Yeni dünya düzeni olarak da adlandırılan bu ortamda, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) da tavsiye veya zorlamaları yüzünden ulusal para birimlerini olması gerekenin çok altında tutuyorlar.
IMF, cari açığı en kolay kapatma yolunu döviz fiyatlarını yükseltmekte buluyor. Bu politikasını da sıkıntıya giren ülkelere uyguluyor. Türkiye'de de sabit kur dönemlerinde yaşanan krizlerde ilk olarak devalüasyon yoluna gidildi ve TL'nin değeri olağanüstü ölçülerde düşürüldü. Şubat 2001 krizinde de döviz fiyatları dalgalanmaya bırakıldı ve yine yüksek oranlı devalüasyon yaşandı. Bunun neticesinde cari işlemler açığı kapandı.
Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerin bu politikayı, yani yüksek kur politikasını uygulaması bu ülkelerin ayakta kalması sağlıyor ama karşılığında dolar cinsinde fakirleşme getiriyor. Bu durum,atınalma gücü paritesiyle gayri safi milli hasılalarında (S-GSMH), cari GSMH'leri karşılaştırmasında çok net olarak saptanıyor. Gelişmiş ülkelerin hepsinde cari GSMH ile S-GSMH arasında çok büyük bir fark bulunmuyor. Buna karşın geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde cari GSMH, S-GSMH çok altında kalıyor. Dünya Bankası'nın 200 raporunda bulunan 2000 yılı verileriyle yapılan hesaplamalara göre, yüksek kur politikası nedeniyle bazı ülkelerin cari GSMH'leri S-GSMH'lerinin 10'da birine (Kırgızistan) kadar iniyor. Çünkü dolar cinsinden cari GSMH o ülkenin parasıyla hesaplanan GSMH'nin cari kurdan dolara bölünmesiyle elde edilien, dolar cinsinden S-GSMH, alım gücünü esas alıyor ülkenin GSMH'sinin, ABD'deki fiyatlarla hesaplanmasını içeriyor. Bu nedenle S-GSMH, kurdaki oynamalardan pek fazla etkilenmiyor. Buna karşın cari GSMH, ekonomide gerileme olmasa da yüzde 20 devalüasyon yaşanması durumunda otomatik olarak yüzde 20 düşüyor. Örneğin Türkiye'de 2001 yılında GSMH reel olarak yüzde 9,4 geriledi ama yaşanan devalüasyon nedeniyle cari GSMH, 3'te 1 oranında daha fazla (202,1 milyar dolardan148,2 milyar dolara) düştü.
Çin, ABD'nin yarısı kadar üretiyor ama para etmiyor
2000 yılında 459 milyar dolarlık S-GSMH ile Yunanistan'ın (178 milyar dolar) 2,6 katı mal ve hizmet üreten Türkiye de 202,1 milyar dolar olan cari GSMH ile bu ülkeden (Yunanistan'ınki 126,3 milyar dolar) sadece 1,6 kat fazla bir GSMH seviyesine sahip oluyor. Bu açıdan bakıldığında, Japonya, viçre, Danimarka, Norveç, İsveç, İzlanda, İngiltere, Finlandiya, Hong Kong ve Almanya'da genel fiyat seviyesi ABD'den yüksek, diğer bütün ülkelerde şu veya bu şekilde düşük durumda. ABD genel fiyat seviyesi 100 iken, Japonya'da bu oran 131,5, İsviçre'de 125,3, Danimarka'da 118,5, Norveç'te 116,5, sveç'te 113,2 iken, Yunanistan'da 70,9, Güney Kore' 51,5, Brezilya'da 49, Polonya'da 46,6, Türkiye'de 44,1 düzeyinde. 2001 yılında yaşanan kriz sonrası Türkiye'de bu oranın 30-35'lere indiği, 2002 yılında yine eski seviyelerine (40-45) çıkacağı tahmin ediliyor. Bu oran Çin'de 21,4, Rusya'da 20,7, Hindistan'da 19,2, Kırgızistan'da 10,6'ya kadar inir. Buna göre, 2000 yılında dolar bazında genel fit seviyesi en yüksek ülke Japonya, en düşük ülke ise Kırgızistan oldu.
IMF, cari açığı en kolay kapatma yolunu döviz fiyatlarını yükseltmekte buluyor. Bu politikasını da sıkıntıya giren ülkelere uyguluyor. Türkiye'de de sabit kur dönemlerinde yaşanan krizlerde ilk olarak devalüasyon yoluna gidildi ve TL'nin değeri olağanüstü ölçülerde düşürüldü. Şubat 2001 krizinde de döviz fiyatları dalgalanmaya bırakıldı ve yine yüksek oranlı devalüasyon yaşandı. Bunun neticesinde cari işlemler açığı kapandı.
Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerin bu politikayı, yani yüksek kur politikasını uygulaması bu ülkelerin ayakta kalması sağlıyor ama karşılığında dolar cinsinde fakirleşme getiriyor. Bu durum,atınalma gücü paritesiyle gayri safi milli hasılalarında (S-GSMH), cari GSMH'leri karşılaştırmasında çok net olarak saptanıyor. Gelişmiş ülkelerin hepsinde cari GSMH ile S-GSMH arasında çok büyük bir fark bulunmuyor. Buna karşın geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde cari GSMH, S-GSMH çok altında kalıyor. Dünya Bankası'nın 200 raporunda bulunan 2000 yılı verileriyle yapılan hesaplamalara göre, yüksek kur politikası nedeniyle bazı ülkelerin cari GSMH'leri S-GSMH'lerinin 10'da birine (Kırgızistan) kadar iniyor. Çünkü dolar cinsinden cari GSMH o ülkenin parasıyla hesaplanan GSMH'nin cari kurdan dolara bölünmesiyle elde edilien, dolar cinsinden S-GSMH, alım gücünü esas alıyor ülkenin GSMH'sinin, ABD'deki fiyatlarla hesaplanmasını içeriyor. Bu nedenle S-GSMH, kurdaki oynamalardan pek fazla etkilenmiyor. Buna karşın cari GSMH, ekonomide gerileme olmasa da yüzde 20 devalüasyon yaşanması durumunda otomatik olarak yüzde 20 düşüyor. Örneğin Türkiye'de 2001 yılında GSMH reel olarak yüzde 9,4 geriledi ama yaşanan devalüasyon nedeniyle cari GSMH, 3'te 1 oranında daha fazla (202,1 milyar dolardan148,2 milyar dolara) düştü.
Çin, ABD'nin yarısı kadar üretiyor ama para etmiyor
2000 yılında 459 milyar dolarlık S-GSMH ile Yunanistan'ın (178 milyar dolar) 2,6 katı mal ve hizmet üreten Türkiye de 202,1 milyar dolar olan cari GSMH ile bu ülkeden (Yunanistan'ınki 126,3 milyar dolar) sadece 1,6 kat fazla bir GSMH seviyesine sahip oluyor. Bu açıdan bakıldığında, Japonya, viçre, Danimarka, Norveç, İsveç, İzlanda, İngiltere, Finlandiya, Hong Kong ve Almanya'da genel fiyat seviyesi ABD'den yüksek, diğer bütün ülkelerde şu veya bu şekilde düşük durumda. ABD genel fiyat seviyesi 100 iken, Japonya'da bu oran 131,5, İsviçre'de 125,3, Danimarka'da 118,5, Norveç'te 116,5, sveç'te 113,2 iken, Yunanistan'da 70,9, Güney Kore' 51,5, Brezilya'da 49, Polonya'da 46,6, Türkiye'de 44,1 düzeyinde. 2001 yılında yaşanan kriz sonrası Türkiye'de bu oranın 30-35'lere indiği, 2002 yılında yine eski seviyelerine (40-45) çıkacağı tahmin ediliyor. Bu oran Çin'de 21,4, Rusya'da 20,7, Hindistan'da 19,2, Kırgızistan'da 10,6'ya kadar inir. Buna göre, 2000 yılında dolar bazında genel fit seviyesi en yüksek ülke Japonya, en düşük ülke ise Kırgızistan oldu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.