Ayrıca onlara kendi paralarını satarak zaman içerisinde bu ülkeleri büyük bir borç batağının içine itmektedirler. Hemen akabinde bu borçlara mukabil bâkir yeraltı kaynakları borçlu ülkelerin elinden alacaklı olanlara geçmektedir.
Aşağıdaki grafikte bunu daha net analiz edebiliriz:Daha öncede değindiğimiz gibi proje mukabili isteyen her insana finansman desteği sağlanması, tekel piyasaların oluşmasına da engel olacaktır. Liberal anlayışın uygulandığı ülkelerde bir kast sistemi oluşmuştur. Eğer para sahibi değilseniz ne kadar gayretli ve müteşebbis olursanız olun, bireyler hiçbir zaman üretici olamamaktadır. Tabii ki bunun istisnaları var; milyonda bir kişi kendi gayretiyle adeta aradan imalat hatası olarak sıyrılıyor. Ancak genel uygulama, özgürlükler adına yola çıkan bu kapitalist anlayışın insanların hayatlarına sınırlamalar getirdiği adeta bir kast anlayışının toplumda hâkim olduğunu göstermektedir. Şunu unutmamamız lazım ki; zengin olmak herkesin en doğal hakkıdır. Ekonomi modellerinin gayesi insanların önünü tıkamak değil, aksine açmak olmalıdır.
Emisyonla üretimin desteklenmesinin belli kuralları vardırTabii emisyonla üretimin desteklenmesi belli bir kural çerçevesinde olmalıdır. Projenin hayata geçirilebilir olması bizatihi sermayeyi sağlayan devlet tarafından kontrol edilmelidir. Bu yatırımların belli bir kısmı için elbette ithalata ihtiyaç duyulacaktır. Ancak bunun için ihtiyaç duyulan sermaye eğer ithalat yapılan ülke yerli parayı kabul etmiyorsa ihracat ile karşılanacaktır. Bunun için dahi uygun bir dış ticaret politikası ile maliyetli borç paraya ihtiyaç duyulmadan mesele çok rahatlıkla çözülebilir.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLERDoç. Dr. Anara Aldaşeva / Kırgızistan Teknik ÜniversitesiMEM ideal bir modelBöyle vakarlı bir konferansa katılma imkanı tanıdığınız için Kırgız Heyetinin minnettarlıklarını sizlere sunmak isterim. Prof. Dr. Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli ile, ekonomi biliminin gelişmesine büyük katkı sağlamış ve küreselleşmenin yıkıcı şartlarında, tam zamanında, kökten teorik çalışmalarıyla ekonomi sahasında önemli bir adım atmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın çalışmasında, insan ihtiyaçlarının sınırlı olduğu, kaynaklarınsa sürekli yenilendiği ve sınırsız olduğu ifade edilmektedir. İşte bu nokta özel ilgiyi hak etmektedir. Prof. Dr. Haydar Baş, bireyin tükettiğinden fazla üretme kabiliyetinde olduğunu ve bunun gerçekleşmesi için kaynakların yeterli miktarda bulunduğunu da söylemektedir. Bu temel tespitlerle birlikte Prof. Dr. Baş'ın sosyal adalet anlayışı da özellikle dikkat çekicidir. Mevcut modellerle sosyal adaleti temin etmenin yeterince zor olduğunu bilsek de Prof. Dr. Baş'ın Modeli bu hedefe ulaşmayı kolaylaştımıştır bu açıdan da bakıldığında MEM ideal bir modeldir.Prof. Dr. Haydar Baş'ın çalışması bilimsel bir kavramdır. Hem de bazı maddeleri bir çok mana içermektedir. Ayrıca sadece bireyin değil devletin de kendi halkı karşısında sorumluluk taşıdığını vurgulaması önem taşımaktadır.