Dünyada adalet
sistemi mevcut mu?
Dünyada adalet sistemi ne kurulmuş, ne de vardır. Dünyada sadece bir güç sistemi yürürlüktedir. Onun da başında tek olarak piyasada şimdilik hüküm süren ve at oynatan ABD bulunmaktadır. Gelecekte durum ne olacak ve nasıl gelişecek o durum henüz bilinmemektedir. ABD'nin karşısına büyük bir ihtimalle Çin çıkacaktır. Büyük güçler kendi menfaatleri için karşıdakileri ezip geçmektedir. Dünyada şimdilik adeta bir silindir - ezip geçme yasası mevcuttur. Karşı gelen ezilmekte ve yerle bir edilmektedir. Ama bazen de bu işler öyle kolay olmamaktadır. Mesela şu anda ABD'nin Irak'ta başı derttedir. Bataklığa saplandı ve kurtulmak için çare aramaktadır! Ona rağmen dünyanın yol haritasını şimdilik ABD çizmektedir. AB ve Rusya hatta Çin buna karşı çıkmak istemekte, ama henüz güçleri yetmemektedir. Bakalım bu durum daha ne kadar böyle kalacaktır.
Rusya hem ABD'ye karşı çıkmak istememekte, hem de eski gücünü tekrar kazanmak için çaba göstermektedir! Onun için Çin'le ve Hindistan'la flört etmektedir. Hatta Türkiye'ye de adeta göz kırpmaktadır.
Öte yandan iç organizasyonda Rusya henüz eski gücünü kazanamamıştır. Geçen yıldaki Kuzey Osetya'da okul baskını çok büyük etki yaptı. Tüm Rusya ve özellikle Putin'in otoritesi sarsıldı. Bunun yanında Çeçenistan'la hala başı dertte. Şimdilik onların düzelmeleriyle uğraşmaktadır.
Aslında Sovyetler'in çöküşü, ekonomik olarak geri kaldıkça içerdeki birlik bozulunca Rusya'nın o yükten kurtulmak istemesiyle filizlendi ve gelişti. Ayrılmak isteyenlerin başında da zaten Rusya bulunuyordu. Bunun ilk sezen Baltık devletleri (Letonya - Litvanya - Estonya) hemen ayrıldılar.
Onun yanında Sovyetler'in zamanında, Özbekistan'ın sorumlusu da bu durumu görerek Özbekistan'ın bağımsızlığını ilan etti!
Onunla beraber şimdi de Rusya Federasyonu adı da üstünde çok uluslu karakterin korumaktadır. Türkler - Tatarlar- Yakutistan ve diğer Sibirya'da bulunan Türk boyları da Rusya Federasyonu'nda kaldı. Ama ABD buna göz yumdu. Çünkü ABD şu anda, Rusya'yı sadece, Güney Kafkas'yada sınırlandırmayı ve kuşatmayı düşünmektedir.
Afganistan meselesi
ve Usame Bin Ladin
Sovyetler Birliği zamanında Orta Asya'daki petrol ve yer altı zenginlikleri ile orada bağımsız olan ve çok zayıf durumda görülen Afganistan'a da sahip olmak istedi. Onu galiba ABD biraz da bu durum için kışkırttı. Sovyetler böylece Afganistan'a saldırdı. Kolayca işgal etti, çünkü direnen bir askeri güç (karşısında) hemen hemen hiç yoktu. Fakat daha sonraları Sovyetler'in bazı direnişçilerle başı derde girdi. ABD'nin de desteklediği ve her türlü malzemeyle arka çıktığı bu direnişçilerin başında ABD'nin yetiştirdiği Usame Bin Ladin vardı. Sovyetler yaklaşık olara 8.5 yıl orada savaştı ve büyük kayıplara sebep oldu. Ama koskoca Sovyet İmparatorluğu orada eridi ve yıprandı. Sonunda da çekilmek zorunda kaldı ve böylece sanki mağlubiyeti kabul etmiş oldu. Ama daha sonra da patır patır dökülüp Sovyetler sona erdi.
Usame Bin Ladin Afganistan'ın kurtuluşunu organize eden ve sonuna kadar durumu zafere ulaştıran liderlerin en başı idi. ABD'nin bir nevi adamı sayılırdı. Din temelli kurtuluşu savaşını yönetti ve dinsiz Sovyetlere karşı başarılı oldu. Ama daha sonra onu ABD gözden çıkardı. Herhalde satın alamadığı için bunu yaptı.
Ama her neyse daha sonraları O'nu gözden düşürmek için terörist ilan etti. Hungtinton da o devrede "medeniyetler savaşı kitabını yazdı".
Ortaya o fikir atıldı. ABD yöneticileri tarafından o fikir adeta bir kurtuluş simidi gibi benimsendi. Çünkü Sovyetler'in çöküşü ABD'yi düşmansız bırakmıştı. Bir düşman gerekiyordu. İşte şimdi bu düşman bulunmuştu. Yeni düşman İslam'dı. Onun başında da Usame Bin Ladin'di!
Üstelik terörist ilan ettikleri ve İslam'ın temsilcisi olarak Sovyetlere karşı savaşan bir Bin Ladin de ortada mevcuttu. Ondan sonrasını artık herkes bilmektedir. 11 Eylül hadiseleri ve ABD Başkanı Bush'un yemini, kiliselerin ayinleri ve Dünya TV'lerinin beyin yıkamaları tam gazla başladı ve halen de devam etmektedir.
İslam ve terör aynı kefeye koyuldu.
Afganistan'ın yaklaşık olarak % 50'si "Pastu" kökenlidir. Pakistan'ın büyük kısmı da aynı kökenli olması sebebiyle büyük yakınlıklar mevcuttur. Onun için Afganistan'ın kurtuluşu Pakistan'ı da yakından ilgilendirmektedir. Zamanında Sovyetler'de savaş esnasında yardımlar Pakistan sınırından Afganistan'da kolayca yapılmaktaydı! Zafere ulaşılmasında bu yardımların büyük rolü olmuştur. Bunun yanında Afganistan'a karşı Türkiye'nin de büyük ilgi duyduğu bilinmektedir. Şu anda da oranın NATO kumandasının başında bir genel Vali niteliği taşıyan eski Türkiye Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin var.
Yakında herhalde Türkiye'den askeri takviye olarak oralara 3. Ordu'nun gitmesi söz konusu olabilir. Çünkü Afganistan'ın batısının da Türk kontrolüne verilmesi istenmektedir.
sistemi mevcut mu?
Dünyada adalet sistemi ne kurulmuş, ne de vardır. Dünyada sadece bir güç sistemi yürürlüktedir. Onun da başında tek olarak piyasada şimdilik hüküm süren ve at oynatan ABD bulunmaktadır. Gelecekte durum ne olacak ve nasıl gelişecek o durum henüz bilinmemektedir. ABD'nin karşısına büyük bir ihtimalle Çin çıkacaktır. Büyük güçler kendi menfaatleri için karşıdakileri ezip geçmektedir. Dünyada şimdilik adeta bir silindir - ezip geçme yasası mevcuttur. Karşı gelen ezilmekte ve yerle bir edilmektedir. Ama bazen de bu işler öyle kolay olmamaktadır. Mesela şu anda ABD'nin Irak'ta başı derttedir. Bataklığa saplandı ve kurtulmak için çare aramaktadır! Ona rağmen dünyanın yol haritasını şimdilik ABD çizmektedir. AB ve Rusya hatta Çin buna karşı çıkmak istemekte, ama henüz güçleri yetmemektedir. Bakalım bu durum daha ne kadar böyle kalacaktır.
Rusya hem ABD'ye karşı çıkmak istememekte, hem de eski gücünü tekrar kazanmak için çaba göstermektedir! Onun için Çin'le ve Hindistan'la flört etmektedir. Hatta Türkiye'ye de adeta göz kırpmaktadır.
Öte yandan iç organizasyonda Rusya henüz eski gücünü kazanamamıştır. Geçen yıldaki Kuzey Osetya'da okul baskını çok büyük etki yaptı. Tüm Rusya ve özellikle Putin'in otoritesi sarsıldı. Bunun yanında Çeçenistan'la hala başı dertte. Şimdilik onların düzelmeleriyle uğraşmaktadır.
Aslında Sovyetler'in çöküşü, ekonomik olarak geri kaldıkça içerdeki birlik bozulunca Rusya'nın o yükten kurtulmak istemesiyle filizlendi ve gelişti. Ayrılmak isteyenlerin başında da zaten Rusya bulunuyordu. Bunun ilk sezen Baltık devletleri (Letonya - Litvanya - Estonya) hemen ayrıldılar.
Onun yanında Sovyetler'in zamanında, Özbekistan'ın sorumlusu da bu durumu görerek Özbekistan'ın bağımsızlığını ilan etti!
Onunla beraber şimdi de Rusya Federasyonu adı da üstünde çok uluslu karakterin korumaktadır. Türkler - Tatarlar- Yakutistan ve diğer Sibirya'da bulunan Türk boyları da Rusya Federasyonu'nda kaldı. Ama ABD buna göz yumdu. Çünkü ABD şu anda, Rusya'yı sadece, Güney Kafkas'yada sınırlandırmayı ve kuşatmayı düşünmektedir.
Afganistan meselesi
ve Usame Bin Ladin
Sovyetler Birliği zamanında Orta Asya'daki petrol ve yer altı zenginlikleri ile orada bağımsız olan ve çok zayıf durumda görülen Afganistan'a da sahip olmak istedi. Onu galiba ABD biraz da bu durum için kışkırttı. Sovyetler böylece Afganistan'a saldırdı. Kolayca işgal etti, çünkü direnen bir askeri güç (karşısında) hemen hemen hiç yoktu. Fakat daha sonraları Sovyetler'in bazı direnişçilerle başı derde girdi. ABD'nin de desteklediği ve her türlü malzemeyle arka çıktığı bu direnişçilerin başında ABD'nin yetiştirdiği Usame Bin Ladin vardı. Sovyetler yaklaşık olara 8.5 yıl orada savaştı ve büyük kayıplara sebep oldu. Ama koskoca Sovyet İmparatorluğu orada eridi ve yıprandı. Sonunda da çekilmek zorunda kaldı ve böylece sanki mağlubiyeti kabul etmiş oldu. Ama daha sonra da patır patır dökülüp Sovyetler sona erdi.
Usame Bin Ladin Afganistan'ın kurtuluşunu organize eden ve sonuna kadar durumu zafere ulaştıran liderlerin en başı idi. ABD'nin bir nevi adamı sayılırdı. Din temelli kurtuluşu savaşını yönetti ve dinsiz Sovyetlere karşı başarılı oldu. Ama daha sonra onu ABD gözden çıkardı. Herhalde satın alamadığı için bunu yaptı.
Ama her neyse daha sonraları O'nu gözden düşürmek için terörist ilan etti. Hungtinton da o devrede "medeniyetler savaşı kitabını yazdı".
Ortaya o fikir atıldı. ABD yöneticileri tarafından o fikir adeta bir kurtuluş simidi gibi benimsendi. Çünkü Sovyetler'in çöküşü ABD'yi düşmansız bırakmıştı. Bir düşman gerekiyordu. İşte şimdi bu düşman bulunmuştu. Yeni düşman İslam'dı. Onun başında da Usame Bin Ladin'di!
Üstelik terörist ilan ettikleri ve İslam'ın temsilcisi olarak Sovyetlere karşı savaşan bir Bin Ladin de ortada mevcuttu. Ondan sonrasını artık herkes bilmektedir. 11 Eylül hadiseleri ve ABD Başkanı Bush'un yemini, kiliselerin ayinleri ve Dünya TV'lerinin beyin yıkamaları tam gazla başladı ve halen de devam etmektedir.
İslam ve terör aynı kefeye koyuldu.
Afganistan'ın yaklaşık olarak % 50'si "Pastu" kökenlidir. Pakistan'ın büyük kısmı da aynı kökenli olması sebebiyle büyük yakınlıklar mevcuttur. Onun için Afganistan'ın kurtuluşu Pakistan'ı da yakından ilgilendirmektedir. Zamanında Sovyetler'de savaş esnasında yardımlar Pakistan sınırından Afganistan'da kolayca yapılmaktaydı! Zafere ulaşılmasında bu yardımların büyük rolü olmuştur. Bunun yanında Afganistan'a karşı Türkiye'nin de büyük ilgi duyduğu bilinmektedir. Şu anda da oranın NATO kumandasının başında bir genel Vali niteliği taşıyan eski Türkiye Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin var.
Yakında herhalde Türkiye'den askeri takviye olarak oralara 3. Ordu'nun gitmesi söz konusu olabilir. Çünkü Afganistan'ın batısının da Türk kontrolüne verilmesi istenmektedir.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006