Akşam gazetesi yazarı Serdar Turgut, bir süre önce köşesinde Türk aydını üzerine yazdığı bir yazısında "Vatan sevgisi olmadan aydın olunamaz, bu nedenle biz de kendisine aydın, düşünür diyen insanların bir bölümü aydın filan değildir, onlar sıradan bile değildir" diyerek düşüncelerini dile getirmişti.
Bu düşüncelere katılmamak mümkün değil.
Gerçekten günümüzde özellikle aydın geçinen birçoklarının içinde bulundukları aşağılık kompleksi anlaşılır gibi değildir. Bu kompleks, öyle bir hale gelmiştir ki kendilerini hayranı oldukları Batı kültürüne beğendirebilmek için her şeyi yapmaktadırlar.
Batının tu-kaka dediği kendine ait çirkeflikleri bile baş tacı yapabilmektedirler. İçinde bulundukları aşağılık kompleksinden dolayı onlar için, batı kültürünün hiçbir değeri ve değersizi tartışılmazdır. Mensubu oldukları için utandıkları ve geri kalmış kabul ettikleri kendi kültürlerinden ne kadar uzak olduklarını, hayranlık besledikleri Batılılara ispatlayabilmek için kendi kültürlerini aşağılamakla ve her fırsatta eleştirmektedirler.
Kendi kültürüne küfretmeyi maharet sayan bu aydın bozuntuları malum batı çevreleri tarafından el üstünde tutulmaktadır.
Şu sıralar Avrupa'da kitapları raflardan düşmeyen bir Türk yazarın "Ermeni soykırımını Türkler yaptı" demesi bu yüzdendir.
Bu yazar böyle bir söz söylememiş olsaydı yurt dışında bu noktaya gelebilir miydi? Tabii ki hayır. Bu ve benzeri aydın bozuntusu insanlara gelecekte Nobel ödülü bile verirlerse sakın şaşırmayın.
Ama bu Nobel ödülleri çok büyük edebiyatçı oldukları için değil, Türk milletine ve Türkiye'ye kimsenin veremediği zararları verdikleri için hak ettikleri ödüllerdir.
Aydın toplumu karanlığa değil aydınlığa götüren insandır.
Aydın toplumun değerlerine sahip, o değerleri koruyan muhafaza eden insandır.
Aydın eğer Türk milletinin aydını ise, bu milletten utanmaz bu milletin her şeyi onun için diğer kültürlerden üstündür. Böyle düşünmeden ve bu anlayışa sahip olunmadan aydın olunamaz.
Mustafa Kemal Atatürk yabancı ülke temsilcilerinin de bulunduğu bir operaya gider. Bir süre operayı dinledikten sonra operayı yarıda kesip "bana bir zeybek havası çalın" diyerek sahneye çıkar ve bütün yabancı sefirlerin gözleri önünde zeybek oynar.
İşte size milletinden ve milletinin kültüründen utanmayan gerçek bir aydın örneği. Milletinden ve onun zeybeğinden utanmayan, milletine ait bir lider ve gerçek bir aydın.
Bu noktada aydında olması gereken en önemli duygu "aidiyet duygusu" dur. Bu duygu olmadan aydın olunamaz, olunduğu iddia edilse bile milletinin değerleri ve kültürü temsil edilemez.
BTP genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın öğrendiğim zaman beni heyecanlandıran bir davranışı olmuştu. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sayın Baş, Cambridge üniversitesinin daveti üzerine bir konferansa gittiğinde, yabancı dil bilmesine rağmen tebliğini Türkçe olarak sunar. Beraberindeki Türk heyetten bir kişi tercüme etmek için izin istediğinde "Ben tezimi kendi dilimle sunacağım, benden istifade etmek istiyorlarsa kendileri tercüman getirsinler" demiştir. Bir süre sonra Cambridge üniversitesi, bir tercüman getirterek Türkçeden İngilizceye Haydar Bey'in tebliğinin çevirisi yapılmıştır.
İşte bu davranış da aidiyet duygusundan kaynaklanmaktadır. Bu duyguya sahip olan gerçek aydın dilinden, kültüründen ve kendi milletine ait hiçbir şeyden utanmaz ve kendi değerlerini her yerde temsil etmekten büyük bir onur duyar.
Bu düşüncelere katılmamak mümkün değil.
Gerçekten günümüzde özellikle aydın geçinen birçoklarının içinde bulundukları aşağılık kompleksi anlaşılır gibi değildir. Bu kompleks, öyle bir hale gelmiştir ki kendilerini hayranı oldukları Batı kültürüne beğendirebilmek için her şeyi yapmaktadırlar.
Batının tu-kaka dediği kendine ait çirkeflikleri bile baş tacı yapabilmektedirler. İçinde bulundukları aşağılık kompleksinden dolayı onlar için, batı kültürünün hiçbir değeri ve değersizi tartışılmazdır. Mensubu oldukları için utandıkları ve geri kalmış kabul ettikleri kendi kültürlerinden ne kadar uzak olduklarını, hayranlık besledikleri Batılılara ispatlayabilmek için kendi kültürlerini aşağılamakla ve her fırsatta eleştirmektedirler.
Kendi kültürüne küfretmeyi maharet sayan bu aydın bozuntuları malum batı çevreleri tarafından el üstünde tutulmaktadır.
Şu sıralar Avrupa'da kitapları raflardan düşmeyen bir Türk yazarın "Ermeni soykırımını Türkler yaptı" demesi bu yüzdendir.
Bu yazar böyle bir söz söylememiş olsaydı yurt dışında bu noktaya gelebilir miydi? Tabii ki hayır. Bu ve benzeri aydın bozuntusu insanlara gelecekte Nobel ödülü bile verirlerse sakın şaşırmayın.
Ama bu Nobel ödülleri çok büyük edebiyatçı oldukları için değil, Türk milletine ve Türkiye'ye kimsenin veremediği zararları verdikleri için hak ettikleri ödüllerdir.
Aydın toplumu karanlığa değil aydınlığa götüren insandır.
Aydın toplumun değerlerine sahip, o değerleri koruyan muhafaza eden insandır.
Aydın eğer Türk milletinin aydını ise, bu milletten utanmaz bu milletin her şeyi onun için diğer kültürlerden üstündür. Böyle düşünmeden ve bu anlayışa sahip olunmadan aydın olunamaz.
Mustafa Kemal Atatürk yabancı ülke temsilcilerinin de bulunduğu bir operaya gider. Bir süre operayı dinledikten sonra operayı yarıda kesip "bana bir zeybek havası çalın" diyerek sahneye çıkar ve bütün yabancı sefirlerin gözleri önünde zeybek oynar.
İşte size milletinden ve milletinin kültüründen utanmayan gerçek bir aydın örneği. Milletinden ve onun zeybeğinden utanmayan, milletine ait bir lider ve gerçek bir aydın.
Bu noktada aydında olması gereken en önemli duygu "aidiyet duygusu" dur. Bu duygu olmadan aydın olunamaz, olunduğu iddia edilse bile milletinin değerleri ve kültürü temsil edilemez.
BTP genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın öğrendiğim zaman beni heyecanlandıran bir davranışı olmuştu. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sayın Baş, Cambridge üniversitesinin daveti üzerine bir konferansa gittiğinde, yabancı dil bilmesine rağmen tebliğini Türkçe olarak sunar. Beraberindeki Türk heyetten bir kişi tercüme etmek için izin istediğinde "Ben tezimi kendi dilimle sunacağım, benden istifade etmek istiyorlarsa kendileri tercüman getirsinler" demiştir. Bir süre sonra Cambridge üniversitesi, bir tercüman getirterek Türkçeden İngilizceye Haydar Bey'in tebliğinin çevirisi yapılmıştır.
İşte bu davranış da aidiyet duygusundan kaynaklanmaktadır. Bu duyguya sahip olan gerçek aydın dilinden, kültüründen ve kendi milletine ait hiçbir şeyden utanmaz ve kendi değerlerini her yerde temsil etmekten büyük bir onur duyar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024