Roma Katolik Kilisesi'nin yeni lideri,yani yeni Papa, Alman Kardinal Joseph Ratzinger oldu.
Kilise Şapelinin bacasından çıkan beyaz dumanı gören Katolikler yeni papayla görüşebilmek ve onu dinleyebilmek için birbirlerini ezdiler.
Papa II. jean Paul'den sonra yeni bir dönem açılırken yeni papanın yeni döneminin nasıl geçeceğini tüm dünya merakla bekliyor.
Türkiye'nin de Papa'dan beklentileri olacak, ve Papa'nın Türkiye'den beklentileri...
Türkiye özellikle şu dönem yoğunluk kazandırdığı Avrupa treninden atılmaktan korkuyor,daha doğrusu asılmakta olduğu trenin kompardımanında eline birilerinin basarak düşürülmesinden çok ürküyor.
Yeni Papa Ratzinger'in bizim konumuzla ilgili en önemli özelliği onun Türkiye ve Türkler'e Avrupa Birliği konusunda daha temkinli ve hassas olması.
Onun bu hassasiyeti, Türkiye'nin Avrupa Birliği zihni projesinde Türkiye'nin yerinin daha kısıtlı olduğu tezine dayanıyor.
Fransızlar'ın Mayıs ayı sonuna doğru oylayacakları Avrupa Anayasası'nda Türkiye'nin üyeliğine karşı olanların sayısal üstünlüğü giderek tırmanırken ve Rum-Yunan halkının Türkler'e koyduğu sözkonusu ortaklık ilişkilerindeki soğuk mesafe açılırken yeni papanın Türkiye'ye karşı alacağı sempati ya da antipati devreye girecek.
Hıristiyan felsefeyi kendine zemin edinen Avrupa Birliği ülkelerinin siyasal yapı taşlarında Vatikan ve onun temsilcisinin büyük bir ağırlığı var ve bu ağırlık, her ne kadar bazı kesimlerce görmezden gelinmeye çalışılsa da, Papa'nın ölümü esnasında ve yeni papanın seçimi sırasında Avrupalı liderlerin havada uçuşturdukları taziyeler ve kutlamalar başka neyle izah edilebilecek?
265'inci Papa Ratzinger'in Türkler'e, Türkiye'ye, Avrupa'ya,dünyaya...
Barış ve demokrasi adına neler getireceğini göreceğiz.
Dini ve siyasi temsil gücünü Avrupa medeniyeti üzerinde tahakküm eden Vatikan Türkiye için yine kilit rol oynayacak,oynamaya devam edecek, nice oyunlar oynanacak, nice oyuncular yok olup gidecek.
Yeni Papa Ratzinger'in misyonu bu noktada ehemmiyet arzediyor.
Kalıcı olan da devletler ve o devletlerin zihniyetleridir.
Vatikan'ın Türkiye'yi çok iyi tanıması gibi, Türkiye de Vatikan'ı ve onun misyonunu iyi tanımak zorunda.
Kilise Şapelinin bacasından çıkan beyaz dumanı gören Katolikler yeni papayla görüşebilmek ve onu dinleyebilmek için birbirlerini ezdiler.
Papa II. jean Paul'den sonra yeni bir dönem açılırken yeni papanın yeni döneminin nasıl geçeceğini tüm dünya merakla bekliyor.
Türkiye'nin de Papa'dan beklentileri olacak, ve Papa'nın Türkiye'den beklentileri...
Türkiye özellikle şu dönem yoğunluk kazandırdığı Avrupa treninden atılmaktan korkuyor,daha doğrusu asılmakta olduğu trenin kompardımanında eline birilerinin basarak düşürülmesinden çok ürküyor.
Yeni Papa Ratzinger'in bizim konumuzla ilgili en önemli özelliği onun Türkiye ve Türkler'e Avrupa Birliği konusunda daha temkinli ve hassas olması.
Onun bu hassasiyeti, Türkiye'nin Avrupa Birliği zihni projesinde Türkiye'nin yerinin daha kısıtlı olduğu tezine dayanıyor.
Fransızlar'ın Mayıs ayı sonuna doğru oylayacakları Avrupa Anayasası'nda Türkiye'nin üyeliğine karşı olanların sayısal üstünlüğü giderek tırmanırken ve Rum-Yunan halkının Türkler'e koyduğu sözkonusu ortaklık ilişkilerindeki soğuk mesafe açılırken yeni papanın Türkiye'ye karşı alacağı sempati ya da antipati devreye girecek.
Hıristiyan felsefeyi kendine zemin edinen Avrupa Birliği ülkelerinin siyasal yapı taşlarında Vatikan ve onun temsilcisinin büyük bir ağırlığı var ve bu ağırlık, her ne kadar bazı kesimlerce görmezden gelinmeye çalışılsa da, Papa'nın ölümü esnasında ve yeni papanın seçimi sırasında Avrupalı liderlerin havada uçuşturdukları taziyeler ve kutlamalar başka neyle izah edilebilecek?
265'inci Papa Ratzinger'in Türkler'e, Türkiye'ye, Avrupa'ya,dünyaya...
Barış ve demokrasi adına neler getireceğini göreceğiz.
Dini ve siyasi temsil gücünü Avrupa medeniyeti üzerinde tahakküm eden Vatikan Türkiye için yine kilit rol oynayacak,oynamaya devam edecek, nice oyunlar oynanacak, nice oyuncular yok olup gidecek.
Yeni Papa Ratzinger'in misyonu bu noktada ehemmiyet arzediyor.
Kalıcı olan da devletler ve o devletlerin zihniyetleridir.
Vatikan'ın Türkiye'yi çok iyi tanıması gibi, Türkiye de Vatikan'ı ve onun misyonunu iyi tanımak zorunda.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005