TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen tezkerenin, AKP'nin bugüne kadar sürdüre geldiği "ABD ve AB'ye endeksli politika" ilkeleri ve duruşuyla şekillenmesi, ister istemez tezkereye tedbirle karşılamayı gerektiriyor. AKP, Türkiye'nin sürüklene geldiği bu vadide, "ABD ve AB'ye endeksli olan gidişatı"nda herhangi bir "ray değişikliği" yaptığını beyan etmedi.Dolayısıyla toplum, Ankara, Washington, Bağdat ve Kuzey Irak'tan dışa vuran tezkere beyanatlarını okuyarak olan biteni anlamaya çalışıyor. Bu bağlamda tezkere, maalesef "taktik" görünüyor, "stratejik ortaklık eksenli" görünüyor. Türkler unutur?Aslında AKP'nin stratejik ortağı Amerika'nın Türkiye'ye bakışı, geçen hafta kabul ettikleri "soykırım yaftası" sürecinde ortaya çıktı. Başbakan R. T. Erdoğan'ın bizzat kendisi ifade etti. Diyorlarmış ki, Türkler 2 gün söylenirler, 3. gün sonra bunu unuturlar. Yetinmiyorlar; soykırımcı diye sizin için söylemiyoruz ki, Osmanlı için söylüyoruz, diyorlar.Bakış açıları bu? Cumhuriyetçiler'inin de, Demokratlar'ının da. 111 yıl önce de bu, şimdi de. 111 yıl önce Amerikan hükümeti "bölünmüş Anadolu" kararı almamış mıydı; birkaç ay önce açıklamadılar mı bu kararlarını?Ne pahasına olursa olsun "stratejik ortaklık" politikasını gelip dayanacağı nokta burası, hatta bundan da ilerisidir.Başımıza çuval geçirdiklerinde hadlerini bildirseydik, şimdi bu hadsizliklere tevessül edebilirler miydi?! Göünen şu ki, başımız hala çuvalda?Türk milletini yaftalayana bak?"Ne pahasına olursa olsun stratejik ortak" diye tutturan Ankara'dakiler sayesinde Amerika, Türk milletini "soykırım yaftası"yla "madara" etti.Kim bu ABD, diyen soramadı Ankara? ABD deyince; savaş, işgal, katliam, darbe, entrika, vahşet ve insanlık dışı muameleler dışında, herhangi bir güzel iş hafızalarda canlanıyor mu?! Irak vahşeti kimin eseri?! Hiroşima ve Nagazaki'deki katliam ve soykırım kimin eseri?! Ya Kızılderilileri canlı canlı doğrayıp yiyen ve soylarını kesen yamyamlar kimler? Kimin dedeleri??! Amerika, kime çamur atmaya kalkışıyor?!Hiç kimse, "soykırımcı iftirası"nı, Ermeni lobisinden beslenen "birkaç senatörün işi" şekline sokarak, meseleyi milletin gözünden kaçırmasın. Ne ABD, ne de onlarla "stratejik ortaklık"ta ısrar eden Ankara'dakiler, sözkonusu vaziyetlerinin izahını yapamazlar.Ne şiş yansın, ne kebap?Bu kasvetli ve ağır hava basıncı altında tezkere çıkıyor ve Kuzey Irak'a müdahale konusu tartışılıyor.Erdoğan ne şiş yansın, ne kebap politikası izliyor? Çünkü AKP, ABD ile stratejik ortak? Erdoğan, BOP'un eşbaşkanı. Bu arada kendi vekilleri arasında "muhtemel bir sınır ötesi müdahale karşısında asıl dikkate alınması gereken tepki içten gelecek olandır" diye kulağına su kaçıranlar var?Bu sebeple "TBMM kararının çıkması" kadar önemli olan nokta, tezkerenin niteliğidir, AKP'nin tezkereyi şekillendirdiği politik ilkeler ve halet-i ruhiyedir.Stratejik ortak ve BOP işgali Başkanı Bush, Oval ofisinden, Kandil'deki Murat Karayılan ile aynı mesajı uçuruyor. Bush, Türkiye'nin, Irak'a asker göndermesi kendi çıkarına olmaz, diyor. Karayılan da "Türkiye saldırırsa direniriz. Türkiye'nin esas amacı Irak Kürtlerine saldırmak" diyor.Türkiye'nin kendi başına operasyon yapmasına baştan beri rıza göstermeyen Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi, yani Talabani'nin yardımcısı, Ankara'daki temasları sonrası "Ben istediğimi aldım" dedi ve gitti. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un sözcüsü Geoff Morrell de, Türkiye'nin sınır ötesi bir operasyon için gerçekte istekli olmadığı yaklaşımını sergiliyor; böyle bir adım, yalnızca bizim için değil, Türkler için de çok önemli sonuçlar doğurur, ifadeleriyle "aba altından stratejik sopa" gösteriyor.Ankara ayak sürüyor?Başbakan Erdoğan ise, "tezkere çıksın, ama operasyonda aceleci olmayacağız" yaklaşımıyla ayak sürüyor. Hatta Erdoğan'ın, Haşimi ve Maliki'ye, "Terörist başları Cemil Bayık, Murat Karayılan ve Zübeyir Aydar'ın kendilerine teslim edilmesi halinde operasyon yapmayacakları"nı söylediği konuşuluyor kulislerde?Bu iş üç elebaşı işi değil ki? Ankara yanlış yerden bakıyor.Bu işte Türkiye bir taraf, Kuzey Irak odaklı terör ve onları besleyenler bir taraftır. Yani Türkiye bir taraftır, ABD, AB, Talabani, Barzani, PKK ve elebaşları bir taraftır. Tezkerenin çerçevesini böyle görmeyen bir siyasi irade, tezkere taktiği yapıyor, tezkereyi "stratejik ortaklık ekseni"ne oturtuyor demektir.Doğal olarak Barzani de diyor ki, ben de ABD'nin stratejik ortağıyım, ben de bu tarafın "bölgesel hükümet"iyim, bana niye danışmıyorsunuz? Kürt hükümeti sözcüsü Cemal Abdullah açık konuşuyor; "Biz de 'neden bize doğrudan söylenilmiyor' diye soruyoruz. Bizim hükümetimiz yasal bir hükümettir. Çünkü Irak mevcut Anayasasında mevcuttur" diyor.BOP'un kuklaları?Barzani'nin bölgesel stratejik kukla yönetimi de, ABD'nin BOP maşasıdır, PKK da? Nitekim İmralı'da beslenen terörist başı Apo'nun kardeşi Osman Öcalan, PKK'nın ABD, AB ve İsrail'in destekleriyle kurulup devam ettiğini anlatıyor dört köşe olmuş vaziyette?Önceki gün Amerikalı Tuğgeneral Carter Ham, Türkiye'nin sınır ötesi operasyon düzenlemesi halinde, Irak'ın egemenliğini savunacağını söyleyerek tehdit ediyor. Irak şemsiyesi altında, Barzani ve PKK'nin sözcülüğünü yapıyor, biz bu taraftayız diyor.Amerika'nın Türkiye'deki stratejik ortakları, ABD'ye danışmadan ve onay almadan, Barzani gibi bir "stratejik maşa"yı nasıl es geçebilirler veya PKK gibi bir "stratejik tetikçi"yi ortadan kaldırmaya kalkışabilirler?! Kalkışamazlar, es geçemez? Bunları es geçip "teröre darbe vuracak bir müdaha"leyi icra edebilmeleri için, Ankara'dakilerin ray değiştirmeleri ve "milli bir ray" edinmeleri kaçınılmazdır. ABD ile stratejik ortaklık eksenli bir tezkere, "terörü kökünden kazıma nitelikli" olamaz.Bu, olsa olsa "stratejik ortaklık konjonktürü"nü şimdilik gölgede bırakan yeni "şehadet konjonktürü" gereği milletin gözü önünde "milli duruş ve milli vuruş tiyatrosu" olur.Tezkere çıksa da operasyona daha çok var?Erdoğan "Tezkerenin Meclis'ten geçmesi hemen bir operasyon yapılacağı anlamına gelmemeli? Muhtemel sınır ötesi bir harekatın hedefi, sadece ve sadece - bunun altını özellikle çiziyorum - terör örgütüdür" derken; ne söylediğini bilerek konuşuyor.Sıra millete gelince, Erdoğan, onlara da bir çift "mavi boncuk" cümlesi sunmayı ihmal etmiyor. Diyor ki, "Mesele müttefiklik ve komşuluk hukuklarının bize yüklediği sorumluluk kısmını geçmiş nefsi müdafaa noktasına gelmiştir. Dünyanın her yerinde geçerli olan hukukun temel ilkelerinde, nefis müdafaanın olduğu yerde diğer hukuk kuralları geçerliliğini yitirir."Madem hukuk kuralları geçerliliğini yitirmiş; nefs müdafaası yapmak için kimi ve neyi bekliyor Türkiye? Kuzey Irak'ta, yollar, uluslararası havaalanları, üniversiteler, bölgesel yönetimin bakanlıkları ve Barzani'nin sarayını inşa eden 1200 civarında Türk şirketlerinin oralardan parsalarını toplayıp dönmelerini mi bekliyoruz, yoksa dağdakilerin Bağdat'a taşınmalarını mı?Milletin evlatları, ne diye, ölmeye devam ediyor, hangi gerekçeyle kurban gidiyor; Ankara'daki birileri bunu izah etsin millete? "Hemen kullanılmayacak olduğu" vurgulanan şu tezkerenin yılan hikayesinden önce, bunun izahı yapılsın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019