Türkiye ve Ortadoğu

Bölgemizin geleceği aslında Türkiye'nin alacağı tavra bağlıdır. Türkiye neyi işaret edecek? Türkiye nasıl davranacak? Türkiye hangi pozisyonu alacak? Bütün bunlar bölgemiz ve hatta bir adım daha ileriye götüreyim dünyamız için çok önemli sorulardır. Çünkü bölgemizin en önde gelen ülkesi Türkiye'dir ve hatta Asya'nın Afrika'nın ve Balkanlar'ın önde gelen ülkesi Türkiye'dir. Bahsi geçen bölgelerle olan tarihi geçmişimizi de düşünecek olursanız söylediklerimin yabana atılacak konular olmadığı sonucuna varabilirsiniz. 

Gün geçmiyor ki ülkemizi veya bölgemizi ilgilendiren gelişmeler yaşanmasın. Sürekli bunu ifade ediyorum. ABD'nin kendisine yeni bir vatan arayışı içerisinde olduğunu yıllardır ifade ediyoruz ve bunun içinde en uygun bölgenin Ortadoğu coğrafyası olduğu açıktır. Bu açıdan Türkiye'nin alacağı tavır gerçekten de özellikle bölge ülkeleri ve dünya ülkelerinde yakından ilgilendiriyor. 

Eğer ülkemiz ABD'nin veya herhangi yabancı bir ülkenin işgalci bir tutumla bölgemizde olmasını kabul etmez ise bunun gerçekleşme ihtimali yoktur. Zira Türkiye az önce de ifade ettiğim gibi geçmişimizde göz önünde bulundurulacak olursa bölgede dengeleri değiştirebilecek tek ülkedir. Fakat bunu derken elbette güçlü bir askeri yapı, güçlü bir ekonomi ve gücünün zirvesinde bir Türk milletinden bahsediyorum. 

Papa bile Irak topraklarına teftişe geldiğine göre durum sandığımızdan daha da ciddi. Zannım o ki işgal edilen Irak topraklarındaki durumu bizzat görmeye geldi. 

Daha önceki yazılarımda ifade etmiştim. Önemine binaen bir kere daha yineliyorum. Yanıbaşımızda Yunanistan'da ABD askeri varlığını artırıyor ve hatta enerji üzerine çalışmalar da bulunuyor. Güney Kıbrıs'ı da içine alacak şekilde birtakım oluşumlar gündemde. Suriye'nin halini biliyorsunuz. Irak zaten ABD'nin güdümünde. İran'ın ise uluslararası ambargolar sebebiyle ekonomisi zor durumda. 

Düşünün ki işte bir işte böyle bir coğrafyanın ortasında da ülkemiz var. ABD her bir tarafımızı kuşatmış durumda. Bu nedenle ne AB ne ABD, tam bağımsız Türkiye demekten başka çıkar yolumuz yoktur. 

Bunu sağlamanın yolu da Prof. Dr Haydar Baş Bey'e ait olan Milli Ekonomi Modelini uygulamaktan geçmektedir. Zira Milli Ekonomi Modeli ile halledilemez gibi görülen sorunların tamamı halledilebilir. Yapılan uluslararası kongrelerde birçok bilim adamı bunu dile getirdi. 

Böyle bir model elimizde varken neden bunu uygulamıyoruz? Neden "Milli Ekonomi Modelini uygulayacağım" diyen BTP lideri Hüseyin Baş'ı görmüyoruz?