Ne zaman bir terör olayı gerçekleşse hemen herkes büyük ve süslü kelimelerle terörü lanetleme yarışına girmektedir. Son Londra olaylarında da benzer sahneler yaşandı. "Terörün başı ezilmeli", "Teröre karşı ortak eylem planı hazırlanmalı", "Teröröristler mutlaka bulunmalı", "Teröristler en ağır bir vaziyette cezalandırılmalı"...Önlemler, bir dizi demeçler, kınamalar vs. vs...Sonuç yine aynı: Bir başka terör olayına kadar provakatörlerin derin sessizliği ve halkların vur patlasın çal oynasın hali devam eder.Aslında yapılması gereken, terörün her yönden tahlilidir. Terör madem toplumsal bir poblemdir o zaman terörün sosyal boyutta ele alınıp teşhis edilen yönleri tedavi edilmelidir. Terörün kaynağı polisiye tedbirlerden çok, sosyolojik açıdan kurutulmanın yolları araştırılmalıdır.Dünyada cereyan eden son zaman olaylarına bakıldığında terör hakkında zengin bilgi kaynaklarına ulaşmak mümkündür. Osmanlı'nın dünya hâkimiyetinden sonra insanlığın yüzünün bir türlü gülmediği inkâr edilemez bir gerçektir. O gündür bu gündür insanlık batının sürekli tehtidi altında yaşamaktadır. Katliamlar, işkenceler, işgaller hep batı kaynaklıdır. O zaman açıkça şu hükme varabiliriz: İster batıda, ister doğuda, dünyanın neresinde bir terör olayı olmuşsa kaynağı batıdır, "Terör batı kaynaklıdır". Neden mi? Başta ABD olmak üzere küresel güçlerin elinin olmadığı bir yer gösterebilir misiniz? İnsanlık sürekli küresel güçlerin tehtidi ve işgali altındadır. İşgal altında olan milletler haklı olarak kurtuluş mücadeleleri verirler. Mücadeleler her zaman yolunda gitmeyebilir. Bazen ölçüler şaşar, bazen povakatörler devreye girer. Fitne karışır, haklı gibi görünen mücadeleler insanlık için tehlike olmaya başlar. Terör bir insanlık suçudur. Fakat teröre sebebiyet verenler de en az o kadar suçludur. Batı, insanlık suçu olan işgallerden vazgeçmediği için, sürekli terörün tetikleyicisi konumundadır. Küresel güçlerin etki ajanları, toplum mühendisleri, karşı oldukları ülkelerin içişlerine karışıp sürekli oralarda karışıklık çıkaracaklarına, barış ve mutluluk çalışmaları yapmaları gerekir. Küresel güçler insanlığın üzerinden kanlı ellerini çekmediği sürece; terör bütün insanlık için baş belası olmaya devam edecektir. Çoğu zaman da küresel güçler kötü emellerine erişmek için kendi elleriyle kendi ülkelerini bile kana bulamaktan çekinmemişlerdir. Londra olaylarına çok yönlü bakıldığı zaman dünyayı kana bulamak ve yeni bir işgale zemin hazırlıkları da sezilmektedir. Sicilleri bu işlere çok müsaittir, bilirsiniz. Malumunuz küresel güç patronları "Ortadoğu'ya; Irak ve Afganistan'a getirdiğimiz gibi demokrasi getireceğiz" sözleri hala kulaklarımızda yankılanmaktadır.Terörü önleme noktasında batı insanına da bazı görevler düşmektedir. Devlet politikalarının işgale yönelik tavır ve politikadan arındırılmasını sağlayıcı faaliyet yürütmelidir. Sivil toplum örgütleri kendi devletlerini teröre sebebiyet vermekten vazgeçirmelidir. Batıda halk önce kendini, sonra da devlet politikalarını sorgulamak zorundadır. İşgal faaliyetlerine son verdirmenin yollarını bulmalıdır. İnsanlık niyet olarak barışı gönlüne koymalı ve gayretlerini bu yönde sarfetmelidir.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır / 05.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır / 05.04.2024