Polisleri öldürerek seri cinayetler işleyen bir katil, bir çatışma sırasında FBI ajanı Jake Malloy'un (Sylvester Stallone) ekibindeki çalışma arkadaşlarını öldürür. Aynı katil daha sonra Malloy'un kız arkadaşı Mary'i de (Dina Meyer) öldürünce Malloy bunalıma girer. Katilin aslında kendisinin peşinde olduğunu ve kız arkadaşını koruyamadığını düşündükçe suçluluk duygusu giderek artar. Bir zamanların kendine güvenli ajanı artık derin bir bunalım içindedir.
Bir süre sonra katil yakalanır ve Malloy arkadaşının katiliyle yüzyüze gelme fırsatını bulur. Ardından katil intihar ederek kendi hayatına son verir. Artık kız arkadaşı da katil de ölmüştür ama Malloy'un psikolojik sorunları hızla artmaktadır. Sonunda eski arkadaşlarından Charlie Hendricks (Charles S. Dutton) adlı bir ajan ona sadece polisler için kurulan bir tedavi merkezinden söz eder ve Wyoming'deki bu tedavi merkezine gitmesini önerir. Eski bir polis olan Doc (Kris Kristofferson) ve asistanı Hank (Tom Berenger) tarafından yönetilen bu tedavi merkezinde Jenny Munroe (Polly Walker) adlı bir psikiyatrist hemşire de görev yapmakta, sorunlu polis hastalara yardımcı olmaktadır.
Kapıda son bir kez silahlarını kontrol ederek bırakan Maloy ve diğer dokuz polis, Wyoming'in vahşi doğasındaki bu tedavi merkezinde başbaşa kalırlar. Şiddetli bir kar fırtınası sonucunda enerji hatları devre dışı kalmış, yollar kapanmış ve sıcaklık sıfırın altındaki derecelere düşmüştür. Ancak tüm bu olumsuzluklardan da önemlisi, sorunlu polislerin hepsi kendi 'buzdan cehennemlerinin' içindedir. Hava sıcaklığı daha da düşerken tedavi merkezinde esrarengiz ölüm olayları başlar. Tedavi gören polisler birer birer öldürülmektedir ve katilin aralarından birisi olduğu hemen hemen kesinlik kazanmak üzeredir. Böyle bir durum karşısında Malloy ve diğer hasta polisler, geçmişlerinde yaşadıkları kabustan çok daha büyüğüyle karşı karşıyadırlar.