Üniversite ve liseye girecek öğrenciler hayli terleyecek. Soruları yanıtlarken zorlanacaklar. İşi zora sokan başka etkenler de var.
En başta kendilerini önceden ilan edilen sınav tarihine göre hazırlama sürecine giren öğrenciler, sınav tarihinin öne alınmasıyla sıkıntıya girecek. Bu sıkıntı sınava hazırlanma bakımından olacağı gibi, sınav tarihine göre program yapan, çalışmakta olan gençlerimizi de müşkül durumda bırakacaktır.
Bütün bunların getireceği psikolojik travma da işin cabası. Bir de salgının kol gezdiği ortamda nasıl bir sınav uygulaması olacak? Sağlık durumlarıyla ilgili riskler nasıl bertaraf edilecektir.
Alelacele okulların tatil edilmesi, Liselere Geçiş (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları (YKS) sınavlarının Haziran'a alınmasının sebebi turizm politikası. "Tatilin uzaması turizmi canlandıracak" düşüncesi baskın çıkmış görünüyor. Eğlence, dinlenme, seyahat özgürlüğünü anladık. Anlamadığımız bunların yaşam hakkından daha önce mi geldiği!..
Sporun pek çok dalında sezon kapatılmışken meşin yuvarlağa tanınan ayrıcalık da aynı şeyleri düşündürüyor.
Sınavların öne çekilmesinden tutun da futbol maçlarının ertelenmemesi, hatta Temmuz gibi seyircili oynanma ihtimalinden bahsedilmesine kadar yaşadığımız olayların arkasında yatan gerçek ekonomik kriz görünüyor. Eğitim açısından turizm politikası… Futbol açısından yayıncı kuruluşların, bahis şirketlerinin, sermaye gruplarının baskısı… Ve nihayetinde ekonomik krizin sağlık krizinin önüne geçtiği gerçeği.
Ekonomik kriz öne geçiyorsa;
Salgın nedeniyle uzaktan eğitimin başlatıldığı süreçte yüz binlerce öğrenci maddi imkânsızlık nedeniyle buna erişememişken…
Koronavirüs nedeniyle işsiz kalan ailelerin çocukları sınav ücretini yatırma imkânından mahrum kalmışken…
Sağlıktan önce ekonomiyi önemseyen devletin bu öğrencilere destek sağlaması gerekmez mi?
O devletin adı sosyal devlettir.
Sosyal devlet tartışılıyorsa sosyal adalet sorgulanır.
Trajedi ortada: Sınava girecek öğrenciler eşit koşullarda hazırlanamıyorlar. Eşitlikçi düzenin sağlanması, Anayasasında "sosyal devlet" ilkesi yazan ülkenin Yönetim Kurulu yani siyasal iktidarın görevidir (Anayasa/madde: 5 ve 65).
Ekonomik eşitsizlikle mücadele esas olmalıdır.
Toplumsal hareketliliği ve fırsat eşitliğini teşvik eden eğitim politikaları gelir eşitsizliğini azaltma ve iyi işlere erişimin kolaylaşmasında kilit önem taşır. Okulların tatil edilmesi, sınav tarihlerinin değiştirilmesinden öte oluşturulacak milli eğitim politikaları üzerinde durulmalıdır.
Gençlik haftası içinde bulunmaktayız. Geçmişten ve yaşadığımız olağanüstü durumdan alınacak ders: Devletin geleceğe yatırım yapmasıdır.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023