o konuda, ana dilinde tüm yayınların tercümesine sahip olsa idi, araştırma kapasitesi en azından dünyadaki seviyede olurdu. Bu kişinin tam bile olsa, öğrendiği lisana harcadığı vakti de düşündüğümüzde kapasitesindeki kaybı devletin kaybıdır. Hele yurdumuzdaki kurallar, 'yabancı dil olmazsa olmaz' dayatması ile, bilhassa kariyer peşinde olanların, senelerce gecikmelerine sebep olmakta, onların ilim yerine lisan öğrenme çabalarını önde tutmalarına sebep olmaktadır. Sonuçta gene devletimize kayıp ve ilme mani olunmaktadır. Bu örneği okuyan insanımızın elbet bu ülkede lisan konusunda benzer bir zorluğu olmuştur. Özel şartlarda lisan öğrenmiş kişilerin sayısı az değildir. Bunların çoğu da bir yerde tercümanlık mesleğini seçmişlerdir. Bu bir meslektir. Devletin bunları ihtiyaca göre istihdam etmesi, ilmin ve bilimin her bölümünde bu kişilerden yararlanılması gereklidir. Bu iş dilden dile çeviridir. Bunun erbabı günde sayfalarca eseri iki yönlü çevirme kapasitesindedir. Diyelim ki bir araştırmacının bir konuda bir makalenin içeriğine ihtiyacı oldu. İstedi, fotokopisini aldı. Tercümeye daldı. Günlerce, onu önce tercüme edecek sonra anlayacak. Sözüm ona bildiği bir konuda ve bildiği bir lisanda bilgi alacak. Yapan bilir. Büyük zaman ister. Araştırma birkaç makale ile olmaz. Tek lisanda olmaz. Bunun için okuma hızında tercümeleri yapabilecek teknolojiye sahip ilmi büroların bu ihtiyacı bir isteğe dayalı olsa dahi, yerine getirmesi ve aynı zamanda da bilgi bankasına teslim etmesi gereklidir. Bu sistematik olarak düzene konması gereken bir görevdir. Ciddi bir organizasyon bunu başarır.Zamanla her şey internet ortamında herkese açık olacaktır. Dışa yayın gönderecek araştırmacı sadece Türkçesini ilim bankasına gönderdiğinde, vakit kaybetmeden gerekli çeviri ile o dergiye ulaşımı sağlanacak ve her şey mükemmel ve zamanında olacaktır. İlimden ve teknolojiden tam fayda alınmalıdır. Milyarlarca saat lisan için sarf edilmez, o saatler kaybolacak yerde kazanılacağından devlet, devlet olur, ezilmez. Gururunu korur.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017