Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Tüm vergi kanunları yeniden yazılmalı ve vergi süreçleri, mükellef lehine kısaltılmalıdır'' dedi TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Aydın Ticaret Odası'nın (AYTO) 2005 yılında en yüksek vergi ödeyen ve ihracatta başarılı olan üyelerine yönelik olarak Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Aydın Şubesi'nde düzenlediği ödül töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'de vergi adaletinin hala tesis edilemediğini ve devletin vergiyi ancak, alabildiğinden aldığını belirterek şunları söyledi: "Bu durum, yıllardır böyle sürüp gitmeye devam ediyor. Ama nedense hiçbir hükümet, bu yönde bir vergi reformuna girişmiyor. Mesela mevcut hükümet, acil eylem planında üç ay içerisinde vergi yükünü tabana yayacak tedbirler alacağını ifade etmişti. Üç seneyi aşan zaman zarfında gelinen nokta ise ortadadır. Avrupa Birliği ülkelerinde toplam vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin oranı yüzde 35'tir. Türkiye'de ise bu oran yüzde 73 seviyesindedir. Bir ülkede, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı, dolaysız vergilerden yüksekse, bu ülkede vergi adaletinden söz edilemez. Kısacası, vergide reform yapmayı taahhüt etmiş olanların, ne yapmaları gerektiği bellidir. Tüm vergi kanunları yeniden yazılmalı ve vergi süreçleri, mükellef lehine kısaltılmalıdır. İşte gerçek vergi reformu bu olacaktır.'' KDV indirimi yeterli değilHisarcıklıoğlu, Türkiye'de iyi gelişmelerin de olduğunu ve geçtiğimiz günlerde kurumlar vergisinin yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşürülmesinin büyük bir memnuniyet yarattığını ifade ederek şunları söyledi: "Tekstil ve konfeksiyon sektör temsilcileriyle Sayın Başbakan ve ilgili bakanları bir araya getirdiğimiz toplantıdan da devrim niteliğinde bir karar çıktı. Daha önce yaptığımız toplantılardan çıkan ortak talebe paralel olarak, bu sektörlerdeki KDV oranı yüzde 18'den yüzde 8'e düşürüldü. Bu çok önemli bir gelişmedir. Fakat biz bunları kesinlikle yeterli bulmuyoruz. Nitekim, OECD raporlarına göre, vergi yükü, OECD'de düşmekte, bizde ise sürekli artmaktadır. Türkiye'de, 2002 yılında yüzde 31 olan vergi yükü, 2003 yılında yüzde 33'e yükseldi.'' Cari harcamalarda tasarrufa gidilmeliDevletin, vergi oranlarını düşürmesinin ardından bütçeyi çevirebilmek için yeni vergiler getirmek ya da bazı teşviklerden vazgeçmek yoluna gitmemesi, bunun yerine cari harcamalardan tasarrufa gitmesi gerektiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: "Bakınız, geçtiğimiz sene, devletin cari harcamaları yüzde 16 oranında artmış. Buna mukabil vergi gelirleri de yüzde 18 oranında artırılmıştır. Yani, devletin cari harcamalarındaki, enflasyon oranının iki kat üstündeki artışı, vergi olarak milletin sırtına bindirilmiştir. Sadece son 10 yılda, kamu harcamaları, tam 90 katına çıkmıştır. Ve bunun içinde, faiz ödemeleri ve yatırımlar yoktur. Sadece cari giderler vardır. Kamunun cari harcamalarının, 90 katına çıktığı bu dönemde, milli gelir artışıysa sadece 60 kattır. Kamu harcamalarının milli gelirden daha hızlı arttığı hiçbir ekonominin ayakta kalabilmesi mümkün değildir.''