Türk Edebiyatı'nın haziran sayısı okuyucusuyla buluştu. Dergi, Hasbıhal'de ana hatlarıyla şöyle tanıtılıyor... "Her zaman olduğu gibi bir röportajla başlıyoruz. M. Selim Gökçe, son zamanlarda yayımladığı felsefî eserlerle ve dergimizdeki yazılarıyla öne çıkan Senail Özkan'a, başta Türkiye'de felsefenin durumu olmak üzere, çeşitli felsefe meseleleri hakkında sorular sordu ve doyurucu cevaplar aldı. Özellikle felsefeye meraklı okuyucularımızın bu röportajı zevkle okuyacaklarını zannediyorum. Röportajdan hemen sonra, yazı kurulu üyelerimizden Bahtiyar Aslan'ın "Hurufî Sevda" adlı hikâyesini okuyacak, hat sanatının ve harflerin esrarlı dünyasında gezinirken siz de zamanın durduğunu hissedeceksiniz. Kırgızistan'da yaşayan yazar dostumuz Ahmet Sarıgül de "Dağlar Devrilmesin" başlıklı yazısında, Cengiz Aytmatov'un henüz Türkçeye çevrilmeyen Kar Parsı adlı son romanını, yazarıyla yapılmış bir röportajdan da yararlanarak değerlendirdi. Prof. Dr. İnci Enginün hocamız ise "okuma" kavramını ve okuma yöntemlerini enine boyuna analiz etti. Dr. Berat Demirci de, "kitap-toplum ilişkisine dair ontolojik bir değerlendirme"de bulunuyor. Deniz Özbeyli, çarpıcı denemesinde insanın ölüm karşısındaki çaresizliğini anlatıyor, Erdal Karaman da Azerbaycan'da şiire ve şaire nasıl değer verildiğini? Hülya Atakan, Beşiktaş'ta yaptıkları bir grup gezisi sırasında, Ihlamur'da meşhur köşkleri gezerken rehberin Abdülmecid'den söz etmesi üzerine, 2000 yılında gezdiği "Padişahın Portresi" sergisini hatırlıyor ve bu sergide gördüğü padişah portrelerini seyrederken neler hissettiğini, neler düşündüğünü anlatıyor. İlginizi çekeceğini zannettiğimiz yazılardan biri de Hacı Ârif Bey hakkında. Güçlü bir hattat ve titiz bir araştırmacı olan Talip Mert, büyük bestekâr hakkında arşivde bulduğu şaşırtıcı bir belgeyi Türk Edebiyatı okuyucularıyla paylaşmak istedi."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.