Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Lillikas, Lübnan'da temaslarda bulunduğu son günde yola çıkmadan önce yaptığı açıklamada, "BM, barış gücü askerlerinin yönetim merkezini Kıbrıs'ta kurma kararı aldı. BM ile teknik konuda görüşmeleri sürdürüyoruz" dedi. Lillikas, karargâhın Lefkoşa'da mı, yoksa Güney Kıbrıs'ta başka bir yerde mi kurulacağına ise daha sonra karar verileceğini söylerine eklemiş.AKP hükümeti ne yapıp edip Türk askerini Lübnan'a göndermeyi düşünüyorken BM'nin böyle bir karar alması üzerine Türk Dışişlerinin verdiği tepki ise "Türkiye'yi etkilemez" şeklinde oldu.Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Lübnan'da konuşlandırılacak Birleşmiş Milletler barış gücünün komuta merkezini Kıbrıs Rum Kesimi'nde kurulması kararıyla ilgili olarak sorulan sorulara, "söz konusu karargâhın geri hizmet karargâhı olması için BM'ye Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından yapılmış bir teklif var. BM karargâhı Kıbrıs'ta zaten 28 yıldır faaliyet gösteriyor. Bu nokta, Lübnan'daki BM askerlerinin transfer ve lojistik noktası olarak kullanılacak. Karargâhı Türkiye'nin kullanması söz konusu değil. Bu nedenden dolayı bu olay, Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermesini etkileyecek bir durum değil." Dışişlerinin açıklamasının son cümlesine dikkat ederseniz, "Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermesini etkileyecek bir durum değil" ifadesi ne olursa olsun biz Lübnan'a asker göndereceğiz demekle aynı anlama gelmiyor mu? Anlaşılan AKP hükümeti Lübnan'a gönderilecek askerlerimizin Türkiye'nin henüz tanımadığı -"henüz" diyorum çünkü AKP hükümetinin Güney Kıbrıs'ı bir oldubittiyle tanıması an meselesi- Kıbrıs Rum kesiminden komuta edilmesini kolayca hazmedecek.Ayrıca gelen haberler Dışişlerinin açıklamasını doğrulamıyor. Dışişleri, Rum kesiminde kurulacak karargâhı "geri hizmet karargâhı" olarak ifade ederken, BM ve Rum tarafı, "yönetim merkezi" olarak açıklıyorlar.Yani Türkiye'nin karşısında çok vahim bir manzara var. Lübnan'a her halükarda asker göndermek isteyen siyasi irade, bu askerlerin Rum kesiminde bulunan bir kamuta merkezinden emir almalarını kabul etmiş durumda. Bu komuta merkezinde hiç Türk bulunmayacak mı? Bulunmayacaksa gönderilecek askerimizin komutasının başkalarında olacağı sonucu ortaya çıkar ki, bu da Mehmetçiklerimizin tehlikeli görevlere körü körüne sürüklenmesi demektir. Bu komuta merkezinde Türk yetkililer bulunacaksa bu Kıbrıs Rum kesimini tanıma anlamına gelmez mi? Burada bahsettiğim olumsuzluklardan başka olumsuzluklar da var şüphesiz. Ama bütün bu olumsuzluklar aklıselim bir hükümeti çoktan asker göndermekten vazgeçirmişti. Ama AKP hükümeti mecburiyeti varmış gibi Lübnan'a asker göndermek konusunda vazgeçecek gibi görünmüyor. Yoksa birileri delikten aşağıya süpürülmekten mi korkuyor, ne dersiniz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024