Türkiye'nin yaşadığımız bu günler itibarıyle gidişatının bir olumsuzluklar portresi oluşturduğu ve bir meseleler yumağı haline geldiği muhakkak.
Memleketimiz deki temel sıkıntılar giderek ağırlaşmakta ve kangrenleşmektedir.
Manzara oldukça sıkıntılı bir hal arzetmektedir.
Enflasyon, yolsuzluklar, dış odakların kışkırtması sonucu iç barış, birlik ve bütünlüğümüzün ciddi tehdit altında olması, pahalılık, işsizlik ve yolsuzluğun artması, eğitim, adalet sağlık kurumlarının fonksiyonlarını sağlıklı bir biçimde yerine getirememesi ülke meselelerinin bir bölümü.
İnsanımızın kendine güveni azalmıştır, ahlâki değerler çöküntüye uğramıştır, inkültürasyon faaliyetleri milli kimliğimizi yok etmiştir.
Yanlış politikalar, Türkiye'ye sürekli bir şekilde içte ve dışta itibar kaybetmektedir.
Küreselleşme ve AB süreci ile ülkemize adeta yeni bir Sevr dayatılmaktadır.
Bu noktada 1700'lü yılların İngiliz ajan misyoneri Humpher'a Sömürgeler Bakan Yardımcısı'nın anlattıklarını incelemek çok yerinde olur.
"Yapılması gereken işlerin yapılması esnasında siz yalnız olmayacaksınız. Son derece samimi ve sadık meslektaşlarınızdan beş bin kişi tüm İslam ülkelerinde bu planların uygulanmasında size yardım edeceklerdir. Sömürgeler Bakanlığı bu alanda gelişme kaydedildiği taktirde bu sayıyı yüz bine çıkarmayı düşünmektedir. Böyle bir grubu yetiştirmede ve gerekli yerlere yerleştirmede de muvaffak olduğumuzda hiç kuşku yok ki tüm İslam topraklarına musallat olacağız.
Ben sana müjde veriyorum, bir asır zarfında istediklerimize kavuşacağız.
Eğer bugünkü İngiliz nesli gelecekteki zaferleri göremeyecek olsalar bile sonraki evlatlarımız bu mutlu günleri göreceklerdir. Ne güzel söylemiş İran atasözü; öncekiler ekti biz yedik, şimdi biz ekiyoruz, gelecektekiler yesin diye.
Bu işte pek acelemiz yoktur. B. Britanya Devleti ciddi bir mütalaa ve çok iyi bir planlama ile İslam'ın yok edilişi için adım atacaktır. Ve düzenli ve dakik planların uygumlanmasını sabırla izleyecektir. Sonunda amacına ulaşacaktır. Tabii ki zaruret icap ettiği zamanlar ateşli silahlarımızla da saldıracağız. Ancak savaş son başvuracağımız yoldur."
Bu planlar o günden bugüne adım adım uygulamaya konuluyor. Bunu çok iyi görmek ve buna göre bir politika izlemek devlet olarak bizim mecburiyetimizdir.
Memleketimiz deki temel sıkıntılar giderek ağırlaşmakta ve kangrenleşmektedir.
Manzara oldukça sıkıntılı bir hal arzetmektedir.
Enflasyon, yolsuzluklar, dış odakların kışkırtması sonucu iç barış, birlik ve bütünlüğümüzün ciddi tehdit altında olması, pahalılık, işsizlik ve yolsuzluğun artması, eğitim, adalet sağlık kurumlarının fonksiyonlarını sağlıklı bir biçimde yerine getirememesi ülke meselelerinin bir bölümü.
İnsanımızın kendine güveni azalmıştır, ahlâki değerler çöküntüye uğramıştır, inkültürasyon faaliyetleri milli kimliğimizi yok etmiştir.
Yanlış politikalar, Türkiye'ye sürekli bir şekilde içte ve dışta itibar kaybetmektedir.
Küreselleşme ve AB süreci ile ülkemize adeta yeni bir Sevr dayatılmaktadır.
Bu noktada 1700'lü yılların İngiliz ajan misyoneri Humpher'a Sömürgeler Bakan Yardımcısı'nın anlattıklarını incelemek çok yerinde olur.
"Yapılması gereken işlerin yapılması esnasında siz yalnız olmayacaksınız. Son derece samimi ve sadık meslektaşlarınızdan beş bin kişi tüm İslam ülkelerinde bu planların uygulanmasında size yardım edeceklerdir. Sömürgeler Bakanlığı bu alanda gelişme kaydedildiği taktirde bu sayıyı yüz bine çıkarmayı düşünmektedir. Böyle bir grubu yetiştirmede ve gerekli yerlere yerleştirmede de muvaffak olduğumuzda hiç kuşku yok ki tüm İslam topraklarına musallat olacağız.
Ben sana müjde veriyorum, bir asır zarfında istediklerimize kavuşacağız.
Eğer bugünkü İngiliz nesli gelecekteki zaferleri göremeyecek olsalar bile sonraki evlatlarımız bu mutlu günleri göreceklerdir. Ne güzel söylemiş İran atasözü; öncekiler ekti biz yedik, şimdi biz ekiyoruz, gelecektekiler yesin diye.
Bu işte pek acelemiz yoktur. B. Britanya Devleti ciddi bir mütalaa ve çok iyi bir planlama ile İslam'ın yok edilişi için adım atacaktır. Ve düzenli ve dakik planların uygumlanmasını sabırla izleyecektir. Sonunda amacına ulaşacaktır. Tabii ki zaruret icap ettiği zamanlar ateşli silahlarımızla da saldıracağız. Ancak savaş son başvuracağımız yoldur."
Bu planlar o günden bugüne adım adım uygulamaya konuluyor. Bunu çok iyi görmek ve buna göre bir politika izlemek devlet olarak bizim mecburiyetimizdir.
Ali Haydar Aktaş / diğer yazıları
- IMF'nin kurban listesi / 05.11.2002
- Misyonerler, yarınlarımızı karartıyor / 02.11.2002
- Türkler geliyor / 31.10.2002
- ABD, yeni bir mâsum katliamına hazırlanıyor / 21.10.2002
- Vatandaş, BTP gerçeğinin farkında / 18.10.2002
- Milletin geleceğini düşünen tek parti BTP / 16.10.2002
- Milletin başına 'Baş' geliyor / 11.10.2002
- Batı'nın sömürge anlayışında dinin fonksiyonu / 28.09.2002
- Bağımsızlıkbir milletin vazgeçilmezidir / 26.09.2002
- Milli ekonomi şart / 20.09.2002
- Misyonerler, yarınlarımızı karartıyor / 02.11.2002
- Türkler geliyor / 31.10.2002
- ABD, yeni bir mâsum katliamına hazırlanıyor / 21.10.2002
- Vatandaş, BTP gerçeğinin farkında / 18.10.2002
- Milletin geleceğini düşünen tek parti BTP / 16.10.2002
- Milletin başına 'Baş' geliyor / 11.10.2002
- Batı'nın sömürge anlayışında dinin fonksiyonu / 28.09.2002
- Bağımsızlıkbir milletin vazgeçilmezidir / 26.09.2002
- Milli ekonomi şart / 20.09.2002