Türkler hiç bilmezler uzaktan

Zebercet Coşkun, Haçin (1975) adlı gerçek belgelere dayanan romanında Ermeni terör örgütlerinin ve çetelerinin işgal ve Millî Mücadele döneminde Fransızların himayesinde Türkleri nasıl bir katliamdan geçirdiklerini anlatır. O zamanki Haçin, Adana'nın bugünkü Saimbeyli ilçesidir. Romanda tarihî bir gerçekliğe yer verilir. O da yerli Osmanlı vatandaşı olan Ermenilere Fransız üniforması giydirip, Fransız askeri kılığında Türklere saldırtılmasıdır. Amaç, Türkleri toptan yok etmek yani soykırımdır. Bu mesele, Haçin kaymakamı Çalyan Karabit tarafından şöyle aktarılır:"Boz renkli elbiseleriyle geçiyor askerler. Bir ara her şeyi unuttum da, gerçekten yardım gelmiş gibime geldi. Gerçek Fransız askeri sandım onları? Belki de coşkunluk daha çok bu yüzden. Halk da benim gibi hayale kapıldı, her şeyi gerçek sandı birden... Evcilik oynayan çocuklar gibiyiz. Yalan olduğunu biliriz de yine yürekten kaptırırız kendimizi gördüklerimize. Güleriz, ağlarız, oyun ne gerektiriyorsa onu yaparız? Gerçek kahkahalarla, gerçek gözyaşlarıyla? Fransız askerini selamlamak geliyor içimden. Pencerenin önündeyim. Şapkalarını beğenmiyorum, pek olmamış ama anlayan olmaz; hele İslamlar (Türkler) hiç bilmezler uzaktan." (s.212)O zaman Türk milletini doğrudan doğruya ortadan kaldırıp yok etmek için, Türklere soykırım uygulamak için emperyalist Haçlı Batı, Osmanlı vatandaşı olan Ermenilere Fransız üniforması giydirip Fransız silahı vererek üzerimize gönderiyorlardı. Ayrıca alay eder gibi nasıl olsa Türkler bu oyunu anlamazlar, bilmezler, fark etmezler diyorlardı.Emperyalist Haçlı Batı, şimdi taktik değiştirdi. Günümüzde Türk vatandaşı olan içimizden birilerine, hatta öz be öz Türklere yine emperyalist batının ideoloji, felsefe, inanç ve kültür üniformalarını giydiriyorlar, Batı paralarıyla, makam mevki ve unvanlarıyla silahlandırıyorlar. Bu sefer karşımıza silahlı asker olarak değil; gazeteci, televizyoncu, romancı, siyasetçi, sivil toplumcu, uzman azman, akademisyen etiketli entelektüel şövalyeler halinde çıkıyorlar ve Müslüman Türk milletinin millî, dinî kimliğine, kurumlarına, bağımsız millî Türk devletine ve değerlerine saldırıyorlar. Hatta bu modern entelektüel şövalyeleri Türkler bilmesin, anlamasın, tanımasın diye Müslüman ve Türk görünümlü kişilerden ayarlıyorlar. Onlara kendi batıl siyasetleri, ideolojileri ve fikirlerinden oluşan Haçlı Siyonist üniformalarını ya da mankurtluk külahını giydirip halkımız arasına salıyorlar. Bunlar, hergün onlarca televizyon ve gazete köşelerini işgal etmiş olan PKK, Amerika ve Avrupa Birliği adına propaganda yapan emperyalizmin sözcüleridir. Romanda geçen patron ya da efendi Haçin kaymakamı Çalyan Karabit'in şu sözünü bugüne uyarlayalım. Bugün de patron Amerika ve Avrupa, içimizden ayarlayıp görevlendirdikleri etki ajanlarını, Türk milletinin millî ve manevî değerlerini yok ederek kültürel soykırım yapmakla görevli bu dahilî bedhahları zaman zaman pek beğenmiyorlar, yeterli görmüyorlar ve şöyle diyorlar: "Şapkalarını (ideolojik deli gömleklerini) beğenmiyorum, pek olmamış ama anlayan olmaz; hele İslamlar (Türkler) hiç bilmezler uzaktan."Türkler gerçekten yüzde yüz Türk ve Müslüman oldukları zaman öyle bir anlarlar ve bilirler ki tarihi yine tekerrür ettirirler. Millî Mücadele döneminde nasıl anladılar, farkına vardılar ve gereğini yaptılarsa bugün de yapacaklardır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın.