AKP Hükümeti kamunun elindeki bankaları yabancılara satmaya hazırlanırken, IMF programının uygulandığı ülkelerde yabancı bankalar ekonomiyi tarumar ediyor. Brezilya, Arjantin, Meksika örnekleri bu açıdan çarpıcı
AKP Hükümeti'nin önümüzdeki 3 yıl boyunca uygulayacağı IMF programının başlıca ayaklarından birini Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank gibi kamu bankalarının yanı sıra Yapı Kredi gibi bazı özel bankaların yabancılara satılması oluşturuyor. Ayrıca AKP yönetimi, Türk telekom, TÜPRAŞ, Petkim, Erdemir Çelik Fabrikası gibi türk sanayiinin omurgasını oluşturan kuruluşları yabancılara satmak için çalışmalarını sürdürüyor. Acaba bu satışlar Türkiye'yi nasıl etkileyecek? Türkiye Bankalar Birliği Bankacılık ve Araştırma Grubu'ndan Pelin Ataman Erdönmez'in "Finansal Krizler Sonrası Gelişmekte Olan Ülkelerde Yabancı Bankalar" konulu çalışması, yabancı bankaların gelişmekte olan ülkelerde yol açtığı tahribatı gözler önüne seriyor.
İşte Brezilya örneği
Geçtiğimiz hafta artık IMF ile çalışmayacağını açıklayan Brezilya, yabancı bankaların faaliyetlerinden en çok etkilenen ülkelerden birini teşkil ediyor. Brezilya'da yabancı bankaların sisteme girmesiyle bu bankaların toplam mevduat ve krediler içindeki payı, Aralık 1996'da yüzde 4.4 ve yüzde 9.8'den Aralık 2001'de yüzde 19.8 ve 27.4'e yükseldi. Brezilya bankacılık sektörüne yabancı bankaların girmesi gerek sektörde gerekse ekonomide finansal istikrarın sağlanmasında etkili olmadı. Brezilya'da yabancı bankaların sektöre girmesiyle, kredi hacminin artması, portföy tercihlerinin çeşitlenmesi, finansal sektörün sağlamlığının temin edilmesi ile etkinliğinin daha fazla artması gibi beklentiler tam anlamıyla gerçekleşmedi. Ayrıca, Brezilya'da yabancı bankaların finansal krizleri önlediğine ilişkin somut bir veri de bulunmadı.
Arjantin de aynı
2001 yılında halkın IMF programlarını protesto etmek için sokaklara döküldüğü Arjantin'de de tablo çok farklı değil. Arjantin'de Brezilya'ya benzer şekilde liberalizasyon süreci sonrasında bankacılık sektöründe yabancı bankaların ağırlığı arttı. Arjantin'de yabancıların bankacılık sektörüne girmeleriyle mevduat ve kredilerdeki payları Kasım 1994'de sırasıyla yüzde 16.1 ve yüzde 16.2'den Aralık 2001'de yüzde 51.8 ve 48.4'e yükseldi. Sektörde yabancıların ağırlığının artması beraberinde dolarizasyon sürecini de getirdi. Arjantin'de bankacılık sektörünün yarısı yabancı bankaların kontrolünde bulunuyor. Brezilya gibi Arjantin'de de yabancı banka girişi, sektörün istikrarını sağlanması ve etkinliğinin artırılması açısından beklentileri karşılamadı. Yabancı banka girişinin finansal sistemi güçlendirdiği ve ödemeler dengesi krizini önlediğine ilişkin elde bulgu bulunmadığı kaydedildi.
Cezaevleri
çoçukla doluyor
İstanbul Bayrampaşa Kapalı Cezaevi'nde, çocuk bölümünün kapıları Mart ayında, her yedi saatte bir suça itilen yeni bir çocuk için açıldı. Bayrampaşa'da koğuşlar tıklım tıklım, her koğuşta 80 çocuk kalıyor. 400 çocuğun bulunduğu tutukevinde sadece bir psikolog var.
İdareciler göre, bir kez hırsızlık işleyip tutukevine gelen çocuk, içeriden dışarıya eğitilmiş olarak çıkıyor. Bir süre sonrada tekrar aynı suçtan yeniden tutukevine dönüyor. İşlenen çeşitli suçlar nedeniyle haklarında dava açılan çocuklar, yargılama süreci boyunca kapalı cezaevlerinde kalıyor. Bunlardan en büyüğü de Bayrampaşa H tipi Kapalı Cezaevi.
Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi boşaltılanca çocuklar geçici süre için buraya getirildi. Ama geçici sürenin de ne zaman sona ereceği belirsiz. Mart ayı boyunca Bayrampaşa Cezaevi'nden 102 çocuk tahliye oldu. Aynı ayda tutuklanan çocuk sayısı ise 97. Yani tutukevinin kapıları her yedi saatte bir suça itilen yeni bir çocuk için açıldı.
AKP Hükümeti'nin önümüzdeki 3 yıl boyunca uygulayacağı IMF programının başlıca ayaklarından birini Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank gibi kamu bankalarının yanı sıra Yapı Kredi gibi bazı özel bankaların yabancılara satılması oluşturuyor. Ayrıca AKP yönetimi, Türk telekom, TÜPRAŞ, Petkim, Erdemir Çelik Fabrikası gibi türk sanayiinin omurgasını oluşturan kuruluşları yabancılara satmak için çalışmalarını sürdürüyor. Acaba bu satışlar Türkiye'yi nasıl etkileyecek? Türkiye Bankalar Birliği Bankacılık ve Araştırma Grubu'ndan Pelin Ataman Erdönmez'in "Finansal Krizler Sonrası Gelişmekte Olan Ülkelerde Yabancı Bankalar" konulu çalışması, yabancı bankaların gelişmekte olan ülkelerde yol açtığı tahribatı gözler önüne seriyor.
İşte Brezilya örneği
Geçtiğimiz hafta artık IMF ile çalışmayacağını açıklayan Brezilya, yabancı bankaların faaliyetlerinden en çok etkilenen ülkelerden birini teşkil ediyor. Brezilya'da yabancı bankaların sisteme girmesiyle bu bankaların toplam mevduat ve krediler içindeki payı, Aralık 1996'da yüzde 4.4 ve yüzde 9.8'den Aralık 2001'de yüzde 19.8 ve 27.4'e yükseldi. Brezilya bankacılık sektörüne yabancı bankaların girmesi gerek sektörde gerekse ekonomide finansal istikrarın sağlanmasında etkili olmadı. Brezilya'da yabancı bankaların sektöre girmesiyle, kredi hacminin artması, portföy tercihlerinin çeşitlenmesi, finansal sektörün sağlamlığının temin edilmesi ile etkinliğinin daha fazla artması gibi beklentiler tam anlamıyla gerçekleşmedi. Ayrıca, Brezilya'da yabancı bankaların finansal krizleri önlediğine ilişkin somut bir veri de bulunmadı.
Arjantin de aynı
2001 yılında halkın IMF programlarını protesto etmek için sokaklara döküldüğü Arjantin'de de tablo çok farklı değil. Arjantin'de Brezilya'ya benzer şekilde liberalizasyon süreci sonrasında bankacılık sektöründe yabancı bankaların ağırlığı arttı. Arjantin'de yabancıların bankacılık sektörüne girmeleriyle mevduat ve kredilerdeki payları Kasım 1994'de sırasıyla yüzde 16.1 ve yüzde 16.2'den Aralık 2001'de yüzde 51.8 ve 48.4'e yükseldi. Sektörde yabancıların ağırlığının artması beraberinde dolarizasyon sürecini de getirdi. Arjantin'de bankacılık sektörünün yarısı yabancı bankaların kontrolünde bulunuyor. Brezilya gibi Arjantin'de de yabancı banka girişi, sektörün istikrarını sağlanması ve etkinliğinin artırılması açısından beklentileri karşılamadı. Yabancı banka girişinin finansal sistemi güçlendirdiği ve ödemeler dengesi krizini önlediğine ilişkin elde bulgu bulunmadığı kaydedildi.
Cezaevleri
çoçukla doluyor
İstanbul Bayrampaşa Kapalı Cezaevi'nde, çocuk bölümünün kapıları Mart ayında, her yedi saatte bir suça itilen yeni bir çocuk için açıldı. Bayrampaşa'da koğuşlar tıklım tıklım, her koğuşta 80 çocuk kalıyor. 400 çocuğun bulunduğu tutukevinde sadece bir psikolog var.
İdareciler göre, bir kez hırsızlık işleyip tutukevine gelen çocuk, içeriden dışarıya eğitilmiş olarak çıkıyor. Bir süre sonrada tekrar aynı suçtan yeniden tutukevine dönüyor. İşlenen çeşitli suçlar nedeniyle haklarında dava açılan çocuklar, yargılama süreci boyunca kapalı cezaevlerinde kalıyor. Bunlardan en büyüğü de Bayrampaşa H tipi Kapalı Cezaevi.
Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi boşaltılanca çocuklar geçici süre için buraya getirildi. Ama geçici sürenin de ne zaman sona ereceği belirsiz. Mart ayı boyunca Bayrampaşa Cezaevi'nden 102 çocuk tahliye oldu. Aynı ayda tutuklanan çocuk sayısı ise 97. Yani tutukevinin kapıları her yedi saatte bir suça itilen yeni bir çocuk için açıldı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.