Doğum yeri üzerine türlü görüşler ileri sürülür. Bahçe ilçesinin Farsak köyünde doğduğu ve Sailoğulları ailesinden olduğu... Kozan'a bağlı Feke ilçesinin Gökçe köyünde doğduğu... Barak ya da Tusabelli Türkmenlerinden geldiği... Gökçeli'de doğduğu... Rüs Türkolog Radlıf'a göre de Belgrad'lı olduğu, bir sevda uğruna İsmail adlı adını değiştirerek. Karacaoğlan adıyla yâri İstemiken Sultanın peşinde diyâr diyâr dolaştığı... Bu farklı savların bir kaçıdır.
Mezarı da kesin olarak bilinmeyen ozanın, İçel'in Mut ilçesinin Çukur Köyündeki bir tepeye Karacaoğlan tepesi denilidiğinden burada yattığı varsayılmaktadır. Fakat bütün bu değişik görüşlerin ortak yanı Güney Anadolu'da yoğunlaşmakta ve ozanın Güney illerimizdeki kenar-göçer Türkmenlerden olduğu kesinlik kazanmaktadır.
Kozanoğulları'nın derebeylik döneminde her nedense öldürülmek istüendiği, Van'a kaçarak canını kurtardığı söylenmektedir. Adana, Diyarbakır, Kayseri, Mardin, Ankara, Tokat, Bor, Aydın, Hama, halep, Mısır, Tuna boyları içinde, Osmanlı ülkesini adım adım dolaştığı bilinir.
Karacaoğlan, kendi adına verdiği bir beste ve makamın da sahibidir. Divan edebiyatının etkisinde kalmamış tek halk ozanıdır. Dili duru Türkçe'dir. Hemen hemen tümünü hece ölçüsünün 11'li (6+5) ve 8'li (4+4) kalıplarıyla yazdığı şiirlerinin konusu tasavvuf ve tekke değil insan ve tabiat sevgisiyle koşmaları, türküleriyle üç yüz yıldır Türk halkının gönlünde ve dilinde yaşayan bu değerli ozanımızın bir şiiri ile yazımızı noktalayalım.
Ilgıt ılgıt esen seher yelleri
Esüp esüp yâre değmeli değil
Ak elleri elvan elvan kınalı
Karadır gözleri, sürmeli değil
Yağdırır yağmuru, yeli esdirir
Kimini güldürür, kimin küsdürür
Kadir Mevlâm kısmet ise gösterir
Sevmeli güzeli, övmeli değil
Turnalar katarla havada kışlar
Bak, başıma geldi gördüğüm düşler
Size derim size, yiğit yoldaşlar
Sözü yalan yâri sevmeli değil
Karacaoğlan der ki konup göçmedim
Yâr elinden dolu bâde içmedim
Fırsat elde iken alıp kaçmadım
Öldürmeli beni, dövmeli değil.