Desem ki ABD usulü? hayır orada başkanlar yargılanabiliyor; Richard Nixon (Watergate skandalı) ve Bill Clinton (Monica Lewinsky ile olan aşk ilişkisi) örnekleri ortadayken Amerikan tipi başkanlık bana yaramaz! Desem ki, Meksika ya da Fransa? onlar da olmaz! Madem ki başkanlık istiyorum modeli de ben çizerim! Neymiş? Türk usulü başkanlık sistemi?
Başkanlığın peşine düşmüş Erdoğan, kendine uygun modelin adını koyduktan sonra, önüne gelene dayatmaya başladı bu sistemi; muhtarlar, kaymakamlar derken STK (Sivil Toplum Kuruluşları)?
Şimdilerde de başkanlık kilidini çözecek bir anahtar kavram ortaya attı: Yerli malı anayasa. Gerekçesi de ithal anayasalarla işlerin yürümediği.
Soralım, ithal anayasaya göre seçilmedin mi? Seçilmene yol açan anayasa ithal ise, cumhurbaşkanı da ithal mi oluyor?
Bu fikri Erdoğan'a, danışmanı anayasa hukukçusu Burhan Kuzu vermiş olmasın! Olabilir de; ithal dedikleri 1982 Anayasası bir Türk bilim adamı, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı hocamız tarafından yazılmıştı. Burhan Kuzu, Aldıkaçtı'nın asistanıydı. Merhum hocamızdan çektiği kadar kimseden çekmemiştir Kuzu. Gerçi Aldıkaçtı kadar olmasa da, Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdan da biraz çekmişliği vardır.
Şimdi çok çektiği hocasının yazdığı anayasayı da ithal ürünler arasına sıkıştırma gayreti, geçmişin acısına bağlanabilir, diye aklımdan geçmiyor değil.
Erdoğan, önceki anayasalar da bizim ürünümüz değildir deyip, kestirip attı.
Bakalım; Bundan önceki 1961 Anayasa'sı, Ord. Prof. Dr. Hıfsı Veldet Velidedeoğlu riyasetindeki hukukçular heyeti tarafından hazırlandı ve Danışma Meclisi tarafından kabul edilerek halkoyuna sunuldu. Türk Milleti'nin "evet" oylarıyla yürürlüğe girdi.
Cumhuriyetin ilk anayasası olan 1924 Anayasa'sı, Türk Milletinin ulusal meclisi TBMM tarafından kabul edilmiştir.
Bu anayasalar mı ithal, yoksa Erdoğan'ın ülkeye ithale çalıştığı başkanlık mı, hangisi? O nedenledir ki, bize ve rejimimize yabancı olan başkanlığın adını "Türk usulü" ve buna imkân sağlayacak anayasaya da "yerli" deyimini yakıştırarak "yaban" ı gizleme çabasındadır Erdoğan.
Diyelim ki, yerli(!) anayasa üretildi. Anayasa, isminden de anlaşılacağı gibi, tüm yasaların anasıdır ve yasalar anayasaya aykırı olamaz. Bu kural anayasa hukukunun temel unsurlarından biridir. Ülkedeki tüm yasaların yerli anayasaya göre düzenlenmesi yani "yerli malı yurdun malı" haftasının hemen yurt çapında başlatılması gerekir.
Temel yasalardan başlayalım:
Türk Ceza Kanunu, İtalya'dan alınmış,
Türk Medeni Kanunu, İsviçre'den alınmış,
Türk Ticaret Kanunu, Erdoğan'ın örnek gösterdiği Hitler'in ülkesi Almanya'dan alınmış,
İdare Hukuku, kaynak ülke Fransa.
Şu "yerli" lafı Erdoğan'ı hayli uğraştıracağa benzer? sırf anayasayla kalmıyor iş. Ayrıca ilk kez "Türk" sözünü kullanmak zorunda kaldı. Neyse başkanlık uğruna da olsa bir olumlu adım, diyelim!
Başkanlığın peşine düşmüş Erdoğan, kendine uygun modelin adını koyduktan sonra, önüne gelene dayatmaya başladı bu sistemi; muhtarlar, kaymakamlar derken STK (Sivil Toplum Kuruluşları)?
Şimdilerde de başkanlık kilidini çözecek bir anahtar kavram ortaya attı: Yerli malı anayasa. Gerekçesi de ithal anayasalarla işlerin yürümediği.
Soralım, ithal anayasaya göre seçilmedin mi? Seçilmene yol açan anayasa ithal ise, cumhurbaşkanı da ithal mi oluyor?
Bu fikri Erdoğan'a, danışmanı anayasa hukukçusu Burhan Kuzu vermiş olmasın! Olabilir de; ithal dedikleri 1982 Anayasası bir Türk bilim adamı, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı hocamız tarafından yazılmıştı. Burhan Kuzu, Aldıkaçtı'nın asistanıydı. Merhum hocamızdan çektiği kadar kimseden çekmemiştir Kuzu. Gerçi Aldıkaçtı kadar olmasa da, Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdan da biraz çekmişliği vardır.
Şimdi çok çektiği hocasının yazdığı anayasayı da ithal ürünler arasına sıkıştırma gayreti, geçmişin acısına bağlanabilir, diye aklımdan geçmiyor değil.
Erdoğan, önceki anayasalar da bizim ürünümüz değildir deyip, kestirip attı.
Bakalım; Bundan önceki 1961 Anayasa'sı, Ord. Prof. Dr. Hıfsı Veldet Velidedeoğlu riyasetindeki hukukçular heyeti tarafından hazırlandı ve Danışma Meclisi tarafından kabul edilerek halkoyuna sunuldu. Türk Milleti'nin "evet" oylarıyla yürürlüğe girdi.
Cumhuriyetin ilk anayasası olan 1924 Anayasa'sı, Türk Milletinin ulusal meclisi TBMM tarafından kabul edilmiştir.
Bu anayasalar mı ithal, yoksa Erdoğan'ın ülkeye ithale çalıştığı başkanlık mı, hangisi? O nedenledir ki, bize ve rejimimize yabancı olan başkanlığın adını "Türk usulü" ve buna imkân sağlayacak anayasaya da "yerli" deyimini yakıştırarak "yaban" ı gizleme çabasındadır Erdoğan.
Diyelim ki, yerli(!) anayasa üretildi. Anayasa, isminden de anlaşılacağı gibi, tüm yasaların anasıdır ve yasalar anayasaya aykırı olamaz. Bu kural anayasa hukukunun temel unsurlarından biridir. Ülkedeki tüm yasaların yerli anayasaya göre düzenlenmesi yani "yerli malı yurdun malı" haftasının hemen yurt çapında başlatılması gerekir.
Temel yasalardan başlayalım:
Türk Ceza Kanunu, İtalya'dan alınmış,
Türk Medeni Kanunu, İsviçre'den alınmış,
Türk Ticaret Kanunu, Erdoğan'ın örnek gösterdiği Hitler'in ülkesi Almanya'dan alınmış,
İdare Hukuku, kaynak ülke Fransa.
Şu "yerli" lafı Erdoğan'ı hayli uğraştıracağa benzer? sırf anayasayla kalmıyor iş. Ayrıca ilk kez "Türk" sözünü kullanmak zorunda kaldı. Neyse başkanlık uğruna da olsa bir olumlu adım, diyelim!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023