logo
23 NİSAN 2024

Türk devletini tasfiye projesi

10.06.2012 00:00:00
Sivil anayasa taleplerini en çok Avrupa Birliği ve Amerika merkezli şer odakları, onların yörüngesindeki PKK ve onun siyasî uzantıları ile Amerikancı ve Avrupa Birlikçi muhafazakâr demokrat denilen çevreler ve liberal faşistler dillendiriyor. Sivil, renksiz, ideolojisiz, Türk millî yapısından uzaklaştırılmış bir anayasa, federasyona ve zamanla ayrışmaya gitmenin yasal zeminidir. Merkeziyetçi Türk millî devlet yapısı çözülüp adem-i merkeziyetçi federatif yapıya geçilmek isteniyor. Bu, aslında nihaî olarak Amerika’nın patronajında Ortadoğu Birleşik Kabileler Topluluğu projesine zemin hazırlamaktır. Çünkü Amerika, karşısında emperyalist projelerine karşı çıkacak güçlü millî devletler istemiyor, kendisine kolayca boyun eğecek zayıf kabileler yığını istiyor.
Amerika, İslam ülkeleri coğrafyasında millî devlet yapılarını çözüp kabilelere ayrıştırarak bunlardan bir Doğu Roma İmparatorluğu kurma hayalindedir. “Yeni Türkiye” sevdalıları, “yeni anayasa” yapma dolapları ile anayasamızdan bu milletin adı olan ”Türk”ü ve milletimizi tek bir millet yapan ortak Türk millî değerlerimizi ve kurumlarımızı yok etme çabasındalar. Böylece milletimizi kuru, kozmopolit bir sürüye dönüştürmek istiyorlar. Çünkü şuurlu, ahenkli, dayanışmacı bir millet olmaktan çıkmış insanlar, ruhsuz bir kalabalığa dönüşürler. Böyle bir topluluk da kolayca yönetilebilir, istenilen yere sürüklenebilir ve kolayca sömürgeleştirilebilir. Emperyalizmin istediği budur.  Bir takım gafil Müslüman Türkler de işin iç yüzüne vâkıf olmadan, bilir bilmez bunu iyi bir şey zannedip onların peşlerine takılıyorlar.
Renksiz anayasacıların anayasadan Türk kelimesini, Atatürk milliyetçiliğini, Atatürk ilke ve inkılâplarını atmak istemelerinin sebebi, kendi ifadelerine göre şuymuş: “Bütün bu kavramlar (Atatürk’le ilgili kavramlar) Anayasa Mahkemesi’nin yasaları denetlemesi sırasında temel alınıyor.” Şimdi buna göre partiler hükûmet olup Türkiye’nin üniter yapısını bozacak, Türkiye’yi parçalayacak kanunlar çıkarınca anayasa buna engel olmasın isteniyor. Yani Türkiye’nin millî devlet yapısını parçalayacak parti hükûmetlerinin yasal düzenlemeleri için anayasada saha temizliği yapılıyor.
Avrupa ve Amerika kaynaklı bir takım düşünce kuruluşu, enstitü, gazete, dergi gibi müesseselerde, siyasî ve bürokratik çevrelerde yuvalanmış Türkiye’yi tasfiye ekipleri hep şu tarz laflar ediyorlar: “Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olmak istiyorsa Kemalizmden, Türk milliyetçiliğinden vazgeçmelidir, Atatürk resmi duvarlardan, resmî kurumlardan kaldırılmalıdır.”
Mesela İngiliz derin devletinden Andrew Duff, Eylül 2005’te şöyle demiş: “Türkiye Avrupa’nın gerçek partneri olabilmek için klasik milliyetçi Kemalizmle mücadele etmelidir. Devletin gücü azaltılmalıdır. Kemalizm reforme edilmeli ve bu eski liderin fotoğrafları kamu binalarının duvarlarından indirilmelidir. Türkiye artık Kemalizmde değişme gereğiyle yüzleşmeli. Sadece yasalar, anayasa değil, Kemalizm kültürü ve felsefesi de değişmeli. Türkiye’nin, merkeziyetçi yönetim yapısından adem-i merkeziyetçi (yani federatif yapı) yapıya geçmeye ihtiyacı var. Diyarbakır’da bölgesel otonomiye varacak şekilde merkeziyetçi yapının değişmesi iyi olur. Bunu sadece Güneydoğu için değil diğer bölgeler için de öneriyorum.”
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk milletinin ölüm kalım savaşında, emperyalist Batılı devletlerin bizi yok etme isteğine karşı verilmiş millî bir mücadele içinde kurulmuş bir devlettir. Türk milleti, kendi iradesiyle tam bağımsız ve bağlantısız bir devlet kurdu. Şimdi aynı batılı emperyalist küresel güç odaklarının isteği doğrultusunda cumhuriyetimizi ve millî devletimizi tasfiye etmek istiyorlar. Türk milleti buna evet mi diyecek hayır mı? Dava bu.
Batı emperyalizminin sözcülerinden biri olan Andrew Duff efendinin Atatürk’ten rahatsız olmasının anlaşılabilir bir tarafı var. Zira Atatürk, bu efendilerin bu vatan toprakları üzerindeki bütün proje ve planlarını millî mücadele ile şanlı kuva-yı milliye direnişi ile çöpe attı. Adamlar neye uğradığını şaşırdı. Atatürk, Türk milletinin kendi devletinde, kendi vatanında, kendi millî ve dinî değerleri ile bağımsız bir millet olarak yaşama iradesinin bir sembolüdür. Gavur onun için Atatürk düşmanıdır. Gavur, Atatürk’e Türk’e düşman olduğu için düşmandır.
Küreselleşme, tekelci sermayenin, büyük petrol şirketlerinin, para spekülatörlerinin, sanayi kuruluşlarının, tüccarların oluşturduğu dünyayı sömüren küresel güç çetelerinin bir ideolojisidir.  Bunlar, önlerinde engel olarak gördükleri millî yapıları, millî devletleri yok etmek için demokrasiyi, insan haklarını, özgürlüğü bir silah olarak kullanıyorlar. Bu masumane kavramları manipüle ederek fesat çıkarıyorlar.
Türk milliyetçiliğine, Atatürk milliyetçiliğine dayalı bir anayasayı bu unsurlardan ayıklamanın amacı millî ve üniter Türk devletini yok etmek, Türkiye’de tek bir Türk milleti vardır anlayışını yıkıp, çok kimlikli, çok milletli bir yığın ve çok ortaklı devletimsi bir şey ortaya çıkarmaktır.
Bu renksiz, ideolojisiz, demokratik anayasa isteyicileri, yine batılıların dayatmasıyla 301. maddeyi de kaldırma ya da sulandırarak işlevsizleştirme çalışmaları yaptılar. Bu maddeye olan hazımsızlık, kin ve öfke önce her zaman olduğu gibi batılı şer odaklarından geldi. Onların hemen arkasından onlarla aynı dili kullanan daha doğrusu onların iç uzantıları olan Türk düşmanı Ermeni ırkçıları, Kürt ırkçıları vs rahat rahat Türk’e küfretme özgürlüğü için bu maddenin de kaldırılmasını istediler.
Millî Türk devletinin temel yapı taşları sökülerek tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek dil hedefine varılamadığı gibi, tam tersine bu hedef berhava edilmiş olur. Anayasadan kaldırılmak istenen Kemalizm ya da Atatürkçülük, esas itibariyle Türkiye’nin tam bağımsız ve bağlantısız bir devlet olması, Türk milletinin kendi topraklarında hâkim olması, hukukun üstün olması ve millî devlet genel ilkelerine dayanmaktır.
Bu renksiz, ideolojisiz, demokratik anayasa yapıcıları mugalata da yapıyorlar. Diyorlar ki: “Biz Atatürk’ün şahsına, devlet kuruculuğuna karşı değiliz. Onun adına yer verilir ama ilkelerine gerek yok. Atatürk kurucumuzdur, kurucu liderimizdir. Elbette Anayasada Atatürk’e vurgu yapılır. Ama Atatürkçülüğe vurgu yapılmasına, ilke ve inkılâplarına ideoloji bağlamında yer verilmesine gerek yoktur... Atatürk hepimizin ortak değeridir.”
Atatürk’ün düşüncelerine, ilkelerine, devlet ve millet anlayışına yer vermedikten sonra sadece adını anmak ne ifade eder? Bunlar, Atatürk’ü tarihsel bir figür olarak tutmak, sadece devleti kurmuştur noktasında bırakmak, ondan öteye taşımamak istiyorlar. Bununla şunu vurgulamak istiyorlar: “Devleti Atatürk kurdu ama onun tesis ettiği kuruluş felsefesinden, anlayışından ve ilkelerinden vazgeçerek bugün biz devleti farklı şekilde yeniden dizayn edeceğiz.”
Atatürk ve millî devlet düşmanlığı Batı kaynaklıdır. 1980’li yıllarda Graham Fuller ve Paul Henze gibi adamların tekrarladıkları bazı sözler var. Şöyle: “Atatürkçülük ölmüştür. Ulus devletler dönemi bitmiştir. Türkiye, Osmanlı gibi çok kültürlü, çok dinli ve çok ırklı bir yapıyı benimsemelidir. Bunun için en iyi yol ılımlı İslam’dır. Etnik kimlikler kendilerini ifade edebilmelidir.”
Batılıların Atatürk düşmanlığını anlamak mümkündür. Çünkü Atatürk’ün emperyalist sömürgeci Batılı devletlere karşı verdiği millî mücadele, İslam ülkelerine örnek olmuş ve onlar da Atatürk’ün açtığı bağımsızlık çığırından giderek üstlerindeki batılı sömürge hâkimiyetinden kurtulmuşlardır. Böylece 1920’lerde Batılıların elindeki 25.5 milyon mil karelik toprak, bugün 12.7 milyon mil kareye düşmüştür. Batı dünyası bu büyük sömürge kaybını hazmedemiyor ve bunun müsebbibi olarak da Atatürk’ü görüyor. O yüzden Avrupa Birliği bize Atatürk’ü duvarlardan, anayasanızdan kaldırın diyor. Emperyalist Batı, haricî bedhahtır, onlarla işbirliği yapan yerli Türk düşmanları dahilî bedhahtır. Peki bunlara destek veren gafil Müslüman Türklere ne oluyor? Bu gafil Türkler, acaba kimin değirmenine su taşıdıklarının farkında mı?
Türk, ya millî kimliğine, Türklüğüne ve Müslümanlığına bir bütün olarak sahip çıkarak var olacaktır, ya da tarihten silinip gidecektir. Bugün Türk, karar verme kavşağındadır.
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.