Tüketim olmadan büyüme olmaz
BTP Genel Başkanı, sanayii üretiminin düştüğüne, büyüme oranının da gerilediğine işaret ederek, "Her ikisinin de sebebi iç talebin daralması yani vatandaşın tüketim kabiliyetini kaybetmesidir. Çözüm ise Milli Ekonomi Modelimizde yer almaktadır" dedi
12.12.2012 00:00:00
YENİ MESAJ / ANKARA Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 3. çeyrek büyüme verileri ile Ekim ayında sanayi üretiminin sert şekilde düşmesini değerlendirdi. Türkiye'nin, yüksek ithalata rağmen Temmuz - Ağustos - Eylül ayını kapsayan 3. çeyrekte beklentilerin oldukça gerisinde, yüzde 1.6 oranında büyüme gösterdiğini hatırlatan Prof. Dr. Baş, yaptığı basın açıklamasında, büyümede gerilemenin en önemli sebebinin 'iç talep'in düşük olması olduğunu kaydetti. İki ayaktan biri sakatlanırsa... Ekonominin iki temel ayağı olduğuna işaret eden Prof. Dr. Baş, bunlardan birinin tüketim, diğerinin ise üretim olduğunu dile getirdi. BTP Genel Başkanı, şunları kaydetti: "Bu kavramlar da arz ve talep üzerine oturur. Esasında tüketimin olmadığı yerde üretimden bahsetmek mümkün değildir. Hiçbir şeyin bir sebep yokken yapılmış olması mümkün değildir. Her şeyin bir sebebi vardır. Ekonomilerde üretilen değerlerin sebebi ise onun talep edilmesidir. Talebin olmadığı yerde üretimin olmasını beklemek mantıklı değildir. Piyasalardaki talebe bakarak o ekonominin gidişatı hakkında bilgi sahibi olmak mümkün olabileceği gibi, talebi kontrol ederek ekonominin genel seyrine yön vermek de mümkündür. Tabii ki yeterli düzeyde üretim için gerekli olan kaynakları da sağlayarak. Ancak dikkat edilirse adeta talep büyüme için olmazsa olmaz şart iken arz 'gerek-şart' konumundadır. İki binli yıllar tüketim probleminin olduğu, üretim fazlalarının verildiği yıllar olmuştur. Üretime odaklanan ekonomi modelleri gerçek manada tüketimi göz ardı etmiştir. Paranın belirli ellerde bloke edilmesi, buna bağlı olarak gelir dağılımda ortaya çıkan uçurumlar, tüketimin her geçen gün daha da azalmasına sebep olmuştur. Neticede krizdeki ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de tüketim azalmaktadır, bu durum da 'iki ayaktan birinin sakatlanması' manasınadır. Sakat bir fert nasıl ki gerektiği gibi yol alamazsa, tüketim kabiliyetini kaybeden bir ülkede büyüme rakamları geriler, sanayi üretimi azalır." Halkın alım kapasitesi azaldı Ülkemizde vatandaşlarımızın satın alma kapasitesinin gittikçe azaldığına işaret eden Prof. Dr. Baş, "Çarşı - pazarda esnaf kan ağlıyor, siftah yapmadan dükkân kapatıyor. Esnaf kesimini menfi yönde etkileyen AVM'ler de bile cirolar önemli ölçüde geriledi. Bunun nedeni vatandaşın tüketim kabiliyetinin azalmasıdır" dedi. Halkımızın özellikle kış aylarında gelirinin önemli bir bölümünü elektrik, doğalgaz faturalarına harcadığına dikkatleri çeken BTP Lideri, şöyle devam etti: "Bu sene içinde elektriğe ve doğalgaza toplamda yüzde 50'lere yaklaşan oranlarda zam geldi. Normal bir aile ayda en az 100 TL elektrik, 250 TL doğalgaz faturası ödüyor. Ülkemizde asgari ücret 740 TL'dir. Böyle bir geliri olan vatandaşımız, nasıl ekonomide büyümeye katkı sağlayan bir tüketici olabilir? Böyle bir vatandaşımız aile efradının gıda, giyinme, ulaşım ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarını gerektiği gibi karşılayabilir mi?" Çare Milli Ekonomi Modeli'nde Sadece Türk halkının değil dünyada yaşayan her insanın "çaresiz" olamadığını dile getiren Prof. Dr. Baş, Türkiye'de ilk kez 2004 yılında gündeme getirdiği Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) meselelere çözüm sunduğunu ifade etti. BTP Lideri, şunları söyledi: "MEM, dünya iktisat tarihinde tüketim eksenli tek analiz modelidir. Tüketim kesiminin içinde özellikle hedefimiz, belli bir gelir seviyesinin altında kaldığı için ihtiyacı olduğu halde bunu elde edemeyen hane halklarıdır. Bu kitle özellikle ülkemiz için düşünüldüğünde toplumun en az yüzde 90'ını oluşturmaktadır. Eğer ekonomiyi büyütmek istiyorsak tüketim kesimini desteklemek zorundayız, tüketim artmadan pazar problemi çözülmeden ekonomilerin büyümesi hiç mümkün değildir. Bugün çağımızın en büyük problemi hane halklarının büyük bir kısmının tüketebilme kabiliyetini yitirmiş olmasıdır. İşte asıl üzerinde konuşulması gereken nokta tüketebilme kabiliyetlerinin bu bireylere nasıl kazandırılacağıdır." Üretim ile tüketim arasında oluşan bu eksikliği tamamlamak için devletin senyoraj hakkını kullanması ve bunu da sosyal devlet modeli ile tüketim kesimine aktarması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Baş, "Piyasada artan para miktarının aynı zamanda herkesin sahip olacağı şekilde ekonominin çarkları içerisinde dolaşımda olması zaruridir. Ancak bu şartla tüketim harcamaları piyasayı dengeleyecek seviyeye ulaşabilir" dedi. BTP Lideri, bunu sağlamak için Sosyal Devlet - Milli Devlet tezini gündeme getirdiklerini dile getirerek, "Bu tez kapsamında ev kadınlarına meslek maaşı, çocuk maaşı, doğum ikramiyesi, tarım kesimine destekler gibi çok yönlü projeler yer almaktadır. Parti programımızda asgari ücretin de 3 bin TL'ye çıkarılması öngörülmektedir. Milli Ekonomi Modeli ile Sosyal Devlet - Milli Devlet tezlerinin hayata geçmesiyle birlikte vatandaşlarımızın da, halkımızın da meselelerinin çözüldüğü görülecektir. Böylece işsizlik sıfırlanacak, sürekli büyüme yakalanacaktır. Sanayici de ürettiğine içerde de, dışarıda da pazar bulabilecektir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.